1

Ne mutlu o insana ki, kötülerin öğüdüyle yürümez, Günahkârların yolunda durmaz, Alaycıların arasında oturmaz.
Ancak zevkini RABbin Yasasından alır Ve gece gündüz onun üzerinde derin derin düşünür.
Böylesi akarsu kıyılarına dikilmiş ağaca benzer, Meyvesini mevsiminde verir, Yaprağı hiç solmaz. Yaptığı her işi başarır.
Kötüler böyle değil, Rüzgarın savurduğu saman çöpüne benzerler.
Bu yüzden yargılanınca aklanamaz, Doğrular topluluğunda yer bulamaz günahkârlar.
Çünkü RAB doğruların yolunu gözetir, Kötülerin yolu ise ölüme götürür.

2

Nedir uluslar arasındaki bu kargaşa, Neden boş düzenler kurar bu halklar?
Dünyanın kralları saf bağlıyor, Hükümdarlar birleşiyor RABbe ve meshettiği krala karşı.
‹‹Koparalım onların kayışlarını›› diyorlar, ‹‹Atalım üzerimizden bağlarını.››
Göklerde oturan Rab gülüyor, Onlarla eğleniyor.
Sonra öfkeyle uyarıyor onları, Gazabıyla dehşete düşürüyor
Ve, ‹‹Ben kralımı Kutsal dağım Siyona oturttum›› diyor.
RABbin bildirisini ilan edeceğim: Bana, ‹‹Sen benim oğlumsun›› dedi, ‹‹Bugün ben sana baba oldum.
Dile benden, miras olarak sana ulusları, Mülk olarak yeryüzünün dört bucağını vereyim.
Demir çomakla kıracaksın onları, Çömlek gibi parçalayacaksın.›› ‹‹Güdeceksin››.
Ey krallar, akıllı olun! Ey dünya önderleri, ders alın!
RABbe korkuyla hizmet edin, Titreyerek sevinin.
Oğulu öpün ki öfkelenmesin, Yoksa izlediğiniz yolda mahvolursunuz. Çünkü öfkesi bir anda alevleniverir. Ne mutlu O'na sığınanlara!

3

Ya RAB, düşmanlarım ne kadar çoğaldı, Hele bana karşı ayaklananlar!
Birçoğu benim için: ‹‹Tanrı katında ona kurtuluş yok!›› diyor. |iSela sanılıyor.
Ama sen, ya RAB, çevremde kalkansın, Onurum, başımı yukarı kaldıran sensin.
RABbe seslenirim, Yanıtlar beni kutsal dağından. |iSela
Yatar uyurum, Uyanır kalkarım, RAB destektir bana.
Korkum yok Çevremi saran binlerce düşmandan.
Ya RAB, kalk, ey Tanrım, kurtar beni! Vur bütün düşmanlarımın çenesine, Kır kötülerin dişlerini.
Kurtuluş RAB'dedir, Halkının üzerinde olsun bereketin! |iSela

4

Sana seslenince yanıtla beni, Ey adil Tanrım! Ferahlat beni sıkıntıya düştüğümde, Lütfet bana, kulak ver duama.
Ey insanlar, ne zamana dek Onurumu utanca çevireceksiniz? Ne zamana dek boş şeylere gönül verecek, Yalan peşinde koşacaksınız? |iSela
Bilin ki, RAB sadık kulunu kendine ayırmıştır, Ne zaman seslensem, duyar beni.
Öfkelenebilirsiniz, ama günah işlemeyin; İyi düşünün yatağınızda, susun. |iSela
Doğruluk kurbanları sunun RABbe, Ona güvenin.
‹‹Kim bize iyilik yapacak?›› diyen çok. Ya RAB, yüzünün ışığıyla bizi aydınlat!
Öyle bir sevinç verdin ki bana, Onların bol tahıl ve yeni şaraptan aldığı sevinçten fazla.
Esenlik içinde yatar uyurum, Çünkü yalnız sen, ya RAB, Güvenlik içinde tutarsın beni.

5

Sözlerime kulak ver, ya RAB, İniltilerimi işit.
Feryadımı dinle, ey Kralım ve Tanrım! Duam sanadır.
Sabah sesimi duyarsın, ya RAB, Her sabah sana duamı sunar, umutla beklerim.
Çünkü sen kötülükten hoşlanan Tanrı değilsin, Kötülük senin yanında barınmaz.
Böbürlenenler önünde duramaz, Bütün suç işleyenlerden nefret duyar,
Yalan söyleyenleri yok edersin; Ya RAB, sen eli kanlılardan, Aldatıcılardan tiksinirsin.
Bense bol sevgin sayesinde Kutsal tapınağına gireceğim; Oraya doğru saygıyla eğileceğim.
Yol göster bana doğruluğunla, ya RAB, Düşmanlarıma karşı! Yolunu önümde düzle.
Çünkü onların sözüne güvenilmez, Yürekleri yıkım dolu. Ağızları açık birer mezardır, Yaltaklanır dururlar.
Ey Tanrı, onları suçlu çıkar! Kurdukları düzen yıkımlarına yol açsın. Kov onları sayısız isyanları yüzünden. Çünkü sana karşı ayaklandılar.
Sevinsin sana sığınan herkes, Sevinç çığlıkları atsın sürekli, Kanat ger üzerlerine; Sevinçle coşsun adını sevenler sende.
Çünkü sen doğru kişiyi kutsarsın, ya RAB, Çevresini kalkan gibi lütfunla sararsın.

6

Ya RAB, öfkeyle azarlama beni, Gazapla yola getirme. kesin olarak bilinmiyor.
Lütfet bana, ya RAB, bitkinim; Şifa ver bana, ya RAB, kemiklerim sızlıyor,
Çok acı çekiyorum. Ah, ya RAB! Ne zamana dek sürecek bu?
Gel, ya RAB, kurtar beni, Yardım et sevginden dolayı.
Çünkü ölüler arasında kimse seni anmaz, Kim şükür sunar sana ölüler diyarından?
İnleye inleye bittim, Döşeğim su içinde bütün gece ağlamaktan, Yatağım sırılsıklam gözyaşlarımdan.
Kederden gözlerimin feri sönüyor, Zayıflıyor gözlerim düşmanlarım yüzünden.
Ey kötülük yapanlar, Uzak durun benden, Çünkü RAB ağlayışımı işitti.
Yalvarışımı duydu, Duamı kabul etti.
Bütün düşmanlarım utanacak, Hepsini dehşet saracak, Ansızın geri dönecekler utanç içinde.

7

Sana sığınıyorum, ya RAB Tanrım! Peşime düşenlerden kurtar beni, Özgür kıl.
Yoksa aslan gibi parçalayacaklar beni, Kurtaracak biri yok diye, Lime lime edecekler etimi.
Ya RAB Tanrım, eğer şunu yaptıysam: Birine haksızlık ettiysem,
Dostuma ihanet ettiysem, Düşmanımı nedensiz soyduysam,
Ardıma düşsün düşman, Yakalasın beni, Canımı yerde çiğnesin, Ayak altına alsın onurumu. |iSela
Öfkeyle kalk, ya RAB! Düşmanlarımın gazabına karşı çık! Benim için uyan! Buyur, adalet olsun.
Uluslar topluluğu çevreni sarsın, Onları yüce katından yönet.
RAB halkları yargılar; Beni de yargıla, ya RAB, Doğruluğuma, dürüstlüğüme göre.
Ey adil Tanrım! Kötülerin kötülüğü son bulsun, Doğrular güvene kavuşsun, Sen ki akılları, gönülleri sınarsın.
Tanrı kalkan gibi yanıbaşımda, Temiz yüreklileri O kurtarır.
Tanrı adil bir yargıçtır, Öyle bir Tanrı ki, her gün öfke saçar.
Kötüler yola gelmezse, Tanrı kılıcını biler, Yayını gerip hedefine kurar.
Hazır bekler ölümcül silahları, Alevli okları.
İşte kötü insan kötülük sancıları çekiyor, Fesada gebe kalmış, Yalan doğuruyor.
Bir kuyu açıp kazıyor, Kazdığı kuyuya kendisi düşüyor.
Kötülüğü kendi başına gelecek, Zorbalığı kendi tepesine inecek.
Şükredeyim doğruluğu için RAB'be, Yüce RAB'bin adını ilahilerle öveyim.

8

Ey Egemenimiz RAB, Ne yüce adın var yeryüzünün tümünde! Gökyüzünü görkeminle kapladın. okunan bir ilahi olabilir.
Çocukların, hatta emziktekilerin sesiyle Set çektin hasımlarına, Düşmanı, öç alanı yok etmek için.
Seyrederken ellerinin eseri olan gökleri, Oraya koyduğun ayı ve yıldızları,
Soruyorum kendi kendime: ‹‹İnsan ne ki, onu anasın, Ya da insanoğlu ne ki, ona ilgi gösteresin?››
Nerdeyse bir tanrı yaptın onu, Başına yücelik ve onur tacını koydun. (tanrılardan) pek aşağı yaratmadın›› (bkz. Yar.1:26-28; İbr.2:6-8).
Ellerinin yapıtları üzerine onu egemen kıldın, Her şeyi ayaklarının altına serdin;
Davarları, sığırları, Yabanıl hayvanları,
Gökteki kuşları, denizdeki balıkları, Denizde kıpırdaşan bütün canlıları.
Ey Egemenimiz RAB, Ne yüce adın var yeryüzünün tümünde!

9

Ya RAB, bütün yüreğimle sana şükredeceğim, Yaptığın harikaların hepsini anlatacağım. yazılır.
Sende sevinç bulacak, coşacağım, Adını ilahilerle öveceğim, ey Yüceler Yücesi!
Düşmanlarım geri çekilirken, Sendeleyip ölüyorlar senin önünde.
Çünkü hakkımı, davamı sen savundun, Adil yargıç olarak tahta oturdun.
Ulusları azarladın, kötüleri yok ettin, Sonsuza dek adlarını sildin.
Yok olup gitti düşmanlar sonsuza dek, Kökünden söktün kentlerini, Anıları bile silinip gitti.
Oysa RAB sonsuza dek egemenlik sürer, Yargı için kurmuştur tahtını;
O yönetir doğrulukla dünyayı, O yargılar adaletle halkları.
RAB ezilenler için bir sığınak, Sıkıntılı günlerde bir kaledir.
Seni tanıyanlar sana güvenir, Çünkü sana yönelenleri hiç terk etmedin, ya RAB.
Siyonda oturan RABbi ilahilerle övün! Yaptıklarını halklar arasında duyurun!
Çünkü dökülen kanın hesabını soran anımsar, Ezilenlerin feryadını unutmaz.
Acı bana, ya RAB! Ey beni ölümün eşiğinden kurtaran, Benden nefret edenler yüzünden çektiğim sıkıntıya bak!
Öyle ki, övgüye değer işlerini anlatayım, Siyon Kentinin kapılarında Sağladığın kurtuluşla sevineyim.
Uluslar kendi kazdıkları kuyuya düştü, Ayakları gizledikleri ağa takıldı.
Adil yargılarıyla RAB kendini gösterdi, Kötüler kendi kurdukları tuzağa düştü. |iHigayon |isela terimi.
Kötüler ölüler diyarına gidecek, Tanrıyı unutan bütün uluslar...
Ama yoksul büsbütün unutulmayacak, Mazlumun umudu sonsuza dek kırılmayacak.
Kalk, ya RAB! İnsan galip çıkmasın, Huzurunda yargılansın uluslar!
Onlara dehşet saç, ya RAB! Sadece insan olduklarını bilsin uluslar. |iSela

10

Ya RAB, neden uzak duruyorsun, Sıkıntılı günlerde kendini gizliyorsun?
Kötüler gururla mazlumları avlıyor, Mazlumlar kötülerin kurduğu tuzağa düşüyor.
Kötü insan içindeki isteklerle övünür, Açgözlü insan RABbe lanet okur, Onu hor görür.
Kendini beğenmiş kötü insan Tanrıya yönelmez, Hep, ‹‹Tanrı yok!›› diye düşünür.
Kötülerin yolları her zaman başarıya götürür. Öyle yücedir ki senin yargıların, Kötüler anlayamaz, düşmanına burun kıvırır.
İçinden, ‹‹Ben sarsılmam›› der, ‹‹Hiçbir zaman sıkıntıya düşmem.››
Ağzı lanet, hile ve zulüm dolu, Dilinin altında kötülük ve fesat saklı.
Köylerin çevresinde pusu kurar, Masumu gizli yerlerde öldürür, Çaresizi sinsice gözler.
Gizli yerlerde pusuya yatar Çalılıktaki aslan gibi, Kapmak için mazlumu bekler Ve ağına düşürüp yakalar.
Kurbanları çaresiz çöker, Saldıranın üstün gücü altında ezilir.
Kötü insan içinden, ‹‹Tanrı unuttu›› der, ‹‹Örttü yüzünü, asla göremez.››
Kalk, ya RAB, kaldır elini, ey Tanrı! Mazlumları unutma!
Neden kötü insan seni hor görsün, İçinden, ‹‹Tanrı hesap sormaz›› desin?
Oysa sen sıkıntı ve acı çekenleri görürsün, Yardım etmek için onları izlersin; Çaresizler sana dayanır, Öksüzün yardımcısı sensin.
Kötünün, haksızın kolunu kır, Sormadık hesap kalmasın yaptığı kötülükten.
RAB sonsuza dek kral kalacak, Uluslar Onun ülkesinden temizlenecek.
Mazlumların dileğini duyarsın, ya RAB, Yüreklendirirsin onları, Kulağın hep üzerlerinde;
Öksüze, düşküne hakkını vermek için, Bir daha dehşet saçmasın ölümlü insan.

11

Ben RABbe sığınırım, Nasıl dersiniz bana, ‹‹Kuş gibi kaç dağlara.
Bak, kötüler yaylarını geriyor, Temiz yürekli insanları Karanlıkta vurmak için Oklarını kirişine koyuyor.
Temeller yıkılırsa, Ne yapabilir doğru insan?››
RAB kutsal tapınağındadır, Onun tahtı göklerdedir, Bütün insanları görür, Herkesi sınar.
RAB doğru insanı sınar, Kötüden, zorbalığı sevenden tiksinir.
Kötülerin üzerine kızgın korlar ve kükürt yağdıracak, Paylarına düşen kâse kavurucu rüzgar olacak.
Çünkü RAB doğrudur, doğruları sever; Dürüst insanlar O'nun yüzünü görecek. kesin olarak bilinmiyor.

12

Kurtar beni, ya RAB, sadık kulun kalmadı, Güvenilir insanlar yok oldu.
Herkes birbirine yalan söylüyor, Dalkavukluk, ikiyüzlülük ediyor.
Sustursun RAB dalkavukların ağzını, Büyüklenen dilleri.
Onlar ki, ‹‹Dilimizle kazanırız, Dudaklarımız emrimizde, Kim bize efendilik edebilir?›› derler.
‹‹Şimdi kalkacağım›› diyor RAB, ‹‹Çünkü mazlumlar eziliyor, Yoksullar inliyor, Özledikleri kurtuluşu vereceğim onlara.››
RABbin sözleri pak sözlerdir; Toprak ocakta eritilmiş, Yedi kez arıtılmış gümüşe benzer.
Sen onları koru, ya RAB, Bu kötü kuşaktan hep uzak tut!
İnsanlar arasında alçaklık rağbet görünce, Kötüler her yanda dolaşır oldu.

13

Ne zamana dek, ya RAB, Sonsuza dek mi beni unutacaksın? Ne zamana dek yüzünü benden gizleyeceksin?
Ne zamana dek içimde tasa, Yüreğimde hep keder olacak? Ne zamana dek düşmanım bana üstün çıkacak?
Gör halimi, ya RAB, yanıtla Tanrım, Gözlerimi aç, ölüm uykusuna dalmayayım.
Düşmanlarım, ‹‹Onu yendik!›› demesin, Sarsıldığımda hasımlarım sevinmesin.
Ben senin sevgine güveniyorum, Yüreğim kurtarışınla coşsun.
Ezgiler söyleyeceğim sana, ya RAB, Çünkü iyilik ettin bana.

14

Akılsız içinden, ‹‹Tanrı yok!›› der. İnsanlar bozuldu, iğrençlik aldı yürüdü, İyilik eden yok.
RAB göklerden bakar oldu insanlara, Akıllı, Tanrıyı arayan biri var mı diye.
Hepsi saptı, Tümü yozlaştı, İyilik eden yok, Bir kişi bile!
Suç işleyenlerin hiçbiri görmüyor mu? Halkımı ekmek yer gibi yiyor, RABbe yakarmıyorlar.
Dehşete düşecekler yeryüzünde, Çünkü Tanrı doğruların yanındadır.
Mazlumun tasarılarını boşa çıkarırdınız, Ama RAB onun sığınağıdır.
Keşke İsrail'in kurtuluşu Siyon'dan gelse! RAB halkını eski gönencine kavuşturunca, Yakup soyu sevinecek, İsrail halkı coşacak.

15

Ya RAB, çadırına kim konuk olabilir? Kutsal dağında kim oturabilir?
Kusursuz yaşam süren, adil davranan, Yürekten gerçeği söyleyen.
İftira etmez, Dostuna zarar vermez, Komşusuna kara çalmaz böylesi.
Aşağılık insanları hor görür, Ama RABden korkanlara saygı duyar. Kendi zararına ant içse bile, dönmez andından.
Parasını faize vermez, Suçsuza karşı rüşvet almaz. Böyle yaşayan asla sarsılmayacak.

16

Koru beni, ey Tanrı, Çünkü sana sığınıyorum.
RABbe dedim ki, ‹‹Efendim sensin. Senden öte mutluluk yok benim için.››
Ülkedeki kutsallara gelince, Soyludur onlar, biricik zevkim onlardır.
Başka ilahların ardınca koşanların derdi artacak. Onların kan sunularını dökmeyeceğim, Adlarını ağzıma almayacağım.
Benim payıma, Benim kâseme düşen sensin, ya RAB; Yaşamım senin ellerinde.
Payıma ne güzel yerler düştü, Ne harika bir mirasım var!
Övgüler sunarım bana öğüt veren RABbe, Geceleri bile vicdanım uyarır beni.
Gözümü RABden ayırmam, Sağımda durduğu için sarsılmam.
Bu nedenle içim sevinç dolu, yüreğim coşuyor, Bedenim güven içinde.
Çünkü sen beni ölüler diyarına terk etmezsin, Sadık kulunun çürümesine izin vermezsin. kulunun ölüm çukurunu görmesine izin vermezsin.››
Yaşam yolunu bana bildirirsin. Bol sevinç vardır senin huzurunda, Sağ elinden mutluluk eksilmez.

17

Haklı davamı dinle, ya RAB, Feryadımı işit! Hilesiz dudaklardan çıkan duama kulak ver!
Haklı çıkar beni, Çünkü sen gerçeği görürsün.
Yüreğimi yokladın, Gece denedin, Sınadın beni, Kötü bir şey bulmadın; Kararlıyım, ağzımdan kötü söz çıkmaz,
Başkalarının yaptıklarına gelince, Ben senin sözlerine uyarak Şiddet yollarından kaçındım.
Sıkı adımlarla senin yollarını tuttum, Kaymadı ayaklarım.
Sana yakarıyorum, ey Tanrı, Çünkü beni yanıtlarsın; Kulak ver bana, dinle söylediklerimi!
Göster harika sevgini, Ey sana sığınanları saldırganlardan sağ eliyle kurtaran!
Koru beni gözbebeği gibi; Kanatlarının gölgesine gizle
Kötülerin saldırısından, Çevremi saran ölümcül düşmanlarımdan.
Yürekleri yağ bağlamış, Ağızları büyük laflar ediyor.
İzimi buldular, üzerime geliyorlar, Yere vurmak için gözetliyorlar.
Tıpkı parçalamak için sabırsızlanan bir aslan, Pusuya yatan genç bir aslan gibi.
Kalk, ya RAB, kes önlerini, eğ başlarını! Kılıcınla kurtar canımı kötülerden,
Elinle bu insanlardan, ya RAB, Yaşam payı bu dünyada olan insanlardan. Varsın karınları vereceğin cezalara doysun, Çocukları da yiyip doysun, Artanı torunlarına kalsın!
Ama ben doğruluk sayesinde yüzünü göreceğim senin, Uyanınca suretini görmeye doyacağım.

18

Seni seviyorum, gücüm sensin, ya RAB!
RAB benim kayam, sığınağım, kurtarıcımdır, Tanrım, kayam, sığınacak yerimdir, Kalkanım, güçlü kurtarıcım, korunağımdır!
Övgüye değer RABbe seslenir, Kurtulurum düşmanlarımdan.
Ölüm iplerine dolanmıştım, Yıkım selleri basmıştı beni,
Ölüler diyarının bağları sarmıştı, Ölüm tuzakları çıkmıştı karşıma.
Sıkıntı içinde RABbe yakardım, Yardıma çağırdım Tanrımı. Tapınağından sesimi duydu, Haykırışım kulaklarına ulaştı.
O zaman yeryüzü sarsılıp sallandı, Titreyip sarsıldı dağların temelleri, Çünkü RAB öfkelenmişti.
Burnundan duman yükseldi, Ağzından kavurucu ateş Ve korlar fışkırdı.
Kara buluta basarak Gökleri yarıp indi.
Bir Keruva binip uçtu, Rüzgar kanatlar takarak hızla geldi.
Karanlığı örtündü, Kara bulutları kendine çardak yaptı.
Varlığının parıltısından, Bulutlardan dolu ve korlar savruluyordu.
RAB göklerden gürledi, Duyurdu sesini Yüceler Yücesi, Dolu ve alevli korlarla.
Savurup oklarını düşmanlarını dağıttı, Şimşek çaktırarak onları şaşkına çevirdi.
Denizin dibi göründü, Yeryüzünün temelleri açığa çıktı, ya RAB, Senin azarlamandan, Burnundan çıkan güçlü soluktan.
RAB yukarıdan elini uzatıp tuttu, Çıkardı beni derin sulardan.
Beni zorlu düşmanımdan, Benden nefret edenlerden kurtardı, Çünkü onlar benden güçlüydü.
Felaket günümde karşıma dikildiler, Ama RAB bana destek oldu.
Beni huzura kavuşturdu, Kurtardı, çünkü benden hoşnut kaldı.
RAB doğruluğumun karşılığını verdi, Beni temiz ellerime göre ödüllendirdi.
Çünkü RABbin yolunda yürüdüm, Tanrımdan uzaklaşarak kötülük yapmadım.
Onun bütün ilkelerini göz önünde tuttum, Kurallarından ayrılmadım.
Onun gözünde kusursuzdum, Suç işlemekten sakındım.
Bu yüzden RAB beni doğruluğuma Ve gözünde pak olan ellerime göre ödüllendirdi.
Sadık kuluna sadakat gösterir, Kusursuz olana kusursuz davranırsın.
Pak olanla pak olur, Eğriye eğri davranırsın.
Alçakgönüllüleri kurtarır, Gururluların başını eğersin.
Işığımın kaynağı sensin, ya RAB, Tanrım! Karanlığımı aydınlatırsın.
Desteğinle akıncılara saldırır, Seninle surları aşarım, Tanrım.
Tanrının yolu kusursuzdur, RABbin sözü arıdır. O kendisine sığınan herkesin kalkanıdır.
Var mı RABden başka tanrı? Tanrımızdan başka kaya var mı?
Tanrı beni güçle donatır, Yolumu kusursuz kılar.
Ayaklar verdi bana, geyiklerinki gibi, Doruklarda tutar beni.
Bana savaşmayı öğretti, Kollarımla tunç bir yayı gereyim diye.
Bana zafer kalkanını bağışlarsın, Sağ elin destekler, Alçakgönüllülüğün yüceltir beni.
Bastığım yerleri genişletirsin, Burkulmaz bileklerim.
Kovalayıp yetiştim düşmanlarıma, Hepsi yok olmadan geri dönmedim.
Ezdim onları, kalkamaz oldular, Ayaklarımın altına serildiler.
Savaş için beni güçle donattın, Bana başkaldıranları önümde yere serdin.
Düşmanlarımı kaçmak zorunda bıraktın, Benden nefret edenleri yok ettim.
Feryat ettiler, ama kurtaran çıkmadı; RABbi çağırdılar, ama O yanıt vermedi.
Ezdim onları, rüzgarın savurduğu toza döndüler, Sokak çamuru gibi savurup attım.
Halkımın çekişmelerinden beni kurtardın, Ulusların önderi yaptın, Tanımadığım halklar bana kulluk ediyor.
Duyar duymaz sözümü dinlediler, Yabancılar bana yaltaklandılar.
Yabancıların betleri benizleri attı, Titreyerek çıktılar kalelerinden.
RAB yaşıyor! Kayama övgüler olsun! Yücelsin kurtarıcım Tanrı!
Odur öcümü alan, Halkları bana bağımlı kılan.
Düşmanlarımdan kurtarır, Başkaldıranlardan üstün kılar beni, Zorbaların elinden alır.
Bunun için uluslar arasında sana şükredeceğim, ya RAB, Adını ilahilerle öveceğim.
RAB kralını büyük zaferlere ulaştırır, Meshettiği krala, Davut'a ve soyuna Sonsuza dek sevgi gösterir.

19

Gökler Tanrının görkemini açıklamakta, Gökkubbe ellerinin eserini duyurmakta.
Gün güne söz söyler, Gece geceye bilgi verir.
Ne söz geçer orada, ne de konuşma, Sesleri duyulmaz.
Ama sesleri yeryüzünü dolaşır, Sözleri dünyanın dört bucağına ulaşır. Güneş için göklerde çadır kurdu Tanrı.
Gerdekten çıkan güveye benzer güneş, Koşuya çıkacak atlet gibi sevinir.
Göğün bir ucundan çıkar, Öbür ucuna döner, Hiçbir şey gizlenmez sıcaklığından.
RABbin yasası yetkindir, cana can katar, RABbin buyrukları güvenilirdir, Saf adama bilgelik verir,
RABbin kuralları doğrudur, yüreği sevindirir, RABbin buyrukları arıdır, gözleri aydınlatır.
RAB korkusu paktır, sonsuza dek kalır, RABbin ilkeleri gerçek, tamamen adildir.
Onlara altından, bol miktarda saf altından çok istek duyulur, Onlar baldan, süzme petek balından tatlıdır.
Uyarırlar kulunu, Onlara uyanların ödülü büyüktür.
Kim yanlışlarını görebilir? Bağışla göremediğim kusurlarımı,
Bilerek işlenen günahlardan koru kulunu, İzin verme bana egemen olmalarına! O zaman büyük isyandan uzak, Kusursuz olurum.
Ağzımdan çıkan sözler, Yüreğimdeki düşünceler, Kabul görsün senin önünde, Ya RAB, kayam, kurtarıcım benim! ‹‹Goel›› sözcüğü ‹‹Yakın akraba›› anlamına gelir (bkz. Rut 2:20).

20

Sıkıntılı gününde RAB seni yanıtlasın, Yakupun Tanrısının adı seni korusun!
Yardım göndersin sana kutsal yerden, Siyondan destek versin.
Bütün tahıl sunularını anımsasın, Yakmalık sunularını kabul etsin! |iSela
Gönlünce versin sana, Bütün tasarılarını gerçekleştirsin!
O zaman zaferini sevinç çığlıklarıyla kutlayacağız, Tanrımızın adıyla sancaklarımızı dikeceğiz. RAB senin bütün dileklerini yerine getirsin.
Şimdi anladım ki, RAB meshettiği kralı kurtarıyor, Sağ elinin kurtarıcı gücüyle Kutsal göklerinden ona yanıt veriyor.
Bazıları savaş arabalarına, Bazıları atlarına güvenir, Bizse Tanrımız RABbin adına güveniriz.
Onlar çöküyor, düşüyorlar; Bizse kalkıyor, dimdik duruyoruz.
Ya RAB, kralı kurtar! Yanıtla bizi sana yakardığımız gün!

21

Ya RAB, kral seviniyor gösterdiğin güce. Sevinçten coşuyor verdiğin zaferle!
Gönlünün istediğini verdin, Ağzından çıkan dileği geri çevirmedin. |iSela
Onu güzel armağanlarla karşıladın, Başına saf altından taç koydun.
Senden yaşam istedi, verdin ona: Uzun, sonsuz bir ömür.
Sağladığın zaferle büyük yüceliğe erişti, Onu görkem ve büyüklükle donattın.
Üzerine sürekli bereket yağdırdın, Varlığınla onu sevince boğdun.
Çünkü kral RABbe güvenir, Yüceler Yücesinin sevgisi sayesinde sarsılmaz.
Elin bütün düşmanlarına erişecek, Sağ elin senden nefret edenlere uzanacak.
Öfkelendiğin an, ya RAB, Kızgın fırına döndüreceksin onları; Gazapla yutacak, Ateşle tüketeceksin.
Yok edeceksin çocuklarını yeryüzünden, Soylarını insanlar arasından.
Düzenler kursalar sana, Aldatmaya çalışsalar, Yine de başarılı olamazlar.
Çünkü sırtlarını döndüreceksin, Yayını yüzlerine doğru gerince.
Yüceliğini göster, ya RAB, gücünle! Ezgiler söyleyip ilahilerle öveceğiz kudretini.

22

Tanrım, Tanrım, beni neden terk ettin? Niçin bana yardım etmekten, Haykırışıma kulak vermekten uzak duruyorsun?
Ey Tanrım, gündüz sesleniyorum, yanıt vermiyorsun, Gece sesleniyorum, yine rahat yok bana.
Oysa sen kutsalsın, İsrailin övgüleri üzerine taht kuran sensin.
Sana güvendiler atalarımız, Sana dayandılar, onları kurtardın.
Sana yakarıp kurtuldular, Sana güvendiler, aldanmadılar.
Ama ben insan değil, toprak kurduyum, İnsanlar beni küçümsüyor, halk hor görüyor.
Beni gören herkes alay ediyor, Sırıtıp baş sallayarak diyorlar ki,
‹‹Sırtını RABbe dayadı, kurtarsın bakalım onu, Madem onu seviyor, yardım etsin!››
Oysa beni ana rahminden çıkaran, Ana kucağındayken sana güvenmeyi öğreten sensin.
Doğuşumdan beri sana teslim edildim, Ana rahminden beri Tanrım sensin.
Benden uzak durma! Çünkü sıkıntı yanıbaşımda, Yardım edecek kimse yok.
Boğalar kuşatıyor beni, Azgın Başan boğaları sarıyor çevremi.
Kükreyerek avını parçalayan aslanlar gibi Ağızlarını açıyorlar bana.
Su gibi dökülüyorum, Bütün kemiklerim oynaklarından çıkıyor; Yüreğim balmumu gibi içimde eriyor.
Gücüm çömlek parçası gibi kurudu, Dilim damağıma yapışıyor; Beni ölüm toprağına yatırdın.
Köpekler kuşatıyor beni, Kötüler sürüsü çevremi sarıyor, Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar.
Bütün kemiklerimi sayar oldum, Gözlerini dikmiş, bana bakıyorlar.
Giysilerimi aralarında paylaşıyor, Elbisem için kura çekiyorlar.
Ama sen, ya RAB, uzak durma; Ey gücüm benim, yardımıma koş!
Canımı kılıçtan, Biricik hayatımı köpeğin pençesinden kurtar!
Kurtar beni aslanın ağzından, Yaban öküzlerinin boynuzundan. Yanıt ver bana!
Adını kardeşlerime duyurayım, Topluluğun ortasında sana övgüler sunayım:
Ey sizler, RABden korkanlar, Ona övgüler sunun! Ey Yakup soyu, Onu yüceltin! Ey İsrail soyu, Ona saygı gösterin!
Çünkü O mazlumun çektiği sıkıntıyı hafife almadı, Ondan tiksinmedi, yüz çevirmedi; Kendisini yardıma çağırdığında ona kulak verdi.
Övgü konum sen olacaksın büyük toplulukta, Senden korkanların önünde yerine getireceğim adaklarımı.
Yoksullar yiyip doyacak, RABbe yönelenler Ona övgü sunacak. Sonsuza dek ömrünüz tükenmesin!
Yeryüzünün dört bucağı anımsayıp RABbe dönecek, Ulusların bütün soyları Onun önünde yere kapanacak.
Çünkü egemenlik RABbindir, Ulusları O yönetir.
Yeryüzündeki bütün zenginler doyacak Ve Onun önünde yere kapanacak, Toprağa gidenler, Ölümlerine engel olamayanlar, Eğilecekler Onun önünde.
Gelecek kuşaklar Ona kulluk edecek, Rab yeni kuşaklara anlatılacak.
O'nun kurtarışını, ‹‹Rab yaptı bunları›› diyerek, Henüz doğmamış bir halka duyuracaklar.

23

RAB çobanımdır, Eksiğim olmaz.
Beni yemyeşil çayırlarda yatırır, Sakin suların kıyısına götürür.
İçimi tazeler, Adı uğruna bana doğru yollarda öncülük eder.
Karanlık ölüm vadisinden geçsem bile, Kötülükten korkmam. Çünkü sen benimlesin. Çomağın, değneğin güven verir bana.
Düşmanlarımın önünde bana sofra kurarsın, Başıma yağ sürersin, Kâsem taşıyor.
Ömrüm boyunca yalnız iyilik ve sevgi izleyecek beni, Hep RAB'bin evinde oturacağım.

24

RABbindir yeryüzü ve içindeki her şey, Dünya ve üzerinde yaşayanlar;
Çünkü Odur denizler üzerinde onu kuran, Sular üzerinde durduran.
RABbin dağına kim çıkabilir, Kutsal yerinde kim durabilir?
Elleri pak, yüreği temiz olan, Gönlünü putlara kaptırmayan, Yalan yere ant içmeyen.
RAB kutsar böylesini, Kurtarıcısı Tanrı aklar.
Ona yönelenler, Yakupun Tanrısının yüzünü arayanlar İşte böyledir. |iSela
Kaldırın başınızı, ey kapılar! Açılın, ey eski kapılar! Yüce Kral girsin içeri!
Kimdir bu Yüce Kral? O RABdir, güçlü ve yiğit, Savaşta yiğit olan RAB.
Kaldırın başınızı, ey kapılar! Açılın, ey eski kapılar! Yüce Kral girsin içeri!
Kimdir bu Yüce Kral? Her Şeye Egemen RAB'dir bu Yüce Kral! |iSela

25

Ya RAB, bütün varlığımla sana yaklaşıyorum,
Ey Tanrım, sana güveniyorum, utandırma beni, Düşmanlarım zafer kahkahası atmasın!
Sana umut bağlayan hiç kimse utanca düşmez; Nedensiz hainlik edenler utanır.
Ya RAB, yollarını bana öğret, Yönlerini bildir.
Bana gerçek yolunda öncülük et, eğit beni; Çünkü beni kurtaran Tanrı sensin. Bütün gün umudum sende.
Ya RAB, sevecenliğini ve sevgini anımsa; Çünkü onlar öncesizlikten beri aynıdır.
Gençlik günahlarımı, isyanlarımı anımsama, Sevgine göre anımsa beni, Çünkü sen iyisin, ya RAB.
RAB iyi ve doğrudur, Onun için günahkârlara yol gösterir.
Alçakgönüllülere adalet yolunda öncülük eder, Kendi yolunu öğretir onlara.
RABbin bütün yolları sevgi ve sadakate dayanır Antlaşmasındaki buyruklara uyanlar için.
Ya RAB, adın uğruna Suçumu bağışla, çünkü suçum büyük.
Kim RABden korkarsa, RAB ona seçeceği yolu gösterir.
Gönenç içinde yaşayacak o insan, Soyu ülkeyi sahiplenecek.
RAB kendisinden korkanlarla paylaşır sırrını, Onlara açıklar antlaşmasını.
Gözlerim hep RABdedir, Çünkü ayaklarımı ağdan O çıkarır.
Halime bak, lütfet bana; Çünkü garip ve mazlumum.
Yüreğimdeki sıkıntılar artıyor, Kurtar beni dertlerimden!
Üzüntüme, acılarıma bak, Bütün günahlarımı bağışla!
Düşmanlarıma bak, ne kadar çoğaldılar, Nasıl da benden nefret ediyorlar!
Canımı koru, kurtar beni! Hayal kırıklığına uğratma, çünkü sana sığınıyorum!
Dürüstlük, doğruluk korusun beni, Çünkü umudum sendedir.
Ey Tanrı, kurtar İsrail'i Bütün sıkıntılarından!

26

Beni haklı çıkar, ya RAB, Çünkü dürüst bir yaşam sürdüm; Sarsılmadan RABbe güvendim.
Dene beni, ya RAB, sına; Duygularımı, düşüncelerimi yokla.
Çünkü sevgini hep göz önünde tutuyor, Senin gerçeğini yaşıyorum ben.
Yalancılarla oturmam, İkiyüzlülerin suyuna gitmem.
Kötülük yapanlar topluluğundan nefret ederim, Fesatçıların arasına girmem.
Suçsuzluğumu göstermek için ellerimi yıkar, Sunağının çevresinde dönerim, ya RAB,
Yüksek sesle şükranımı duyurmak Ve bütün harikalarını anlatmak için.
Severim, ya RAB, yaşadığın evi, Görkeminin bulunduğu yeri.
Günahkârların, Eli kanlı adamların yanısıra canımı alma.
Onların elleri kötülük aletidir, Sağ elleri rüşvet doludur.
Ama ben dürüst yaşarım, Kurtar beni, lütfet bana!
Ayağım emin yerde duruyor. Topluluk içinde sana övgüler sunacağım, ya RAB.

27

RAB benim ışığım, kurtuluşumdur, Kimseden korkmam. RAB yaşamımın kalesidir, Kimseden yılmam.
Hasımlarım, düşmanlarım olan kötüler, Beni yutmak için üzerime gelirken Tökezleyip düşerler.
Karşımda bir ordu konaklasa, Kılım kıpırdamaz, Bana karşı savaş açılsa, Yine güvenimi yitirmem.
RABden tek dileğim, tek isteğim şu: RABbin güzelliğini seyretmek, Tapınağında Ona hayran olmak için Ömrümün bütün günlerini Onun evinde geçirmek.
Çünkü O kötü günde beni çardağında gizleyecek, Çadırının emin yerinde saklayacak, Yüksek bir kaya üzerine çıkaracak beni.
O zaman çevremi saran düşmanlarıma karşı Başım yukarı kalkacak, Sevinçle haykırarak kurbanlar sunacağım Onun çadırında, Onu ezgilerle, ilahilerle öveceğim.
Sana yakarıyorum, ya RAB, kulak ver sesime, Lütfet, yanıtla beni!
Ya RAB, içimden bir ses duydum: ‹‹Yüzümü ara!›› dedin, İşte yüzünü arıyorum.
Yüzünü benden gizleme, Kulunu öfkeyle geri çevirme! Bana hep yardımcı oldun; Bırakma, terk etme beni, Ey beni kurtaran Tanrı!
Annemle babam beni terk etseler bile, RAB beni kabul eder.
Ya RAB, yolunu öğret bana, Düşmanlarıma karşı Düz yolda bana öncülük et.
Beni hasımlarımın keyfine bırakma, Çünkü yalancı tanıklar dikiliyor karşıma, Ağızları şiddet saçıyor.
Yaşam diyarında RABbin iyiliğini göreceğimden kuşkum yok.
Umudunu RAB'be bağla, Güçlü ve yürekli ol; Umudunu RAB'be bağla!

28

Ya RAB, sana yakarıyorum, Kayam benim, kulak tıkama sesime; Çünkü sen sessiz kalırsan, Ölüm çukuruna inen ölülere dönerim ben.
Seni yardıma çağırdığımda, Ellerimi kutsal konutuna doğru açtığımda, Kulak ver yalvarışlarıma.
Beni kötülerle, haksızlık yapanlarla Aynı kefeye koyup cezalandırma. Onlar komşularıyla dostça konuşur, Ama yüreklerinde kötülük beslerler.
Eylemlerine, yaptıkları kötülüklere göre onları yanıtla; Yaptıklarının, hak ettiklerinin karşılığını ver.
Onlar RABbin yaptıklarına, Ellerinin eserine önem vermezler; Bu yüzden RAB onları yıkacak, Bir daha ayağa kaldırmayacak.
RABbe övgüler olsun! Çünkü yalvarışımı duydu.
RAB benim gücüm, kalkanımdır, Ona yürekten güveniyor ve yardım görüyorum. Yüreğim coşuyor, Ezgilerimle Ona şükrediyorum.
RAB halkının gücüdür, Meshettiği kralın zafer kalesidir.
Halkını kurtar, kendi halkını kutsa; Çobanlık et onlara, sürekli destek ol!

29

Ey ilahi varlıklar, RABbi övün, RABbin gücünü, yüceliğini övün,
RABbin görkemini adına yaraşır biçimde övün, Kutsal giysiler içinde RABbe tapının!
RABbin sesi sulara hükmediyor, Yüce Tanrı gürlüyor, RAB engin sulara hükmediyor.
RABbin sesi güçlüdür, RABbin sesi görkemlidir.
RABbin sesi sedir ağaçlarını kırar, Lübnan sedirlerini parçalar.
Lübnanı buzağı gibi, Siryon Dağını yabanıl öküz yavrusu gibi sıçratır.
RABbin sesi şimşek gibi çakar,
RABbin sesi çölü titretir, RAB Kadeş Çölünü sarsar.
RABbin sesi geyikleri doğurtur, Ormanları çıplak bırakır. Onun tapınağında herkes ‹‹Yücesin!›› diye haykırır. eğer››.
RAB tufan üstünde taht kurdu, O sonsuza dek kral kalacak.
RAB halkına güç verir, Halkını esenlikle kutsar!

30

Seni yüceltmek istiyorum, ya RAB, Çünkü beni kurtardın, Düşmanlarımı bana güldürmedin.
Ya RAB Tanrım, Sana yakardım, bana şifa verdin.
Ya RAB, beni ölüler diyarından çıkardın, Yaşam verdin bana, ölüm çukuruna düşürmedin.
Ey RABbin sadık kulları, Onu ilahilerle övün, Kutsallığını anarak Ona şükredin.
Çünkü öfkesi bir an sürer, Lütfu ise bir ömür; Gözyaşlarınız belki bir gece akar, Ama sabahla sevinç doğar.
Huzur duyunca dedim ki, ‹‹Asla sarsılmayacağım!››
Ya RAB, lütfunla beni güçlü bir dağ gibi Sarsılmaz kıldın; Ama sen yüzünü gizleyince, Dehşete düştüm.
Ya RAB, sana sesleniyorum, Rabbe yalvarıyorum:
‹‹Ne yararı olur senin için dökülen kanımın, Ölüm çukuruna inersem? Toprak sana övgüler sunar mı, Senin sadakatini ilan eder mi?
Dinle, ya RAB, acı bana; Yardımcım ol, ya RAB!››
Yasımı şenliğe döndürdün, Çulumu çıkarıp beni sevinçle kuşattın.
Öyle ki, gönlüm seni ilahilerle övsün, susmasın! Ya RAB Tanrım, sana sürekli şükredeceğim.

31

Ya RAB, sana sığınıyorum. Utandırma beni hiçbir zaman! Adaletinle kurtar beni!
Kulak ver bana, Çabuk yetiş, kurtar beni; Bir kaya ol bana sığınmam için, Güçlü bir kale ol kurtulmam için!
Madem kayam ve kalem sensin, Öncülük et, yol göster bana Kendi adın uğruna.
Bana kurdukları tuzaktan uzak tut beni, Çünkü sığınağım sensin.
Ruhumu ellerine bırakıyorum, Ya RAB, sadık Tanrı, kurtar beni.
Değersiz putlara bel bağlayanlardan tiksinirim, RABbe güvenirim ben.
Sadakatinden ötürü sevinip coşacağım, Çünkü düşkün halimi görüyor, Çektiğim sıkıntıları biliyorsun,
Beni düşman eline düşürmedin, Bastığım yerleri genişlettin.
Acı bana, ya RAB, sıkıntıdayım, Üzüntü gözümü, canımı, içimi kemiriyor.
Ömrüm acıyla, Yıllarım iniltiyle tükeniyor, Suçumdan ötürü gücüm zayıflıyor, Kemiklerim eriyor.
Düşmanlarım yüzünden rezil oldum, Özellikle komşularıma. Tanıdıklarıma dehşet salar oldum; Beni sokakta görenler benden kaçar oldu.
Gönülden çıkmış bir ölü gibi unutuldum, Kırılmış bir çömleğe döndüm.
Birçoğunun fısıldaştığını duyuyorum, Her yer dehşet içinde, Bana karşı anlaştılar, Canımı almak için düzen kurdular.
Ama ben sana güveniyorum, ya RAB, ‹‹Tanrım sensin!›› diyorum.
Hayatım senin elinde, Kurtar beni düşmanlarımın pençesinden, Ardıma düşenlerden.
Yüzün kulunu aydınlatsın, Sevgi göster, kurtar beni!
Utandırma beni, ya RAB, sana sesleniyorum; Kötüler utansın, ölüler diyarında sesleri kesilsin.
Sussun o yalancı dudaklar; Doğru insana karşı Gururla, tepeden bakarak, Küçümseyerek konuşan dudaklar.
İyiliğin ne büyüktür, ya RAB, Onu senden korkanlar için saklarsın, Herkesin gözü önünde, Sana sığınanlara iyi davranırsın.
İnsanların düzenlerine karşı, Koruyucu huzurunla üzerlerine kanat gerersin; Saldırgan dillere karşı Onları çardağında gizlersin.
RABbe övgüler olsun, Kuşatılmış bir kentte Sevgisini bana harika biçimde gösterdi.
Telaş içinde demiştim ki, ‹‹Huzurundan atıldım!›› Ama yardıma çağırınca seni, Yalvarışımı işittin.
RABbi sevin, ey Onun sadık kulları! RAB kendisine bağlı olanları korur, Büyüklenenlerin ise tümüyle hakkından gelir.
Ey RAB'be umut bağlayanlar, Güçlü ve yürekli olun!

32

Ne mutlu isyanı bağışlanan, Günahı örtülen insana! edebiyat terimi. ‹‹Didaktik şiir›› anlamına gelebilir.
Suçu RAB tarafından sayılmayan, Ruhunda hile bulunmayan insana ne mutlu!
Sustuğum sürece Kemiklerim eridi, Gün boyu inlemekten.
Çünkü gece gündüz Elin üzerimde ağırlaştı. Dermanım tükendi yaz sıcağında gibi. |iSela
Günahımı açıkladım sana, Suçumu gizlemedim. ‹‹RABbe isyanımı itiraf edeceğim›› deyince, Günahımı, suçumu bağışladın. |iSela
Bu nedenle her sadık kulun Ulaşılır olduğun zaman sana dua etsin. Engin sular taşsa bile ona erişemez.
Sığınağım sensin, Beni sıkıntıdan korur, Çevremi kurtuluş ilahileriyle kuşatırsın. |iSela
Eğiteceğim seni, gideceğin yolu göstereceğim, Öğüt vereceğim sana, Gözüm sendedir.
At ya da katır gibi anlayışsız olmayın; Onları idare etmek için gem ve dizgin gerekir, Yoksa sana yaklaşmazlar.
Kötülerin acısı çoktur, Ama RABbe güvenenleri Onun sevgisi kuşatır.
Ey doğru insanlar, sevinç kaynağınız RAB olsun, coşun; Ey yüreği temiz olanlar, Hepiniz sevinç çığlıkları atın!

33

Ey doğru insanlar, RABbe sevinçle haykırın! Dürüstlere Onu övmek yaraşır.
Lir çalarak RABbe şükredin, On telli çenk eşliğinde Onu ilahilerle övün.
Ona yeni bir ezgi söyleyin, Sevinç çığlıklarıyla sazınızı konuşturun.
Çünkü RABbin sözü doğrudur, Her işi sadakatle yapar.
Doğruluğu, adaleti sever, RABbin sevgisi yeryüzünü doldurur.
Gökler RABbin sözüyle, Gök cisimleri ağzından çıkan solukla yaratıldı.
Deniz sularını bir araya toplar, Engin suları ambarlara depolar.
Bütün yeryüzü RABden korksun, Dünyada yaşayan herkes Ona saygı duysun.
Çünkü O söyleyince, her şey var oldu; O buyurunca, her şey belirdi.
RAB ulusların planlarını bozar, Halkların tasarılarını boşa çıkarır.
Ama RABbin planları sonsuza dek sürer, Yüreğindeki tasarılar kuşaklar boyunca değişmez.
Ne mutlu Tanrısı RAB olan ulusa, Kendisi için seçtiği halka!
RAB göklerden bakar, Bütün insanları görür.
Oturduğu yerden, Yeryüzünde yaşayan herkesi gözler.
Herkesin yüreğini yaratan, Yaptıkları her şeyi tartan Odur.
Ne büyük ordularıyla zafer kazanan kral var, Ne de büyük gücüyle kurtulan yiğit.
Zafer için at boş bir umuttur, Büyük gücüne karşın kimseyi kurtaramaz.
Ama RABbin gözü kendisinden korkanların, Sevgisine umut bağlayanların üzerindedir;
Böylece onları ölümden kurtarır, Kıtlıkta yaşamalarını sağlar.
Umudumuz RABdedir, Yardımcımız, kalkanımız Odur.
Onda sevinç bulur yüreğimiz, Çünkü Onun kutsal adına güveniriz.
Madem umudumuz sende, Sevgin üzerimizde olsun, ya RAB!

34

Her zaman RABbe övgüler sunacağım, Övgüsü dilimden düşmeyecek.
RABle övünürüm, Mazlumlar işitip sevinsin!
Benimle birlikte RABbin büyüklüğünü duyurun, Adını birlikte yüceltelim.
RABbe yöneldim, yanıt verdi bana, Bütün korkularımdan kurtardı beni.
Ona bakanların yüzü ışıl ışıl parlar, Yüzleri utançtan kızarmaz.
Bu mazlum yakardı, RAB duydu, Bütün sıkıntılarından kurtardı onu.
RABbin meleği Ondan korkanların çevresine ordugah kurar, Kurtarır onları.
Tadın da görün, RAB ne iyidir, Ne mutlu Ona sığınan adama!
RABden korkun, ey Onun kutsalları, Çünkü Ondan korkanın eksiği olmaz.
Genç aslanlar bile aç ve muhtaç olur; Ama RABbe yönelenlerden hiçbir iyilik esirgenmez.
Gelin, ey çocuklar, dinleyin beni: Size RAB korkusunu öğreteyim.
Kim yaşamdan zevk almak, İyi günler görmek istiyorsa,
Dilini kötülükten, Dudaklarını yalandan uzak tutsun.
Kötülükten sakının, iyilik yapın; Esenliği amaçlayın, ardınca gidin.
RABbin gözleri doğru kişilerin üzerindedir, Kulakları onların yakarışına açıktır.
RAB kötülük yapanlara karşıdır, Onların anısını yeryüzünden siler.
Doğrular yakarır, RAB duyar; Bütün sıkıntılarından kurtarır onları.
RAB gönlü kırıklara yakındır, Ruhu ezginleri kurtarır.
Doğrunun dertleri çoktur, Ama RAB hepsinden kurtarır onu.
Bütün kemiklerini korur, Hiçbiri kırılmaz.
Kötü insanın sonu kötülükle biter, Cezasını bulur doğrulardan nefret edenler.
RAB kullarını kurtarır, O'na sığınanların hiçbiri ceza görmez.

35

Ya RAB, benimle uğraşanlarla sen uğraş, Benimle savaşanlarla sen savaş!
Al küçük kalkanla büyük kalkanı, Yardımıma koş!
Kaldır mızrağını, kargını beni kovalayanlara, ‹‹Seni ben kurtarırım›› de bana!
Canıma kastedenler utanıp rezil olsun! Utançla geri çekilsin bana kötülük düşünenler!
Rüzgarın sürüklediği saman çöpüne dönsünler, RABbin meleği artlarına düşsün!
Karanlık ve kaygan olsun yolları, RABbin meleği kovalasın onları!
Madem neden yokken bana gizli ağlar kurdular, Nedensiz çukur kazdılar,
Başlarına habersiz felaket gelsin, Gizledikleri ağa kendileri tutulsun, Felakete uğrasınlar.
O zaman RABde sevinç bulacağım, Beni kurtardığı için coşacağım.
Bütün varlığımla şöyle diyeceğim: ‹‹Senin gibisi var mı, ya RAB, Mazlumu zorbanın elinden, Mazlumu ve yoksulu soyguncudan kurtaran?››
Kötü niyetli tanıklar türüyor, Bilmediğim konuları soruyorlar.
İyiliğime karşı kötülük ediyor, Yalnızlığa itiyorlar beni.
Oysa onlar hastalanınca ben çula sarınır, Oruç tutup alçakgönüllü olurdum. Duam yanıtsız kalınca, Bir dost, bir kardeş yitirmiş gibi dolaşırdım. Kederden belim bükülürdü, Annesi için yas tutan biri gibi.
Ama ben sendeleyince toplanıp sevindiler, Toplandı bana karşı tanımadığım alçaklar, Durmadan didiklediler beni.
Tanrıtanımaz, alaycı soytarılar gibi, Diş gıcırdattılar bana.
Ne zamana dek seyirci kalacaksın, ya Rab? Kurtar canımı bunların saldırısından, Hayatımı bu genç aslanlardan!
Büyük toplantıda sana şükürler sunacağım, Kalabalığın ortasında sana övgüler dizeceğim.
Sevinmesin boş yere bana düşman olanlar, Göz kırpmasınlar birbirlerine Nedensiz benden nefret edenler.
Çünkü barış sözünü etmez onlar, Kurnazca düzen kurarlar ülkenin sakin insanlarına.
Beni suçlamak için ağızlarını ardına kadar açtılar: ‹‹Oh! Oh!›› diyorlar, ‹‹İşte kendi gözümüzle gördük yaptıklarını!››
Olup biteni sen de gördün, ya RAB, sessiz kalma, Ya Rab, benden uzak durma!
Uyan, kalk savun beni, Uğraş hakkım için, ey Tanrım ve Rabbim!
Adaletin uyarınca haklı çıkar beni, ya RAB, Tanrım benim! Gülmesinler halime!
Demesinler içlerinden: ‹‹Oh! İşte buydu dileğimiz!››, Konuşmasınlar ardımdan: ‹‹Yedik başını!›› diye.
Utansın kötü halime sevinenler, Kızarsın yüzleri hepsinin; Gururla karşıma dikilenler Utanca, rezalete bürünsün.
Benim haklı çıkmamı isteyenler, Sevinç çığlıkları atıp coşsunlar; Şöyle desinler sürekli: ‹‹Kulunun esenliğinden hoşlanan RAB yücelsin!››
O zaman gün boyu adaletin, Övgülerin dilimden düşmeyecek.

36

Günah fısıldar kötü insana, Yüreğinin dibinden: Tanrı korkusu yoktur onda.
Kendini öyle beğenmiş ki, Suçunu görmez, ondan tiksinmez.
Ağzından kötülük ve yalan akar, Akıllanmaktan, iyilik yapmaktan vazgeçmiş.
Yatağında bile fesat düşünür, Olumsuz yolda direnir, reddetmez kötülüğü.
Ya RAB, sevgin göklere, Sadakatin gökyüzüne erişir.
Doğruluğun ulu dağlara benzer, Adaletin uçsuz bucaksız enginlere. İnsanı da, hayvanı da koruyan sensin, ya RAB.
Sevgin ne değerli, ey Tanrı! Kanatlarının gölgesine sığınır insanoğlu.
Evindeki bolluğa doyarlar, Zevklerinin ırmağından içirirsin onlara.
Çünkü yaşam kaynağı sensin, Senin ışığınla aydınlanırız.
Sürekli göster Seni tanıyanlara sevgini, Yüreği temiz olanlara doğruluğunu.
Gururlunun ayağı bana varmasın, Kötülerin eli beni kovmasın.
Kötülük yapanlar oracıkta düştüler, Yıkıldılar, kalkamazlar artık.

37

Kötülük edenlere kızıp üzülme, Suç işleyenlere özenme!
Çünkü onlar ot gibi hemen solacak, Yeşil bitki gibi kuruyup gidecek.
Sen RABbe güven, iyilik yap, Ülkede otur, sadakatle çalış.
RABden zevk al, O senin içindeki istekleri yerine getirecektir.
Her şeyi RABbe bırak, Ona güven, O gerekeni yapar.
O senin doğruluğunu ışık gibi, Hakkını öğle güneşi gibi Aydınlığa çıkarır.
RABbin önünde sakin dur, sabırla bekle; Kızıp üzülme işi yolunda olanlara, Kötü amaçlarına kavuşanlara.
Kızmaktan kaçın, bırak öfkeyi, Üzülme, yalnız kötülüğe sürükler bu seni.
Çünkü kötülerin kökü kazınacak, Ama RABbe umut bağlayanlar ülkeyi miras alacak.
Yakında kötünün sonu gelecek, Yerini arasan da bulunmayacak.
Ama alçakgönüllüler ülkeyi miras alacak, Derin bir huzurun zevkini tadacak.
Kötü insan doğru insana düzen kurar, Diş gıcırdatır.
Ama Rab kötüye güler, Çünkü bilir onun sonunun geldiğini.
Kılıç çekti kötüler, yaylarını gerdi, Mazlumu, yoksulu yıkmak, Doğru yolda olanları öldürmek için.
Ama kılıçları kendi yüreklerine saplanacak, Yayları kırılacak.
Doğrunun azıcık varlığı, Pek çok kötünün servetinden iyidir.
Çünkü kötülerin gücü kırılacak, Ama doğrulara RAB destek olacak.
RAB yetkinlerin her gününü gözetir, Onların mirası sonsuza dek sürecek.
Kötü günde utanmayacaklar, Kıtlıkta karınları doyacak.
Ama kötüler yıkıma uğrayacak; RABbin düşmanları kır çiçekleri gibi kuruyup gidecek, Duman gibi dağılıp yok olacak.
Kötüler ödünç alır, geri vermez; Doğrularsa cömertçe verir.
RABbin kutsadığı insanlar ülkeyi miras alacak, Lanetlediği insanların kökü kazınacak.
RAB insana sağlam adım attırır, İnsanın yolundan hoşnut olursa.
Düşse bile yıkılmaz insan, Çünkü elinden tutan RABdir.
Gençtim, ömrüm tükendi, Ama hiç görmedim doğru insanın terk edildiğini, Soyunun ekmek dilendiğini.
O hep cömertçe ödünç verir, Soyu kutsanır.
Kötülükten kaç, iyilik yap; Sonsuz yaşama kavuşursun.
Çünkü RAB doğruyu sever, Sadık kullarını terk etmez. Onlar sonsuza dek korunacak, Kötülerinse kökü kazınacak.
Doğrular ülkeyi miras alacak, Orada sonsuza dek yaşayacak.
Doğrunun ağzından bilgelik akar, Dilinden adalet damlar.
Tanrısının yasası yüreğindedir, Ayakları kaymaz.
Kötü, doğruya pusu kurar, Onu öldürmeye çalışır.
Ama RAB onu kötünün eline düşürmez, Yargılanırken mahkûm etmez.
RABbe umut bağla, Onun yolunu tut, Ülkeyi miras almak üzere seni yükseltecektir. Kötülerin kökünün kazındığını göreceksin.
Kötü ve acımasız adamı gördüm, İlk dikildiği toprakta yeşeren ağaç gibi Dal budak salıyordu;
Geçip gitti, yok oldu, Aradım, bulunmaz oldu.
Yetkin adamı gözle, doğru adama bak, Çünkü yarınlar barışseverindir.
Ama başkaldıranların hepsi yok olacak, Kötülerin kökü kazınacak.
Doğruların kurtuluşu RABden gelir, Sıkıntılı günde onlara kale olur.
RAB onlara yardım eder, kurtarır onları, Kötülerin elinden alıp özgür kılar, Çünkü kendisine sığınırlar.

38

Ya RAB, öfkelenip azarlama beni, Gazapla yola getirme!
Okların içime saplandı, Elin üzerime indi.
Öfken yüzünden sağlığım bozuldu, Günahım yüzünden rahatım kaçtı.
Çünkü suçlarım başımdan aştı, Taşınmaz bir yük gibi sırtımda ağırlaştı.
Akılsızlığım yüzünden Yaralarım iğrenç, irinli.
Eğildim, iki büklüm oldum, Gün boyu yaslı dolaşıyorum.
Çünkü belim ateş içinde, Sağlığım bozuk.
Tükendim, ezildim alabildiğine, İnliyorum yüreğimin acısından.
Ya Rab, bütün özlemlerimi bilirsin, İniltilerim senden gizli değil.
Yüreğim çarpıyor, gücüm tükeniyor, Gözlerimin feri bile söndü.
Eşim dostum kaçar oldu derdimden, Yakınlarım uzak duruyor benden.
Canıma susayanlar bana tuzak kuruyor, Zararımı isteyenler kuyumu kazıyor, Gün boyu hileler düşünüyorlar.
Ama ben bir sağır gibi duymuyorum, Bir dilsiz gibi ağzımı açmıyorum;
Duymaz, Ağzında yanıt bulunmaz bir adama döndüm.
Umudum sende, ya RAB, Sen yanıtlayacaksın, ya Rab, Tanrım benim!
Çünkü dua ediyorum: ‹‹Halime sevinmesinler, Ayağım kayınca böbürlenmesinler!››
Düşmek üzereyim, Acım hep içimde.
Suçumu itiraf ediyorum, Günahım yüzünden kaygılanıyorum.
Ama düşmanlarım güçlü ve dinç, Yok yere benden nefret edenler çok.
İyiliğe karşı kötülük yapanlar bana karşı çıkar, İyiliğin peşinde olduğum için.
Beni terk etme, ya RAB! Ey Tanrım, benden uzak durma!
Yardımıma koş, Ya Rab, kurtuluşum benim!

39

Karar verdim: ‹‹Adımlarıma dikkat edeceğim, Dilimi günahtan sakınacağım; Karşımda kötü biri oldukça, Ağzıma gem vuracağım.››
Dilimi tutup sustum, Hep kaçındım konuşmaktan, yararı olsa bile. Acım alevlendi,
Yüreğim tutuştu içimde, Ateş aldı derin derin düşünürken, Şu sözler döküldü dilimden:
‹‹Bildir bana, ya RAB, sonumu, Sayılı günlerimi; Bileyim ömrümün ne kadar kısa olduğunu!
Yalnız bir karış ömür verdin bana, Hiç kalır hayatım senin önünde. Her insan bir soluktur sadece, En güçlü çağında bile. |iSela
‹‹Bir gölge gibi dolaşır insan, Boş yere çırpınır, Mal biriktirir, kime kalacağını bilmeden.
‹‹Ne bekleyebilirim şimdi, ya Rab? Umudum sende.
Kurtar beni bütün isyanlarımdan, Aptalların hakaretine izin verme.
Sustum, açmayacağım ağzımı; Çünkü sensin bunu yapan.
Uzaklaştır üzerimden yumruklarını, Tokadının altında mahvoldum.
Sen insanı suçundan ötürü Azarlayarak yola getirirsin, Güve gibi tüketirsin sevdiği şeyleri. Her insan bir soluktur sadece. |iSela
‹‹Duamı işit, ya RAB, Kulak ver yakarışıma, Gözyaşlarıma kayıtsız kalma! Çünkü ben bir garibim senin yanında, Bir yabancı, atalarım gibi.
Uzaklaştır üzerimden bakışlarını, Göçüp yok olmadan mutlu olayım!››

40

RABbi sabırla bekledim; Bana yönelip yakarışımı duydu.
Ölüm çukurundan, Balçıktan çıkardı beni, Ayaklarımı kaya üzerinde tuttu, Kaymayayım diye.
Ağzıma yeni bir ezgi, Tanrımıza bir övgü ilahisi koydu. Çokları görüp korkacak Ve RABbe güvenecekler.
Ne mutlu RABbe güvenen insana, Gururluya, yalana sapana ilgi duymayana.
Ya RAB, Tanrım, Harikaların, düşüncelerin ne çoktur bizim için; Sana eş koşulmaz! Duyurmak, anlatmak istesem yaptıklarını, Saymakla bitmez.
Kurbandan, sunudan hoşnut olmadın, Ama kulaklarımı açtın. Yakmalık sunu, günah sunusu da istemedin.
O zaman şöyle dedim: ‹‹İşte geldim; Kutsal Yazı tomarında benim için yazılmıştır. Ey Tanrım, senin isteğini yapmaktan zevk alırım ben, Yasan yüreğimin derinliğindedir.››
Büyük toplantıda müjdelerim senin zaferini, Sözümü esirgemem, Ya RAB, bildiğin gibi!
Zaferini içimde gizlemem, Bağlılığını ve kurtarışını duyururum, Sevgini, sadakatini saklamam büyük topluluktan.
Ya RAB, esirgeme sevecenliğini benden! Sevgin, sadakatin hep korusun beni!
Sayısız belalar çevremi sardı, Suçlarım bana yetişti, önümü göremiyorum; Başımdaki saçlardan daha çoklar, Çaresiz kaldım.
Ne olur, ya RAB, kurtar beni! Yardımıma koş, ya RAB!
Utansın canımı almaya çalışanlar, Yüzleri kızarsın! Geri dönsün zararımı isteyenler, Rezil olsunlar!
Bana, ‹‹Oh! Oh!›› çekenler Dehşete düşsün utançlarından!
Sende neşe ve sevinç bulsun Bütün sana yönelenler! ‹‹RAB yücedir!›› desin hep Senin kurtarışını özleyenler!
Bense mazlum ve yoksulum, Düşün beni, ya Rab. Yardımcım ve kurtarıcım sensin, Geç kalma, ey Tanrım!

41

Ne mutlu yoksulu düşünene! RAB kurtarır onu kötü günde.
Korur RAB, yaşatır onu, Ülkede mutlu kılar, Terk etmez düşmanlarının eline.
Destek olur RAB ona Yatağa düşünce; Hastalandığında sağlığa kavuşturur onu.
‹‹Acı bana, ya RAB!›› dedim, ‹‹Şifa ver bana, çünkü sana karşı günah işledim!››
Kötü konuşuyor düşmanlarım ardımdan: ‹‹Ne zaman ölecek adı batası?›› diyorlar.
Biri beni görmeye geldi mi, boş laf ediyor, Fesat topluyor içinde, Sonra dışarı çıkıp fesadı yayıyor.
Benden nefret edenlerin hepsi Fısıldaşıyor aralarında bana karşı, Zararımı düşünüyorlar,
‹‹Başına öyle kötü bir şey geldi ki›› diyorlar, ‹‹Yatağından kalkamaz artık.››
Ekmeğimi yiyen, güvendiğim yakın dostum bile İhanet etti bana.
Bari sen acı bana, ya RAB, kaldır beni. Bunların hakkından geleyim.
Düşmanım zafer çığlığı atmazsa, O zaman anlarım benden hoşnut kaldığını.
Dürüstlüğümden ötürü bana destek olur, Sonsuza dek beni huzurunda tutarsın.
Öncesizlikten sonsuza dek, Övgüler olsun İsrail'in Tanrısı RAB'be! Amin! Amin!

42

Geyik akarsuları nasıl özlerse, Canım da seni öyle özler, ey Tanrı! yazılır.
Canım Tanrıya, yaşayan Tanrıya susadı; Ne zaman görmeye gideceğim Tanrının yüzünü?
Gözyaşlarım ekmeğim oldu gece gündüz, Gün boyu, ‹‹Nerede senin Tanrın?›› dedikleri için.
Anımsayınca içim içimi yiyor, Nasıl toplulukla birlikte yürür, Tanrının evine kadar alaya öncülük ederdim, Sevinç ve şükran sesleri arasında, Bayram eden bir kalabalıkla birlikte.
Neden üzgünsün, ey gönlüm, Neden içim huzursuz? Tanrıya umut bağla, Çünkü Ona yine övgüler sunacağım; O benim kurtarıcım ve Tanrımdır.
Gönlüm üzgün, Bu yüzden seni anımsıyorum, ey Tanrım. Şeria yöresinde, Hermon ve Misar dağlarında Çağlayanların gümbürdeyince, Enginler birbirine sesleniyor, Bütün dalgaların, sellerin üzerimden geçiyor.
Gündüz RAB sevgisini gösterir, Gece ilahi söyler, dua ederim Yaşamımın Tanrısına.
Kayam olan Tanrıma diyorum ki, ‹‹Neden beni unuttun? Niçin düşmanlarımın baskısı altında Yaslı gezeyim?››
Gün boyu hasımlarım: ‹‹Nerede senin Tanrın?›› diyerek Bana sataştıkça, Kemiklerim kırılıyor sanki.
Neden üzgünsün, ey gönlüm, Neden içim huzursuz? Tanrı'ya umut bağla, Çünkü O'na yine övgüler sunacağım; O benim kurtarıcım ve Tanrım'dır.

43

Hakkımı ara, ey Tanrı, Savun beni vefasız ulusa karşı, Kurtar hileci, haksız insandan.
Çünkü sen Tanrım, kalemsin; Neden beni reddettin? Niçin düşmanlarımın baskısı altında Yaslı gezeyim?
Gönder ışığını, gerçeğini, Yol göstersinler bana, Senin kutsal dağına, konutuna götürsünler beni.
O zaman Tanrının sunağına, Neşe, sevinç kaynağım Tanrıya gideceğim Ve sana, ey Tanrı, Tanrım benim, Lirle şükredeceğim.
Neden üzgünsün, ey gönlüm, Neden içim huzursuz? Tanrı'ya umut bağla, Çünkü O'na yine övgüler sunacağım; O benim kurtarıcım ve Tanrım'dır.

44

Ey Tanrı, kulaklarımızla duyduk, Atalarımız anlattı bize, Neler yaptığını onların gününde, eski günlerde.
Elinle ulusları kovdun, Ama atalarımıza yer verdin; Halkları kırdın, Ama atalarımızın yayılmasını sağladın.
Onlar ülkeyi kılıçla kazanmadılar, Kendi bilekleriyle zafere ulaşmadılar. Senin sağ elin, bileğin, yüzünün ışığı sayesinde oldu bu; Çünkü sen onları sevdin.
Ey Tanrı, kralım sensin, Buyruk ver de Yakup soyu kazansın!
Senin sayende düşmanlarımızı püskürteceğiz, Senin adınla karşıtlarımızı ezeceğiz.
Çünkü ben yayıma güvenmem, Kılıcım da beni kurtarmaz;
Ancak sensin bizi düşmanlarımızdan kurtaran, Bizden nefret edenleri utanca boğan.
Her gün Tanrıyla övünür, Sonsuza dek adına şükran sunarız. |iSela
Ne var ki, reddettin bizi, aşağıladın, Artık ordularımızla savaşa çıkmıyorsun.
Düşman karşısında bizi gerilettin, Bizden tiksinenler bizi soydu.
Kasaplık koyuna çevirdin bizi, Ulusların arasına dağıttın.
Yok pahasına sattın halkını, Üstelik satıştan hiçbir şey kazanmadan.
Bizi komşularımızın yüzkarası, Çevremizdekilerin eğlencesi, alay konusu ettin.
Ulusların diline düşürdün bizi, Gülüyor halklar halimize.
Rezilliğim gün boyu karşımda, Utancımdan yerin dibine geçtim
Hakaret ve sövgü duya duya, Öç almak isteyen düşman karşısında.
Bütün bunlar başımıza geldi, Yine de seni unutmadık, Antlaşmana ihanet etmedik,
Döneklik etmedik, Adımlarımız senin yolundan sapmadı.
Oysa sen bizi ezdin, ülkemizi çakalların uğrağı ettin, Üstümüzü koyu karanlıkla örttün.
Eğer Tanrımızın adını unutsaydık, Yabancı bir ilaha ellerimizi açsaydık,
Tanrı bunu ortaya çıkarmaz mıydı? Çünkü O yürekteki gizleri bilir.
Senin uğruna her gün öldürülüyoruz, Kasaplık koyun sayılıyoruz.
Uyan, ya Rab! Niçin uyuyorsun? Kalk! Sonsuza dek terk etme bizi!
Niçin yüzünü gizliyorsun? Neden mazlum halimizi, üzerimizdeki baskıyı unutuyorsun?
Çünkü yere serildik, Bedenimiz toprağa yapıştı.
Kalk, yardım et bize! Kurtar bizi sevgin uğruna!

45

Yüreğimden güzel sözler taşıyor, Kral için söylüyorum şiirlerimi, Dilim usta bir yazarın kalemi gibi olsun.
Sen insanların en güzelisin, Lütuf saçılmış dudaklarına. Çünkü Tanrı seni sonsuza dek kutsamış.
Ey yiğit savaşçı, kuşan kılıcını beline, Görkemine, yüceliğine bürün.
At sırtında görkeminle, zaferle ilerle, Gerçek ve adalet uğruna Sağ elin korkunç işler göstersin. ‹‹Gerçek ve alçakgönüllülük, adalet uğruna››.
Okların sivridir, Kral düşmanlarının yüreğine saplanır, Halklar ayaklarının altına serilir.
Ey Tanrı, tahtın sonsuzluklar boyunca kalıcıdırfö, Krallığının asası adalet asasıdır. da ‹‹Tanrının sana armağan ettiği krallık sonsuzluklar boyunca kalıcıdır››.
Doğruluğu sever, kötülükten nefret edersin. Bunun için Tanrı, senin Tanrın, Seni sevinç yağıyla Arkadaşlarından daha çok meshetti.
Giysilerinin tümü mür, öd, tarçın kokuyor; Fildişi saraylardan gelen çalgı sesleri seni eğlendiriyor!
Kral kızları senin saygın kadınların arasında, Kraliçe, Ofir altınları içinde senin sağında duruyor.
Dinle, ey kral kızı, bak, kulak ver, Halkını, baba evini unut.
Kral senin güzelliğine vuruldu, Efendin olduğu için önünde eğil.
Sur halkı armağan getirecek, Halkın zenginleri lütfunu kazanmak isteyecek.
Kral kızı odasında ışıl ışıl parıldıyor, Giysisi altınla dokunmuş.
İşlemeli giysiler içinde kralın önüne çıkarılacak, Arkadaşları, ona eşlik eden kızlar sana getirilecek.
Sevinç ve coşkuyla götürülecek, Kralın sarayına girecekler.
Atalarının yerini oğulların alacak, Onları önder yapacaksın bütün ülkeye.
Adını kuşaklar boyunca yaşatacağım, Böylece halklar sonsuza dek övecek seni.

46

Tanrı sığınağımız ve gücümüzdür, Sıkıntıda hep yardıma hazırdır. bilinmeyen bir müzik terimi.
Bu yüzden korkmayız yeryüzü altüst olsa, Dağlar denizlerin bağrına devrilse,
Sular kükreyip köpürse, Kabaran deniz dağları titretse bile. |iSela
Bir ırmak var ki, suları sevinç getirir Tanrı kentine, Yüceler Yücesinin kutsal konutuna.
Tanrı onun ortasındadır, Sarsılmaz o kent. Gün doğarken Tanrı ona yardım eder.
Uluslar kükrüyor, krallıklar sarsılıyor, Tanrı gürleyince yeryüzü eriyip gidiyor.
Her Şeye Egemen RAB bizimledir, Yakupun Tanrısı kalemizdir. |iSela
Gelin, görün RABbin yaptıklarını, Yeryüzüne getirdiği yıkımları.
Savaşları durdurur yeryüzünün dört bucağında, Yayları kırar, mızrakları parçalar, Kalkanları yakar.
‹‹Sakin olun, bilin ki, Tanrı benim! Uluslar arasında yüceleceğim, Yeryüzünde yüceleceğim!››
Her Şeye Egemen RAB bizimledir, Yakup'un Tanrısı kalemizdir. |iSela

47

Ey bütün uluslar, el çırpın! Sevinç çığlıkları atın Tanrının onuruna!
Ne müthiştir yüce RAB, Bütün dünyanın ulu Kralı.
Halkları altımıza, Ulusları ayaklarımızın dibine serer.
Sevdiği Yakupun gururu olan mirasımızı O seçti bizim için. |iSela
RAB Tanrı sevinç çığlıkları, Boru sesleri arasında yükseldi.
Ezgiler sunun Tanrıya, ezgiler; Ezgiler sunun Kralımıza, ezgiler!
Çünkü Tanrı bütün dünyanın kralıdır, Maskil sunun! edebiyat terimi. ‹‹Didaktik şiir›› anlamına gelebilir.
Tanrı kutsal tahtına oturmuş, Krallık eder uluslara.
Ulusların önderleri İbrahim'in Tanrısı'nın halkıyla bir araya gelmiş; Çünkü Tanrı'ya aittir yeryüzü kralları. O çok yücedir.

48

RAB büyüktür ve yalnız O övülmeye değer Tanrımızın kentinde, kutsal dağında.
Yükselir zarafetle, Bütün yeryüzünün sevinci Siyon Dağı, Safonunfş doruğu, ulu Kralın kenti.
Tanrı onun kalelerinde Sağlam kule olarak gösterdi kendini.
Krallar toplandı, Birlikte Siyonun üzerine yürüdüler.
Ama onu görünce şaşkına döndüler, Dehşete düşüp kaçtılar.
Doğum sancısı tutan kadın gibi, Bir titreme aldı onları orada.
Doğu rüzgarının parçaladığı ticaret gemileri gibi Yok ettin onları.
Her Şeye Egemen RABbin kentinde, Tanrımızın kentinde, Nasıl duyduksa, öyle gördük. Tanrı onu sonsuza dek güvenlik içinde tutacak. |iSela
Ey Tanrı, tapınağında, Ne kadar vefalı olduğunu düşünüyoruz.
Adın gibi, ey Tanrı, övgün de Dünyanın dört bucağına varıyor. Sağ elin zafer dolu.
Sevinsin Siyon Dağı, Coşsun Yahuda beldeleri Senin yargılarınla!
Siyonun çevresini gezip dolanın, Kulelerini sayın,
Surlarına dikkatle bakın, Kalelerini yoklayın ki, Gelecek kuşağa anlatasınız:
Bu Tanrı sonsuza dek bizim Tanrımız olacak, Bize hep yol gösterecektir.

49

Ey bütün halklar, dinleyin! Kulak verin hepiniz, ey dünyada yaşayanlar,
Halk çocukları, bey çocukları, Zenginler, yoksullar!
Bilgelik dökülecek ağzımdan, Anlayış sağlayacak içimdeki düşünceler,
Kulak vereceğim özdeyişlere, Lirle yorumlayacağım bilmecemi.
Niçin korkayım kötü günlerde Niyeti bozuk düşmanlarım çevremi sarınca?
Onlar varlıklarına güvenir, Büyük servetleriyle böbürlenirler.
Kimse kimsenin hayatının bedelini ödeyemez, Tanrıya fidye veremez.
Çünkü hayatın fidyesi büyüktür, Kimse ödemeye yeltenmemeli.
Böyle olmasa, Sonsuza dek yaşar insan, Mezar yüzü görmez.
Kuşkusuz herkes biliyor bilgelerin öldüğünü, Aptallarla budalaların yok olduğunu. Mallarını başkalarına bırakıyorlar.
Mezarları, sonsuza dek evleri, Kuşaklar boyu konutları olacak, Topraklarına kendi adlarını verseler bile. evleri, kuşaklar boyu konutları olacak››, Masoretik metin ‹‹ ‹Evlerimiz sonsuza dek kalacak› diye düşünüyorlar››.
Bütün gösterişine karşın geçicidir insan, Ölüp giden hayvanlar gibi.
Budalaların yolu, Onların sözünü onaylayanların sonu budur. |iSela
Sürü gibi ölüler diyarına sürülecekler, Ölüm güdecek onları. Tan ağarınca doğrular onlara egemen olacak, Cesetleri çürüyecek, Ölüler diyarı onlara konut olacak.
Ama Tanrı beni Ölüler diyarının pençesinden kurtaracak Ve yanına alacak. |iSela
Korkma biri zenginleşirse, Evinin görkemi artarsa.
Çünkü ölünce hiçbir şey götüremez, Görkemi onunla mezara gitmez.
Yaşarken kendini mutlu saysa bile, Başarılı olunca övülse bile.
Atalarının kuşağına katılacak, Onlar ki asla ışık yüzü görmeyecekler.
Bütün gösterişine karşın anlayışsızdır insan, Ölüp giden hayvanlar gibi.

50

Güçlü olan Tanrı, RAB konuşuyor; Güneşin doğduğu yerden battığı yere kadar Yeryüzünün tümüne sesleniyor.
Güzelliğin doruğu Siyondan Parıldıyor Tanrı.
Tanrımız geliyor, sessiz kalmayacak, Önünde yanan ateş her şeyi kül ediyor, Çevresinde şiddetli bir fırtına esiyor.
Halkını yargılamak için Yere göğe sesleniyor:
‹‹Toplayın önüme sadık kullarımı, Kurban keserek benimle antlaşma yapanları.››
Gökler Onun doğruluğunu duyuruyor, Çünkü yargıç Tanrının kendisidir. |iSela
‹‹Ey halkım, dinle de konuşayım, Ey İsrail, sana karşı tanıklık edeyim: Ben Tanrıyım, senin Tanrınım!
Kurbanlarından ötürü seni azarlamıyorum, Yakmalık sunuların sürekli önümde.
Ne evinden bir boğa, Ne de ağıllarından bir teke alacağım.
Çünkü bütün orman yaratıkları, Dağlardaki bütün hayvanlar benimdir.
Dağlardaki bütün kuşları korurum, Kırlardaki bütün yabanıl hayvanlar benimdir.
Acıksam sana söylemezdim, Çünkü bütün dünya ve içindekiler benimdir.
Ben boğa eti yer miyim? Ya da keçi kanı içer miyim?
Tanrıya şükran kurbanı sun, Yüceler Yücesine adadığın adakları yerine getir.
Sıkıntılı gününde seslen bana, Seni kurtarırım, sen de beni yüceltirsin.
Ama Tanrı kötüye şöyle diyor: ‹‹Kurallarımı ezbere okumaya Ya da antlaşmamı ağzına almaya ne hakkın var?
Çünkü yola getirilmekten nefret ediyor, Sözlerimi arkana atıyorsun.
Hırsız görünce onunla dost oluyor, Zina edenlere ortak oluyorsun.
Ağzını kötülük için kullanıyor, Dilini yalana koşuyorsun.
Oturup kardeşine karşı konuşur, Annenin oğluna kara çalarsın.
Sen bunları yaptın, ben sustum, Beni kendin gibi sandın. Seni azarlıyorum, Suçlarını gözünün önüne seriyorum.
‹‹Dikkate alın bunu, ey Tanrıyı unutan sizler! Yoksa parçalarım sizi, kurtaran olmaz.
Kim şükran kurbanı sunarsa beni yüceltir; Yolunu düzeltene kurtarışımı göstereceğim.››

51

Ey Tanrı, lütfet bana, Sevgin uğruna; Sil isyanlarımı, Sınırsız merhametin uğruna.
Tümüyle yıka beni suçumdan, Arıt beni günahımdan.
Çünkü biliyorum isyanlarımı, Günahım sürekli karşımda.
Sana karşı, yalnız sana karşı günah işledim, Senin gözünde kötü olanı yaptım. Öyle ki, konuşurken haklı, Yargılarken adil olasın.
Nitekim suç içinde doğdum ben, Günah içinde annem bana hamile kaldı.
Madem sen gönülde sadakat istiyorsun, Bilgelik öğret bana yüreğimin derinliklerinde.
Beni mercanköşkotuyla arıt, paklanayım, Yıka beni, kardan beyaz olayım.
Neşe, sevinç sesini duyur bana, Bayram etsin ezdiğin kemikler.
Bakma günahlarıma, Sil bütün suçlarımı.
Ey Tanrı, temiz bir yürek yarat, Yeniden kararlı bir ruh var et içimde.
Beni huzurundan atma, Kutsal Ruhunu benden alma.
Geri ver bana sağladığın kurtuluş sevincini, Bana destek ol, istekli bir ruh ver.
Başkaldıranlara senin yollarını öğreteyim, Günahkârlar geri dönsün sana.
Kurtar beni kan dökme suçundan, Ey Tanrı, beni kurtaran Tanrı, Dilim senin kurtarışını ilahilerle övsün.
Ya Rab, aç dudaklarımı, Ağzım senin övgülerini duyursun.
Çünkü sen kurbandan hoşlanmazsın, Yoksa sunardım sana, Yakmalık sunudan hoşnut kalmazsın.
Senin kabul ettiğin kurban alçakgönüllü bir ruhtur, Alçakgönüllü ve pişman bir yüreği hor görmezsin, ey Tanrı.
Lütfet, Siyona iyilik yap, Yeruşalimin surlarını onar.
O zaman doğru sunulan kurbanlar, Yakmalık sunular, tümüyle yakmalık sunular, Seni hoşnut kılar; O zaman sunağında boğalar sunulur.

52

Niçin kötülüğünle böbürlenirsin, ey kabadayı, Tanrının sadık kullarına karşı Bütün gün dilin yıkım tasarlar Keskin ustura gibi, ey hilekâr.
İyilikten çok kötülüğü, Doğru konuşmaktan çok yalanı seversin. |iSela
Seni hileli dil seni! Her yıkıcı sözü seversin.
Ama Tanrı seni sonsuza dek yıkacak, Seni kapıp çadırından fırlatacak, Yaşam diyarından kökünü sökecek. |iSela
Doğrular bunu görünce korkacak, Gülerek şöyle diyecekler:
‹‹İşte bu adam, Tanrıya sığınmak istemedi, Servetinin bolluğuna güvendi, Başkalarını yıkarak güçlendi!››
Ama ben Tanrının evinde yeşeren zeytin ağacı gibiyim, Sonsuza dek Tanrının sevgisine güvenirim.
Sürekli sana şükrederim yaptıkların için, Sadık kullarının önünde umut bağlarım, Çünkü adın iyidir.

53

Akılsız içinden, ‹‹Tanrı yok!›› der. İnsanlar bozuldu, iğrençlik aldı yürüdü, İyilik eden yok. sazlar››.
Tanrı göklerden bakar oldu insanlara, Akıllı, Tanrıya yönelen biri var mı diye.
Hepsi saptı, Tümü yozlaştı, İyilik eden yok, Bir kişi bile!
Suç işleyenler görmüyor mu? Halkımı ekmek yer gibi yiyor, Tanrıya yakarmıyorlar.
Ama korkulmayacak yerde korkacaklar, Çünkü Tanrı seni kuşatanların kemiklerini dağıtacak, Onları reddettiği için hepsini utandıracak.
Keşke İsrail'in kurtuluşu Siyon'dan gelse! Tanrı halkını eski gönencine kavuşturunca, Yakup soyu sevinecek, İsrail halkı coşacak.

54

Ey Tanrı, beni adınla kurtar, Gücünle akla beni!
Ey Tanrı, duamı dinle, Kulak ver ağzımdan çıkan sözlere.
Çünkü küstahlar bana saldırıyor, Zorbalar canımı almak istiyor, Tanrıya aldırmıyorlar. |iSela
İşte Tanrı benim yardımcımdır, Tek desteğim Rabdir.
Düşmanlarım yaptıkları kötülüğün cezasını bulsun, Sadakatin uyarınca yok et onları.
Ya RAB, sana gönülden bir kurban sunacağım, Adına şükredeceğim, çünkü adın iyidir.
Beni bütün sıkıntılarımdan kurtardın, Gözlerim düşmanlarımın yok oluşunu gördü.

55

Ey Tanrı, kulak ver duama, Sırt çevirme yalvarışıma!
Dikkatini çevir, yanıt ver bana. Düşüncelerim beni rahatsız ediyor, şaşkınım
Düşman sesinden, kötünün baskısından; Çünkü sıkıntıya sokuyorlar beni, Öfkeyle üstüme üstüme geliyorlar.
Yüreğim sızlıyor içimde, Ölüm dehşeti çöktü üzerime.
Korku ve titreme sardı beni, Ürperti kapladı içimi.
‹‹Keşke güvercin gibi kanatlarım olsaydı!›› Dedim kendi kendime, ‹‹Uçar, rahatlardım.
Uzaklara kaçar, Çöllerde konaklardım. |iSela
Sert rüzgara, kasırgaya karşı Hemen bir barınak bulurdum.››
Şaşkına çevir kötüleri, ya Rab, karıştır dillerini, Çünkü kentte şiddet ve çatışma görüyorum.
Gece gündüz kent surları üzerinde dolaşırlar, Haksızlık, fesat dolu kentin içi.
Yıkıcılık kentin göbeğinde, Zorbalık, hile eksilmez meydanından.
Beni aşağılayan bir düşman olsaydı, Katlanabilirdim; Bana küstahlık eden bir hasım olsaydı, Gizlenebilirdim.
Ama sensin, bana denk, Yoldaşım, yakın arkadaşım.
Birlikte tatlı tatlı yarenlik eder, Toplulukla Tanrının evine giderdik.
Ölüm yakalasın düşmanlarımı ansızın, Diri diri ölüler diyarına insinler; Çünkü içleri ve evleri kötülük dolu.
Bense Tanrıya seslenirim, RAB kurtarır beni.
Sabah, öğlen, akşam kederimden feryat ederim, O işitir sesimi.
Bana karşı girişilen savaştan Esenlikle kurtarır canımı, Sayısı çok da olsa karşıtlarımın.
Öncesizlikten bu yana tahtında oturan Tanrı, Duyacak ve ezecek onları. |iSela Çünkü hiç değişmiyor Ve Tanrıdan korkmuyorlar.
Yoldaşım dostlarına saldırarak Yaptığı antlaşmayı bozdu.
Ağzından bal damlar, Ama yüreğinde savaş var. Sözleri yağdan yumuşak, Ama yalın birer kılıçtır.
Yükünü RABbe bırak, O sana destek olur. Asla izin vermez Doğru insanın sarsılmasına.
Ama sen, ey Tanrı, ölüm çukuruna atacaksın kötüleri, Günlerinin yarısını görmeyecek katillerle hainler; Bense sana güveniyorum.

56

Acı bana, ey Tanrı, Çünkü ayak altında çiğniyor insanlar beni, Gün boyu saldırıp eziyorlar.
Düşmanlarım ayak altında çiğniyor beni her gün, Küstahça saldırıyor çoğu.
Sana güvenirim korktuğum zaman.
Tanrıya, sözünü övdüğüm Tanrıya Güvenirim ben, korkmam. İnsan bana ne yapabilir?
Gün boyu sözlerimi çarpıtıyorlar, Hakkımda hep kötülük tasarlıyorlar.
Fesatlık için uğraşıyor, pusuya yatıyor, Adımlarımı gözlüyor, canımı almak istiyorlar.
Kötülüklerinin cezasından kurtulacaklar mı? Ey Tanrı, halkları öfkeyle yere çal!
Çektiğim acıları kaydettin, Gözyaşlarımı tulumunda biriktirdin! Bunlar defterinde yazılı değil mi?
Seslendiğim zaman, Düşmanlarım geri çekilecek. Biliyorum, Tanrı benden yana.
Sözünü övdüğüm Tanrıya, Sözünü övdüğüm RABbe,
Tanrıya güvenirim ben, korkmam; İnsan bana ne yapabilir?
Ey Tanrı, sana adaklar adamıştım, Şükran kurbanları sunmalıyım şimdi.
Çünkü canımı ölümden kurtardın, Ayaklarımı tökezlemekten korudun; İşte yaşam ışığında, Tanrı huzurunda yürüyorum.

57

Acı bana, ey Tanrı, acı, Çünkü sana sığınıyorum; Felaket geçinceye kadar, Kanatlarının gölgesine sığınacağım.
Yüce Tanrıya, Benim için her şeyi yapan Tanrıya sesleniyorum.
Gökten gönderip beni kurtaracak, Beni ezmek isteyenleri azarlayacak, |iSela Sevgisini, sadakatini gösterecektir.
Aslanların arasındayım, Alev kusan insanlar arasında yatarım, Mızrak gibi, ok gibi dişleri, Keskin kılıç gibi dilleri.
Yüceliğini göster göklerin üstünde, ey Tanrı, Görkemin bütün yeryüzünü kaplasın!
Ayaklarım için ağ serdiler, Çöktüm; Yoluma çukur kazdılar, İçine kendileri düştüler. |iSela
Kararlıyım, ey Tanrı, kararlıyım, Ezgiler, ilahiler söyleyeceğim.
Uyan, ey canım, Uyan, ey lir, ey çenk, Seheri ben uyandırayım!
Halkların arasında sana şükürler sunayım, ya Rab, Ulusların arasında seni ilahilerle öveyim.
Çünkü sevgin göklere erişir, Sadakatin gökyüzüne ulaşır.
Yüceliğini göster göklerin üstünde, ey Tanrı, Görkemin bütün yeryüzünü kaplasın!

58

Ey yöneticilerfü, gerçekten adil mi karar verirsiniz? Doğru mu yargılarsınız insanları?
Hayır! Hep haksızlık tasarlarsınız içinizde, Zorbalık saçar elleriniz yeryüzüne.
Kötüler daha ana rahmindeyken yoldan çıkar, Doğdu doğalı yalan söyleyerek sapar.
Zehirleri yılan zehiri gibidir. Kulakları tıkalı bir kobrayı andırırlar,
Usta büyücülerin, Afsuncuların sesini duymak istemeyen bir kobrayı.
Ey Tanrı, kır onların ağzında dişlerini, Sök genç aslanların azı dişlerini, ya RAB!
Akıp giden su gibi yok olsunlar. Yaylarını gerince oklarının ucu kırılsın.
Süründükçe eriyen sümüklüböceğe dönsünler. Düşük çocuk gibi güneş yüzü görmesinler.
Kazanlarınız diken ateşini daha duymadan, Yaşı da kurusu da kasırgayla savrulacak kötülerin.
Doğru adam alınan öcü görünce sevinecek Ve ayaklarını kötünün kanında yıkayacak.
O zaman insanlar, ‹‹Gerçekten doğrulara ödül var›› diyecek, ‹‹Gerçekten dünyayı yargılayan bir Tanrı var.››

59

Kurtar beni düşmanlarımdan, ey Tanrım, Kalem ol hasımlarıma karşı.
Kurtar beni suç işleyenlerden, Uzak tut kanlı katillerden.
Bak, canımı almak için pusu kuruyorlar, Güçlüler bana karşı birleşiyorlar, Oysa başkaldırmadım, günahım yok, ya RAB.
Suç işlemediğim halde, Koşuşup hazırlanıyorlar. Kalk bana yardım etmek için, halime bak!
Sen, ya RAB, Her Şeye Egemen Tanrı, İsrailin Tanrısı, Uyan bütün ulusları cezalandırmak için, Acıma bu suçlu hainlere! |iSela
Akşam döner, köpek gibi hırlayıp Sinsi sinsi kenti dolaşırlar.
Bak, neler dökülür ağızlarından, Kılıç çıkar dudaklarından. ‹‹Kim duyacak?›› derler.
Ama sen onlara gülersin, ya RAB, Bütün uluslarla eğlenirsin.
Gücüm sensin, seni gözlüyorum, Çünkü kalemsin, ey Tanrı.
Tanrım sevgisiyle karşılar beni, Bana düşmanlarımın yıkımını gösterir.
Onları öldürme, yoksa halkım unutur, Gücünle dağıt ve alçalt onları, Ya Rab, kalkanımız bizim.
Ağızlarının günahı, dudaklarından çıkan söz yüzünden, Gururlarının tuzağına düşsünler. Okudukları lanet, söyledikleri yalan yüzünden
Yok et onları gazabınla, yok et, tükensinler; Bilsinler ki, Tanrının egemenliği Yakup soyundan Yeryüzünün ucuna kadar ulaşır. |iSela
Akşam döner, köpek gibi hırlayıp Sinsi sinsi kenti dolaşırlar.
Yiyecek bulmak için gezerler, Doymazlarsa ulurlar.
Bense gücün için sabah ezgiler söyleyecek, Sevgini sevinçle dile getireceğim. Çünkü sen bana kale, Sıkıntılı günümde sığınak oldun.
Gücüm sensin, seni ilahilerle öveceğim, Çünkü kalem, beni seven Tanrı sensin.

60

Bizi reddettin, parladın bize karşı, ey Tanrı, Öfkelendin; eski halimize döndür bizi!
Salladın yeri, yarıklar açtın; Onar çatlaklarını, çünkü yer sarsılıyor.
Halkına sıkıntı çektirdin, Sersemletici bir şarap içirdin bize.
Sancak verdin senden korkanlara, Okçulara karşı açsınlar diye. |iSela
Kurtar bizi sağ elinle, yardım et, Sevdiklerin özgürlüğe kavuşsun diye!
Tanrı şöyle konuştu kutsal yerinde: ‹‹Şekemi sevinçle bölüştürecek, Sukkot Vadisini ölçeceğim.
Gilat benimdir, Manaşşe de benim, Efrayim miğferim, Yahuda asam.
Moav yıkanma leğenim, Edomun üzerine çarığımı fırlatacağım, Filiste zaferle haykıracağım.›› fırlatılması, bir yerin sahiplenilmesi anlamına geliyordu.
Kim beni surlu kente götürecek? Kim bana Edoma kadar yol gösterecek?
Ey Tanrı, sen bizi reddetmedin mi? Ordularımıza öncülük etmiyor musun artık?
Yardım et bize düşmana karşı, Çünkü boştur insan yardımı.
Tanrı'yla zafer kazanırız, O çiğner düşmanlarımızı.

61

Ey Tanrı, yakarışımı işit, Duama kulak ver!
Sana seslenirim yeryüzünün öbür ucundan, Yüreğime hüzün çökünce. Erişemeyeceğim yüksek bir kayaya çıkar beni,
Çünkü sen benim için sığınak, Düşmana karşı güçlü bir kule oldun.
Çadırında sonsuza dek oturmak Ve kanatlarının gölgesine sığınmak isterim. |iSela
Çünkü sen, ey Tanrı, adaklarımı duydun, Adından korkanların mirasını bana verdin.
Kralın günlerine gün kat, Yılları yüzyıllar olsun!
Tanrının huzurunda sonsuza dek tahtında otursun; Onu sevgin ve sadakatinle koru!
O zaman adını hep ilahilerle öveceğim, Her gün adaklarımı yerine getireceğim.

62

Canım yalnız Tanrıda huzur bulur, Kurtuluşum Ondan gelir.
Tek kayam, kurtuluşum, Kalem Odur, asla sarsılmam.
Birini ezmek için daha ne vakte kadar Hep birlikte üstüne saldıracaksınız, Eğri bir duvara, Yerinden oynamış bir çite saldırır gibi?
Tek düşünceleri onu doruktan indirmektir. Yalandan zevk alırlar. Ağızlarıyla hayırdua ederken, İçlerinden lanet okurlar. |iSela
Ey canım, yalnız Tanrıda huzur bul, Çünkü umudum Ondadır.
Tek kayam, kurtuluşum, Kalem Odur, sarsılmam.
Kurtuluşum ve onurum Tanrıya bağlıdır, Güçlü kayam, sığınağım Odur.
Ey halkım, her zaman Ona güven, İçini dök Ona, Çünkü Tanrı sığınağımızdır. |iSela
Sıradan insan ancak bir soluk, Soylu insansa bir yalandır. Tartıya konduğunda ikisi birlikte soluktan hafiftir.
Zorbalığa güvenmeyin, yağma malla övünmeyin; Varlığınız artsa bile, ona gönül bağlamayın.
Tanrı bir şey söyledi, Ben iki şey duydum: Güç Tanrınındır,
Sevgi de senin, ya Rab! Çünkü sen herkese, yaptığının karşılığını verirsin.

63

Ey Tanrı, sensin benim Tanrım, Seni çok özlüyorum, Canım sana susamış, Kurak, yorucu, susuz bir diyarda, Bütün varlığımla seni arıyorum.
Kutsal yerde baktım sana, Gücünü, görkemini görmek için.
Senin sevgin yaşamdan iyidir, Bu yüzden dudaklarım seni yüceltir.
Ömrümce sana övgüler sunacağım, Senin adınla ellerimi kaldıracağım.
Zengin yiyeceklere doyarcasına doyacağım sana, Şakıyan dudaklarla ağzım sana övgüler sunacak.
Yatağıma uzanınca seni anarım, Gece boyunca derin derin seni düşünürüm.
Çünkü sen bana yardımcı oldun, Kanatlarının gölgesinde sevincimi dile getiririm.
Canım sana sımsıkı sarılır, Sağ elin bana destek olur.
Ama canımı almak isteyenler, Yerin derinliklerine inecek,
Kılıcın ağzına atılacak, Çakallara yem olacak.
Kralsa Tanrı'da sevinç bulacak. Tanrı'nın adıyla ant içenlerin hepsi övünecek, Yalancıların ağzıysa kapanacak.

64

Ey Tanrı, kulak ver sesime yakındığım zaman, Hayatımı düşman korkusundan koru.
Kötülerin gizli tasarılarından, O suçlu güruhun şamatasından esirge beni.
Onlar dillerini kılıç gibi bilemiş, Acı sözlerini ok gibi hedefe yöneltmişler,
Pusularından masum insanın üzerine atmak için. Ansızın vururlar, hiç çekinmeden.
Birbirlerini kötülük yapmaya iter, Gizli tuzaklar tasarlarken, ‹‹Kim görecek?›› derler.
Haksızlık yapmayı düşünür, ‹‹Kusursuz bir plan yaptık!›› derler. İnsanın içi ve yüreği derin bir sırdır, bilinmez.
Ama Tanrı onlara ok atacak, Ansızın yaralanacaklar.
Dilleri yüzünden yıkıma uğrayacaklar, Hallerini gören herkes alayla baş sallayacak.
Bütün insanlar korkuya kapılacak, Tanrının işini duyuracak, Onun yaptıkları üzerinde düşünecekler.
Doğru insan RAB'de sevinç bulacak, O'na sığınacak, Bütün temiz yürekliler O'nu övecek.

65

Ey Tanrı, Siyonda seni övgü bekliyor, Yerine getirilecek sana adanan adaklar. Masoretik metin ‹‹Senin için sessizlik övgü››.
Ey sen, duaları işiten, Bütün insanlar sana gelecek.
Suçlarımızın altında ezildik, Ama sen isyanlarımızı bağışlarsın.
Ne mutlu avlularında otursun diye Seçip kendine yaklaştırdığın kişiye! Evinin, kutsal tapınağının Nimetlerine doyacağız.
Ey bizi kurtaran Tanrı, Müthiş işler yaparak Zaferle yanıtlarsın bizi. Sen yeryüzünün dört bucağında, Uzak denizlerdekilerin umudusun;
Kudret kuşanan, Gücüyle dağları kuran,
Denizlerin kükremesini, Dalgaların gümbürtüsünü, Halkların kargaşasını yatıştıran sensin.
Dünyanın öbür ucunda yaşayanlar Korkuya kapılır senin belirtilerin karşısında. Doğudan batıya kadar insanlara Sevinç çığlıkları attırırsın.
Toprağa bakar, çok verimli kılarsın, Onu zenginliğe boğarsın. Ey Tanrı, ırmakların suyla doludur, İnsanlara tahıl sağlarsın, Çünkü sen toprağı şöyle hazırlarsın:
Sabanın açtığı yarıkları bolca sular, Sırtlarını düzlersin. Yağmurla toprağı yumuşatır, Ürünlerine bereket katarsın.
İyiliklerinle yılı taçlandırırsın, Arabalarının geçtiği yollardan bolluk akar,
Otlaklar yeşillenir, Tepeler sevince bürünür,
Çayırlar sürülerle bezenir, Vadiler ekinle örtünür, Sevinçten haykırır, ezgi söylerler.

66

Ey yeryüzündeki bütün insanlar, Tanrıya sevinç çığlıkları atın!
Adının yüceliğine ilahiler söyleyin, Ona görkemli övgüler sunun!
‹‹Ne müthiş işlerin var!›› deyin Tanrıya, ‹‹Öyle büyük gücün var ki, Düşmanların eğiliyor önünde.
Bütün yeryüzü sana tapınıyor, İlahiler okuyor, adını ilahilerle övüyor.›› |iSela
Gelin, bakın Tanrının neler yaptığına! Ne müthiş işler yaptı insanlar arasında:
Denizi karaya çevirdi, Atalarımız yaya geçtiler ırmaktan. Yaptığına sevindik orada.
Kudretiyle sonsuza dek egemenlik sürer, Gözleri ulusları süzer; Başkaldıranlar gurura kapılmasın! |iSela
Ey halklar, Tanrımıza şükredin, Övgülerini duyurun.
Hayatımızı koruyan, Ayaklarımızın kaymasına izin vermeyen Odur.
Sen bizi sınadın, ey Tanrı, Gümüş arıtır gibi arıttın.
Ağa düşürdün bizi, Sırtımıza ağır yük vurdun.
İnsanları başımıza çıkardın, Ateşten, sudan geçtik. Ama sonra bizi bolluğa kavuşturdun.
Yakmalık sunularla evine gireceğim, Adaklarımı yerine getireceğim,
Sıkıntı içindeyken dudaklarımdan dökülen, Ağzımdan çıkan adakları.
Yakılan koçların dumanıyla semiz hayvanlardan Sana yakmalık sunular sunacağım, Tekeler, sığırlar kurban edeceğim. |iSela
Gelin, dinleyin, ey sizler, Tanrıdan korkanlar, Benim için neler yaptığını size anlatayım.
Ağzımla Ona yakardım, Övgüsü dilimden düşmedi.
Yüreğimde kötülüğe yer verseydim, Rab beni dinlemezdi.
Oysa Tanrı dinledi beni, Kulak verdi duamın sesine.
Övgüler olsun Tanrı'ya, Çünkü duamı geri çevirmedi, Sevgisini benden esirgemedi.

67

Tanrı bize lütfetsin, bolluk versin, Yüzünün ışığı üzerimize parlasın. |iSela
Öyle ki, yeryüzünde yolun, Bütün uluslar arasında kurtarıcı gücün bilinsin.
Halklar sana şükretsin, ey Tanrı, Bütün halklar sana şükretsin!
Uluslar sevinsin, sevinçten çığlık atsın, Çünkü sen halkları adaletle yargılarsın, Yeryüzündeki uluslara yol gösterirsin. |iSela
Halklar sana şükretsin, ey Tanrı, Bütün halklar sana şükretsin!
Toprak ürününü verdi, Tanrı, Tanrımız, bizi bolluğa kavuştursun.
Tanrı bize bolluk versin, Dünyanın dört bucağındakiler O'ndan korksun!

68

Kalksın Tanrı, dağılsın düşmanları, Kaçsın önünden Ondan nefret edenler!
Dağıtsın onları dağılan duman gibi; Ateşin karşısında eriyen balmumu gibi Yok olsun kötüler Tanrının önünde!
Ancak doğrular sevinsin, Bayram etsinler Tanrının önünde, Neşeyle coşsunlar.
Tanrıya ezgiler söyleyin, adını ilahilerle övün, Çölleri geçecek biniciye yol hazırlayın; Onun adı RABdir, bayram edin önünde! ‹‹Bulutlara binmiş olana ezgiler sunun››.
Kutsal konutundaki Tanrı, Öksüzlerin babası, dul kadınların savunucusudur.
Tanrı kimsesizlere ev verir, Tutsakları özgürlüğe ve gönence kavuşturur, Ama başkaldıranlar kurak yerde oturur.
Ey Tanrı, sen halkına öncülük ettiğinde, Çölde yürüdüğünde, |iSela
Yer sarsıldı, Göklerden yağmur boşandı Tanrının önünde, Sina Dağı sarsıldı Tanrının, İsrailin Tanrısının önünde.
Bol yağmurlar yağdırdın, ey Tanrı, Canlandırdın yorgun düşen yurdunu.
Halkın oraya yerleşti, İyiliğinle mazlumların geçimini sağladın, ey Tanrı.
Rab buyruk verdi, Büyük bir kadın topluluğu duyurdu müjdeyi:
‹‹Kaçıyor, kaçıyor orduların kralları! Evi bekleyen kadınlar ganimeti paylaşıyor.
Ağılların arasında uyurken, Kanatları gümüş, tüyleri pırıl pırıl altınla kaplı Bir güvercine benzersiniz.››
Her Şeye Gücü Yeten, kralları dağıtırken, Sanki Salmon Dağına kar yağıyordu.
Ey Başan Dağı, Tanrı Dağı! Ey Başan Dağı, dorukları ulu dağ!
Ey ulu dağlar, niçin yan gözle bakıyorsunuz Tanrının yerleşmek için seçtiği dağa? Evet, RAB orada sonsuza dek oturacaktır.
Tanrının savaş arabaları sayısızdır, Rab kutsallık içinde Sinadan geldi.
Sen yükseğe çıktın, tutsakları peşine taktın, İnsanlardan, başkaldıranlardan bile armağanlar aldın, Oraya yerleşmek için, ya RAB Tanrı.
Her gün yükümüzü taşıyan Rabbe, Bizi kurtaran Tanrıya övgüler olsun. |iSela
Tanrımız kurtarıcı bir Tanrıdır, Ölümden kurtarış yalnız Egemen RABbe özgüdür.
Kuşkusuz Tanrı düşmanlarının başını, Suçlu yaşayanların kıllı kafasını ezer.
Rab, ‹‹Onları Başandan, Denizin derinliklerinden geri getireceğim›› der,
‹‹Öyle ki, ayaklarını düşmanlarının kanına batırasın, Köpeklerinin dili de onlardan payını alsın.››
Ey Tanrı, senin zafer alayını, Tanrımın, Kralımın kutsal yere törenle gelişini gördüler:
Başta okuyucular, arkada çalgıcılar, Ortada tef çalan genç kızlar.
‹‹Ey sizler, İsrail soyundan gelenler, Toplantılarınızda Tanrıya, RABbe övgüler sunun!››
Önde en küçük oymak Benyamin, Kalabalık halinde Yahuda önderleri, Zevulun ve Naftali önderleri oradalar!
Ey Tanrı, Yeruşalimdeki tapınağından göster gücünü, Bizim için kullandığın gücünü, ey Tanrı. Krallar sana armağanlar sunacak.
Azarla kamışlar arasında yaşayan hayvanı, Halkların buzağılarıyla boğalar sürüsünü, Çiğne ayaklarınla gümüşe gönül verenleri, Dağıt savaştan zevk alan halkları! boğalar›› ise irili ufaklı ulusları simgelemektedir.
Mısırdan elçiler gelecek, Kûşlular ellerini Tanrıya doğru kaldırıverecek.
Ey yeryüzünün krallıkları, Tanrıya ezgiler söyleyin, İlahilerle övün Rabbi, |iSela
Göklere, kadim göklere binmiş olanı. İşte sesiyle, güçlü sesiyle gürlüyor!
Tanrının gücünü tanıyın; Onun yüceliği İsrailin üzerinde, Gücü göklerdedir.
Ne heybetlisin, ey Tanrı, tapınağında! İsrail'in Tanrısı'na, Halkına güç, kudret veren Tanrı'ya övgüler olsun!

69

Kurtar beni, ey Tanrı, Sular boyuma ulaştı.
Dipsiz batağa gömülüyorum, Basacak yer yok. Derin sulara battım, Sellere kapıldım.
Tükendim feryat etmekten, Boğazım kurudu; Gözlerimin feri sönüyor Tanrımı beklemekten.
Yok yere benden nefret edenler Saçlarımdan daha çok. Kalabalıktır canıma kasteden haksız düşmanlarım. Çalmadığım malı nasıl geri verebilirim?
Akılsızlığımı biliyorsun, ey Tanrı, Suçlarım senden gizli değil.
Ya Rab, Her Şeye Egemen RAB, Utanmasın sana umut bağlayanlar benim yüzümden! Ey İsrailin Tanrısı, Benim yüzümden sana yönelenler rezil olmasın!
Senin uğruna hakarete katlandım, Utanç kapladı yüzümü.
Kardeşlerime yabancı, Annemin öz oğullarına uzak kaldım.
Çünkü evin için gösterdiğim gayret beni yiyip bitirdi, Sana edilen hakaretlere ben uğradım.
Oruç tutup ağlayınca, Yine hakarete uğradım.
Çula büründüğüm zaman Alay konusu oldum.
Kent kapısında oturanlar beni çekiştiriyor, Sarhoşların türküsü oldum.
Ama benim duam sanadır, ya RAB. Ey Tanrı, sevginin bolluğuyla, Güvenilir kurtarışınla uygun gördüğünde Yanıtla beni.
Beni çamurdan kurtar, İzin verme batmama; Benden nefret edenlerden, Derin sulardan kurtulayım.
Seller beni sürüklemesin, Engin beni yutmasın, Ölüm çukuru ağzını üstüme kapamasın.
Yanıt ver bana, ya RAB, Çünkü sevgin iyidir. Yüzünü çevir bana büyük merhametinle!
Kulundan yüzünü gizleme, Çünkü sıkıntıdayım, hemen yanıtla beni!
Yaklaş bana, kurtar canımı, Al başımdan düşmanlarımı.
Bana nasıl hakaret edildiğini, Utandığımı, rezil olduğumu biliyorsun; Düşmanlarımın hepsi senin önünde.
Hakaret kalbimi kırdı, dertliyim, Acılarımı paylaşacak birini bekledim, çıkmadı, Avutacak birini aradım, bulamadım.
Yiyeceğime zehir kattılar, Sirke içirdiler susadığımda.
Önlerindeki sofra tuzak olsun onlara, Yandaşları için kapan olsun!
Gözleri kararsın, göremesinler! Bellerini hep bükük tut!
Gazabını yağdır üzerlerine, Öfkenin ateşi yapışsın yakalarına!
Issız kalsın konakları, Çadırlarında oturan olmasın!
Çünkü senin vurduğun insanlara zulmediyor, Yaraladığın insanların acısını konuşuyorlar.
Ceza yağdır başlarına, Senin tarafından aklanmasınlar!
Yaşam kitabından silinsin adları, Doğrularla yan yana yazılmasınlar!
Bense ezilmiş ve kederliyim, Senin kurtarışın, ey Tanrı, bana bir kale olsun!
Tanrının adını ezgilerle öveceğim, Şükranlarımla Onu yücelteceğim.
RABbi bir öküzden, Boynuzlu, tırnaklı bir boğadan Daha çok hoşnut eder bu.
Mazlumlar bunu görünce sevinsin, Ey Tanrıya yönelen sizler, yüreğiniz canlansın.
Çünkü RAB yoksulları işitir, Kendi tutsak halkını hor görmez.
Ona övgüler sunun, ey yer, gök, Denizler ve onlardaki bütün canlılar!
Çünkü Tanrı Siyonu kurtaracak, Yahuda kentlerini onaracak; Halk oraya yerleşip sahibi olacak.
Kullarının çocukları orayı miras alacak, O'nun adını sevenler orada oturacak.

70

Ey Tanrı, kurtar beni! Yardımıma koş, ya RAB!
Utansın canımı almaya çalışanlar, Yüzleri kızarsın! Geri dönsün zararımı isteyenler, Rezil olsunlar!
Bana, ‹‹Oh! Oh!›› çekenler Geri çekilsin utançlarından!
Sende neşe ve sevinç bulsun Bütün sana yönelenler! ‹‹Tanrı yücedir!›› desin hep Senin kurtarışını özleyenler!
Bense, mazlum ve yoksulum, Ey Tanrı, yardımıma koş! Yardımcım ve kurtarıcım sensin, Geç kalma, ya RAB!

71

Ya RAB, sana sığınıyorum, Utandırma beni hiçbir zaman!
Adaletinle kurtar beni, tehlikeden uzaklaştır, Kulak ver bana, kurtar beni!
Sığınacak kayam ol, Her zaman başvurabileceğim; Buyruk ver, kurtulayım, Çünkü kayam ve kalem sensin.
Ey Tanrım, kurtar beni Kötünün elinden, haksızın, gaddarın pençesinden!
Çünkü umudum sensin, ey Egemen RAB, Gençliğimden beri dayanağım sensin.
Doğduğum günden beri sana güveniyorum, Beni ana rahminden çıkaran sensin. Övgülerim hep sanadır.
Birçokları için iyi bir örnek oldum, Çünkü sen güçlü sığınağımsın.
Ağzımdan sana övgü eksilmez, Gün boyu yüceliğini anarım.
Yaşlandığımda beni reddetme, Gücüm tükendiğinde beni terk etme!
Çünkü düşmanlarım benden söz ediyor, Beni öldürmek isteyenler birbirine danışıyor,
‹‹Tanrı onu terk etti›› diyorlar, ‹‹Kovalayıp yakalayın, Kurtaracak kimsesi yok!››
Ey Tanrı, benden uzak durma, Tanrım, yardımıma koş!
Utansın, yok olsun beni suçlayanlar, Utanca, rezalete bürünsün kötülüğümü isteyenler.
Ama ben her zaman umutluyum, Sana övgü üstüne övgü dizeceğim.
Gün boyu senin zaferini, Kurtarışını anlatacağım, Ölçüsünü bilmesem de.
Ey Egemen RAB, gelip yiğitliklerini, Senin, yalnız senin zaferini duyuracağım.
Ey Tanrı, çocukluğumdan beri beni sen yetiştirdin, Senin harikalarını hâlâ anlatıyorum.
Yaşlanıp saçlarıma ak düşse bile Terk etme beni, ey Tanrı, Gücünü gelecek kuşağa, Kudretini sonrakilere anlatana dek.
Ey Tanrı, doğruluğun göklere erişiyor, Büyük işler yaptın, Senin gibisi var mı, ey Tanrı?
Sen ki, bana birçok kötü sıkıntı gösterdin, Bana yeniden yaşam verecek, Beni toprağın derinliklerinden çıkaracaksın.
Saygınlığımı artıracak, Yine beni avutacaksın.
Ben de seni, Senin sadakatini çenkle öveceğim, ey Tanrım, Lir çalarak seni ilahilerle öveceğim, Ey İsrailin Kutsalı!
Seni ilahilerle överken, Dudaklarımla, varlığımla sevincimi dile getireceğim, Çünkü sen beni kurtardın.
Dilim gün boyu senin zaferinden söz edecek, Çünkü kötülüğümü isteyenler Utanıp rezil oldu.

72

Ey Tanrı, adaletini krala, Doğruluğunu kral oğluna armağan et.
Senin halkını doğrulukla, Mazlum kullarını adilce yargılasın!
Dağlar, tepeler, Halka adilce gönenç getirsin!
Mazlumlara hakkını versin, Yoksulların çocuklarını kurtarsın, Zalimleriyse ezsin!
Güneş ve ay durdukça, Kral kuşaklar boyunca yaşasın; metin ‹‹Kuşaklar boyunca senden korksunlar.››
Yeni biçilmiş çayıra düşen yağmur gibi, Toprağı sulayan bereketli yağmurlar gibi olsun!
Onun günlerinde doğruluk serpilip gelişsin, Ay ışıdığı sürece esenlik artsın!
Egemenlik sürsün denizden denize, Fırattan yeryüzünün ucuna dek!
Çöl kabileleri diz çöksün önünde, Düşmanları toz yalasın.
Tarşişin ve kıyı ülkelerinin kralları Ona haraç getirsin, Saba ve Seva kralları armağanlar sunsun!
Bütün krallar önünde yere kapansın, Bütün uluslar ona kulluk etsin!
Çünkü yardım isteyen yoksulu, Dayanağı olmayan düşkünü o kurtarır.
Yoksula, düşküne acır, Düşkünlerin canını kurtarır.
Baskıdan, zorbalıktan özgür kılar onları, Çünkü onun gözünde onların kanı değerlidir.
Yaşasın kral! Ona Saba altını versinler; Durmadan dua etsinler onun için, Gün boyu onu övsünler!
Ülkede bol buğday olsun, Dağ başlarında dalgalansın! Başakları Lübnan gibi verimli olsun, Kent halkı ot gibi serpilip çoğalsın!
Kralın adı sonsuza dek yaşasın, Güneş durdukça adı var olsun, Onun aracılığıyla insanlar kutsansın, Bütün uluslar ‹‹Ne mutlu ona›› desin!
RAB Tanrıya, İsrailin Tanrısına övgüler olsun, Harikalar yaratan yalnız Odur.
Yüce adına sonsuza dek övgüler olsun, Bütün yeryüzü Onun yüceliğiyle dolsun! Amin! Amin!
İşay oğlu Davut'un duaları burada bitiyor.

73

Tanrı gerçekten İsraile, Yüreği temiz olanlara karşı iyidir.
Ama benim ayaklarım neredeyse tökezlemiş, Adımlarım az kalsın kaymıştı.
Çünkü kötülerin gönencini gördükçe, Küstahları kıskanıyordum.
Onlar acı nedir bilmezler, Bedenleri sağlıklı ve semizdirfç. semizdir›› ya da ‹‹Ölürken acı çekmezler, bedenleri semizdir››.
Başkalarının derdini bilmez, Onlar gibi çile çekmezler.
Bu yüzden gurur onların gerdanlığı, Zorbalık onları örten bir giysi gibidir.
Şişmanlıktan gözleri dışarı fırlar, İçleri kötülük kazanı gibi kaynar.
İnsanlarla eğlenir, kötü niyetle konuşur, Tepeden bakar, baskıyla tehdit ederler.
Göklere karşı ağızlarını açarlar, Boş sözleri yeryüzünü dolaşır.
Bu yüzden halk onlardan yana döner, Sözlerini ağzı açık dinler.
Derler ki, ‹‹Tanrı nasıl bilir? Bilgisi var mı Yüceler Yücesinin?››
İşte böyledir kötüler, Hep tasasız, sürekli varlıklarını artırırlar.
Anlaşılan boş yere yüreğimi temiz tutmuşum, Ellerimi yıkamışım suçsuzum diye.
Gün boyu içim içimi yiyor, Her sabah azap çekiyorum.
‹‹Ben de onlar gibi konuşayım›› deseydim, Senin çocuklarına ihanet etmiş olurdum.
Bunu anlamak için düşündüğümde, Zor geldi bana,
Tanrının Tapınağına girene dek; O zaman anladım sonlarının ne olacağını.
Gerçekten onları kaygan yere koyuyor, Yıkıma sürüklüyorsun.
Nasıl da bir anda yok oluyor, Siliniveriyorlar dehşet içinde!
Uyanan birisi için rüya nasılsa, Sen de uyanınca, ya Rab, Hor göreceksin onların görüntüsünü.
Kalbim kırıldığında, İçim acı dolduğunda,
Akılsız ve bilgisizdim, Karşında bir hayvan gibi.
Yine de sürekli seninleyim, Sağ elimden tutarsın beni.
Öğütlerinle yol gösterir, Beni sonunda yüceliğe eriştirirsin.
Senden başka kimim var göklerde? İstemem senden başkasını yeryüzünde.
Bedenim ve yüreğim tükenebilir, Ama Tanrı yüreğimde güç, Bana düşen paydır sonsuza dek.
Kuşkusuz yok olacak senden uzak duranlar, Ortadan kaldıracaksın sana vefasızlık edenleri.
Ama benim için en iyisi Tanrı'ya yakın olmaktır; Bütün işlerini duyurayım diye Sığınak yaptım Egemen RAB'bi kendime.

74

Ey Tanrı, neden bizi sonsuza dek reddettin? Niçin otlağının koyunlarına karşı öfken tütmekte?
Anımsa geçmişte sahiplendiğin topluluğu, Kendi halkın olsun diye kurtardığın oymağı Ve üzerine konut kurduğun Siyon Dağını.
Yönelt adımlarını şu onarılmaz yıkıntılara doğru, Düşman kutsal yerdeki her şeyi yıktı.
Düşmanların bizimle buluştuğun yerde kükredi, Zafer simgesi olarak kendi bayraklarını dikti.
Gür bir ormana Baltayla dalar gibiydiler.
Baltayla, balyozla kırdılar, Bütün oymaları.
Ateşe verdiler tapınağını, Yerle bir edip kutsallığını bozdular Adının yaşadığı konutun.
İçlerinden, ‹‹Hepsini ezelim!›› dediler. Ülkede Tanrıyla buluşma yerlerinin tümünü yaktılar.
Artık kutsal simgelerimizi görmüyoruz, Peygamberler de yok oldu, İçimizden kimse bilmiyor ne zamana dek...
Ey Tanrı, ne zamana dek düşman sana sövecek, Hasmın senin adını hor görecek?
Niçin geri çekiyorsun elini? Çıkar sağ elini bağrından, yok et onları!
Ama geçmişten bu yana kralım sensin, ey Tanrı, Yeryüzünde kurtuluş sağladın.
Gücünle denizi yardın, Canavarların kafasını sularda parçaladın.
Livyatanın başlarını ezdin, Çölde yaşayanlara onu yem ettin.
Kaynaklar, dereler fışkırttın, Sürekli akan ırmakları kuruttun.
Gün senindir, gece de senin, Ay ve güneşi sen yerleştirdin, kastediyor.
Yeryüzünün bütün sınırlarını sen saptadın, Yazı da kışı da yaratan sensin.
Anımsa, ya RAB, düşmanın sana nasıl sövdüğünü, Akılsız bir halkın, adını nasıl hor gördüğünü.
Canavara teslim etme kumrunun canını, Asla unutma düşkün kullarının yaşamını.
Yaptığın antlaşmayı gözönüne al, Çünkü ülkenin her karanlık köşesi Zorbaların inleriyle dolmuş.
Düşkünler boynu bükük geri çevrilmesin, Mazlumlar, yoksullar adına övgüler dizsin.
Kalk, ey Tanrı, davanı savun! Anımsa akılsızların gün boyu sana nasıl sövdüğünü!
Unutma hasımlarının yaygarasını, Sana başkaldıranların durmadan yükselen patırtısını!

75

Sana şükrederiz, ey Tanrı, Şükrederiz, çünkü sen yakınsın, Harikaların bunu gösterir.
‹‹Belirlediğim zaman gelince, Doğrulukla yargılayacağım›› diyor Tanrı,
‹‹Yeryüzü altüst olunca üzerindekilerle, Ben pekiştireceğim onun direklerini. |iSela
Övünenlere, ‹Övünmeyin artık!› dedim; Kötülere, ‹Kaldırmayın başınızı!
Kaldırmayın başınızı! Tepeden konuşmayın!› ›› simgesidir).
Çünkü ne doğudan, ne batıdan, Ne de çöldeki dağlardan doğar yargı.
Yargıç ancak Tanrıdır, Birini alçaltır, birini yükseltir.
RAB elinde dolu bir kâse tutuyor, Köpüklü, baharat karıştırılmış şarap döküyor; Yeryüzünün bütün kötüleri Tortusuna dek yalayıp onu içiyor.
Bense sürekli duyuracağım bunu, Yakupun Tanrısını ilahilerle öveceğim:
‹‹Kıracağım kötülerin bütün gücünü, Doğruların gücüyse yükseltilecek.››

76

Yahudada Tanrı bilinir, İsrailde adı uludur;
Konutu Şalemdedir, Yaşadığı yer Siyonda.
Orada kırdı alevli okları, Kalkanı, kılıcı, savaş silahlarını. |iSela
Işıl ışıl parıldıyorsun, Avı bol dağlardan daha görkemli.
Yağmaya uğradı yiğitler, Uykularına daldılar, En güçlüleri bile elini kıpırdatamaz oldu.
Ey Yakupun Tanrısı, sen kükreyince, Atlarla atlılar son uykularına daldılar.
Yalnız sensin korkulması gereken, Öfkelenince kim durabilir karşında?
Yargını göklerden açıkladın, Yeryüzü korkup sessizliğe büründü,
Ey Tanrı, sen yargılamaya, Ülkedeki mazlumları kurtarmaya kalkınca. |iSela
İnsanların gazabı bile sana övgüler doğuruyor, Gazabından kurtulanları çevrene topluyorsun.
Adaklar adayın Tanrınız RABbe, Yerine getirin adaklarınızı, Armağanlar sunun korkulması gereken Tanrıya, Bütün çevresindekiler.
RAB önderlerin soluğunu keser, Korku salar yeryüzü krallarına.

77

Yüksek sesle Tanrıya yakarıyorum, Haykırıyorum beni duysun diye.
Sıkıntılı günümde Rabbe yönelir, Gece hiç durmadan ellerimi açarım, Gönlüm avunmaz bir türlü.
Tanrıyı anımsayınca inlerim, Düşündükçe içim daralır. |iSela
Açık tutuyorsun göz kapaklarımı, Sıkıntıdan konuşamıyorum.
Geçmiş günleri, Yıllar öncesini düşünüyorum.
Gece ilahilerimi anacağım, Kendi kendimle konuşacağım, İnceden inceye soracağım:
‹‹Rab sonsuza dek mi bizi reddedecek? Lütfunu bir daha göstermeyecek mi?
Sevgisi sonsuza dek mi yok oldu? Sözü geçerli değil mi artık?
Tanrı unuttu mu acımayı? Sevecenliğinin yerini öfke mi aldı?›› |iSela
Sonra kendi kendime, ‹‹İşte benim derdim bu!›› dedim, ‹‹Yüceler Yücesi gücünü göstermiyor artık.››
RABbin işlerini anacağım, Evet, geçmişteki harikalarını anacağım.
Yaptıkları üzerinde derin derin düşüneceğim, Bütün işlerinin üzerinde dikkatle duracağım.
Ey Tanrı, yolun kutsaldır! Hangi ilah Tanrı kadar uludur?
Harikalar yaratan Tanrı sensin, Halklar arasında gücünü gösterdin.
Güçlü bileğinle kendi halkını, Yakup ve Yusuf oğullarını kurtardın. |iSela
Sular seni görünce, ey Tanrı, Sular seni görünce çalkalandı, Enginler titredi.
Bulutlar suyunu boşalttı, Gökler gürledi, Her yanda okların uçuştu.
Kasırgada gürleyişin duyuldu, Şimşekler dünyayı aydınlattı, Yer titreyip sarsıldı.
Kendine denizde, Derin sularda yollar açtın, Ama ayak izlerin belli değildi.
Musa ve Harun'un eliyle Halkını bir sürü gibi güttün.

78

Dinle, ey halkım, öğrettiklerimi, Kulak ver ağzımdan çıkan sözlere.
Özdeyişlerle söze başlayacağım, Eski sırları anlatacağım,
Duyduğumuzu, bildiğimizi, Atalarımızın bize anlattığını.
Torunlarından bunları gizlemeyeceğiz; RABbin övgüye değer işlerini, Gücünü, yaptığı harikaları Gelecek kuşağa duyuracağız.
RAB Yakup soyuna koşullar bildirdi, İsraile yasa koydu. Bunları çocuklarına öğretsinler diye Atalarımıza buyruk verdi.
Öyle ki, gelecek kuşak, yeni doğacak çocuklar bilsinler, Onlar da kendi çocuklarına anlatsınlar,
Tanrıya güven duysunlar, Tanrının yaptıklarını unutmasınlar, Onun buyruklarını yerine getirsinler;
Ataları gibi inatçı, başkaldırıcı, Yüreği kararsız, Tanrıya sadakatsiz bir kuşak olmasınlar.
Oklarla, yaylarla kuşanmış Efrayimoğulları Savaş günü sırtlarını döndüler.
Tanrının antlaşmasına uymadılar, Onun yasasına göre yaşamayı reddettiler.
Unuttular Onun işlerini, Kendilerine gösterdiği harikaları.
Mısırda, Soan bölgesinde Tanrı harikalar yapmıştı atalarının önünde.
Denizi yarıp geçirmişti onları, Bir duvar gibi ayakta tutmuştu suları.
Gündüz bulutla, Gece ateş ışığıyla onlara yol göstermişti.
Çölde kayaları yarmış, Sanki dipsiz kaynaklardan Onlara kana kana su içirmişti.
Kayadan akarsular fışkırtmış, Suları ırmak gibi akıtmıştı.
Ama onlar çölde Yüceler Yücesine başkaldırarak Günah işlemeye devam ettiler.
Canlarının çektiği yiyeceği isteyerek İçlerinde Tanrıyı denediler.
‹‹Tanrı çölde sofra kurabilir mi?›› diyerek, Tanrıya karşı konuştular.
‹‹Bak, kayaya vurunca sular fışkırdı, Dereler taştı. Peki, ekmek de verebilir mi, Et sağlayabilir mi halkına?››
RAB bunu duyunca çok öfkelendi, Yakupa ateş püskürdü, Öfkesi tırmandı İsraile karşı;
Çünkü Tanrıya inanmıyorlardı, Onun kurtarıcılığına güvenmiyorlardı.
Yine de RAB buyruk verdi bulutlara, Kapaklarını açtı göklerin;
Man yağdırdı onları beslemek için, Göksel tahıl verdi onlara.
Meleklerinfı ekmeğini yedi her biri, Doyasıya yiyecek gönderdi onlara.
Doğu rüzgarını estirdi göklerde, Gücüyle güney rüzgarına yol gösterdi.
Toz gibi et yağdırdı başlarına, Deniz kumu kadar kuş;
Ordugahlarının ortasına, Konakladıkları yerin çevresine düşürdü.
Yediler, tıka basa doydular, İsteklerini yerine getirdi Tanrı.
Ancak onlar isteklerine doymadan, Daha ağızları doluyken,
Tanrının öfkesi parladı üzerlerine. En güçlülerini öldürdü, Yere serdi İsrail yiğitlerini.
Yine de günah işlemeye devam ettiler, Onun harikalarına inanmadılar.
Bu yüzden Tanrı onların günlerini boşluk, Yıllarını dehşet içinde bitirdi.
Tanrı onları öldürdükçe Ona yönelmeye, İstekle Onu yeniden aramaya başlıyorlardı.
Tanrının kayaları olduğunu, Yüce Tanrının kurtarıcıları olduğunu anımsıyorlardı.
Oysa ağızlarıyla Ona yaltaklanıyor, Dilleriyle yalan söylüyorlardı.
Ona yürekten bağlı değillerdi, Antlaşmasına sadık kalmadılar.
Yine de Tanrı sevecendi, Suçlarını bağışlıyor, onları yok etmiyordu; Çok kez öfkesini tuttu, Bütün gazabını göstermedi.
Onların yalnızca insan olduğunu anımsadı, Geçip giden, dönmeyen bir rüzgar gibi.
Çölde kaç kez Ona başkaldırdılar, Issız yerlerde Onu gücendirdiler!
Defalarca denediler Tanrıyı, İncittiler İsrailin Kutsalını.
Anımsamadılar Onun güçlü elini, Kendilerini düşmandan kurtardığı günü,
Mısırda gösterdiği belirtileri, Soan bölgesinde yaptığı şaşılası işleri.
Mısırın kanallarını kana çevirdi, Sularını içemediler.
Gönderdiği at sinekleri yedi halkı, Gönderdiği kurbağalar yok etti ülkeyi.
Ekinlerini tırtıllara, Emeklerinin ürününü çekirgelere verdi.
Asmalarını doluyla, Yabanıl incir ağaçlarını iri dolu taneleriyle yok etti.
Büyükbaş hayvanlarını kırgına, Küçükbaş hayvanlarını yıldırıma teslim etti.
Üzerlerine kızgın öfkesini, Gazap, hışım, bela Ve bir alay kötülük meleği gönderdi.
Yol verdi öfkesine, Canlarını ölümden esirgemedi, Onları salgın hastalığın pençesine düşürdü.
Mısırda bütün ilk doğanları, Hamın çadırlarında bütün ilk çocukları vurdu.
Kendi halkını davar gibi götürdü, Çölde onları bir sürü gibi güttü.
Onlara güvenlik içinde yol gösterdi, korkmadılar; Düşmanlarınıysa deniz yuttu.
Böylece onları kendi kutsal topraklarının sınırına, Sağ elinin kazandığı dağlık bölgeye getirdi.
Önlerinden ulusları kovdu, Mülk olarak topraklarını İsrail oymakları arasında bölüştürdü. Halkını konutlarına yerleştirdi.
Ama onlar yüce Tanrıyı denediler, Ona başkaldırdılar, Koşullarına uymadılar.
Döneklik edip ataları gibi ihanet ettiler, Güvenilmez bir yay gibi bozuk çıktılar.
Puta taptıkları yerlerle Onu kızdırdılar, Putlarıyla Onu kıskandırdılar.
Tanrı bunları duyunca çok öfkelendi, İsraili büsbütün reddetti.
İnsanlar arasında kurduğu çadırı, Şilodaki konutunu terk etti.
Kudretini tutsaklığa, Görkemini düşman eline teslim etti. Antlaşma Sandığını kastetmektedir.
Halkını kılıç önüne sürdü, Öfkesini kendi halkından çıkardı.
Gençlerini ateş yuttu, Kızlarına düğün türküsü söylenmez oldu.
Kâhinleri kılıç altında öldü, Dul kadınları ağlayamadı.
O zaman Rab uykudan uyanır gibi, Şarabın rehavetinden ayılan bir yiğit gibi oldu.
Düşmanlarını püskürttü, Onları sonsuz utanca boğdu.
Tanrı Yusuf soyunu reddetti, Efrayim oymağını seçmedi;
Ancak Yahuda oymağını, Sevdiği Siyon Dağını seçti.
Tapınağını doruklar gibi, Sonsuzluk için kurduğu yeryüzü gibi yaptı.
Kulu Davutu seçti, Onu koyun ağılından aldı.
Halkı Yakupu, kendi halkı İsraili gütmek için, Onu yavru kuzuların ardından getirdi.
Böylece Davut onlara dürüstçe çobanlık etti, Becerikli elleriyle onlara yol gösterdi.

79

Ey Tanrı, uluslar senin yurduna saldırdı, Kutsal tapınağını kirletti, Yeruşalimi taş yığınına çevirdi.
Kullarının ölülerini yem olarak yırtıcı kuşlara, Sadık kullarının etini yabanıl hayvanlara verdiler.
Kanlarını su gibi akıttılar Yeruşalimin çevresine, Onları gömecek kimse yok.
Komşularımıza yüzkarası, Çevremizdekilere eğlence ve oyuncak olduk.
Ne zamana dek, ya RAB? Sonsuza dek mi sürecek öfken, Alev gibi yanan kıskançlığın?
Öfkeni seni tanımayan ulusların, Adını anmayan ülkelerin üzerine dök.
Çünkü onlar Yakup soyunu yiyip bitirdiler, Yurdunu viraneye çevirdiler.
Atalarımızın suçlarını artık önümüze sürme, Sevecenliğini hemen göster bize, Çünkü tükendikçe tükendik.
Yardım et bize yüce adın uğruna, ey bizi kurtaran Tanrı, Kurtar bizi adın uğruna, bağışla günahlarımızı!
Niçin uluslar, ‹‹Nerede onların Tanrısı?›› diye konuşsun, Kullarının dökülen kanının öcünü alacağını bilsinler, Gözlerimizle bunu görelim!
Tutsakların iniltisi senin katına erişsin, Koru büyük gücünle ölüme mahkûm olanları.
Komşularımızın sana ettikleri hakareti Yedi kat iade et bağırlarına, ya Rab!
Bizler, kendi halkın, otlağının koyunları Sonsuza dek şükredeceğiz sana, Kuşaklar boyunca övgülerini dilimizden düşürmeyeceğiz.

80

Kulak ver, ey İsrailin çobanı, Ey Yusufu bir sürü gibi güden, Keruvlar arasında taht kuran, Saç ışığını,
Efrayim, Benyamin, Manaşşe önünde Uyandır gücünü, Gel, kurtar bizi!
Bizi eski halimize kavuştur, ey Tanrı, Yüzünün ışığıyla aydınlat, kurtulalım!
Ya RAB, Her Şeye Egemen Tanrı, Ne zamana dek halkının dualarına ateş püsküreceksin?
Onlara ekmek yerine gözyaşı verdin, Ölçekler dolusu gözyaşı içirdin.
Kavga nedeni ettin bizi komşularımıza, Düşmanlarımız alay ediyor bizimle.
Bizi eski halimize kavuştur, Ey Her Şeye Egemen Tanrı, Yüzünün ışığıyla aydınlat, kurtulalım!
Mısırdan bir asma çubuğu getirdin, Ulusları kovup onu diktin.
Onun için toprağı hazırladın, Kök saldı, bütün ülkeye yayıldı.
Gölgesi dağları, Dalları koca sedir ağaçlarını kapladı.
Sürgünleri Akdenize, Filizleri Fırata dek uzandı.
Niçin yıktın bağın duvarlarını? Yoldan geçen herkes üzümünü koparıyor,
Orman domuzları onu yoluyor, Yabanıl hayvanlar onunla besleniyor.
Ey Her Şeye Egemen Tanrı, ne olur, dön bize! Göklerden bak ve gör, İlgilen bu asmayla.
İlgilen sağ elinin diktiği filizle, Kendine seçtiğin oğulla!
Asman kesilmiş, yakılmış, Öfkeli bakışların yok etsin düşmanlarını!
Elin, sağ kolun olan adamın üzerinde, Kendine seçtiğin insanın üzerinde olsun!
O zaman senden asla ayrılmayacağız; Yaşam ver bize, adını analım!
Ya RAB, ey Her Şeye Egemen Tanrı, Bizi eski halimize kavuştur, Yüzünün ışığıyla aydınlat, kurtulalım!

81

Sevincinizi dile getirin gücümüz olan Tanrıya, Sevinç çığlıkları atın Yakupun Tanrısına!
Çalgıya başlayın, tef çalın, Tatlı sesli lir ve çenk çınlatın.
Yeni Ayda, dolunayda, Boru çalın bayram günümüzde.
Çünkü bu İsrail için bir kuraldır, Yakupun Tanrısının ilkesidir.
Tanrı Mısıra karşı yürüdüğünde, Yusuf soyuna koydu bu koşulu. Orada tanımadığım bir ses işittim:
‹‹Sırtındaki yükü kaldırdım, Ellerin küfeden kurtuldu›› diyordu,
‹‹Sıkıntıya düşünce seslendin, seni kurtardım, Gök gürlemesinin ardından sana yanıt verdim, Meriva sularında seni sınadım. |iSela
‹‹Dinle, ey halkım, seni uyarıyorum; Ey İsrail, keşke beni dinlesen!
Aranızda yabancı ilah olmasın, Başka bir ilaha tapmayın!
Seni Mısırdan çıkaran Tanrın RAB benim. Ağzını iyice aç, doldurayım!
‹‹Ama halkım sesimi dinlemedi, İsrail bana boyun eğmek istemedi.
Ben de onları inatçı yürekleriyle baş başa bıraktım, Bildikleri gibi yaşasınlar diye.
Keşke halkım beni dinleseydi, İsrail yollarımda yürüseydi!
Düşmanlarını hemen yere serer, Hasımlarına el kaldırırdım!
Benden nefret edenler bana boyun eğerdi, Bu böyle sonsuza dek sürerdi.
Oysa sizleri en iyi buğdayla besler, Kayadan akan balla doyururdum.››

82

Tanrı yerini aldı tanrısal kurulda, Yargısını açıklıyor ilahların ortasında:
‹‹Ne zamana dek haksız karar verecek, Kötüleri kayıracaksınız? |iSela
Zayıfın, öksüzün davasını savunun, Mazlumun, yoksulun hakkını arayın.
Zayıfı, düşkünü kurtarın, Onları kötülerin elinden özgür kılın.››
Bilmiyor, anlamıyorlar, Karanlıkta dolaşıyorlar. Yeryüzünün temelleri sarsılıyor.
‹‹ ‹Siz ilahlarsınız› diyorum, ‹Yüceler Yücesinin oğullarısınız hepiniz!›
Yine de insanlar gibi öleceksiniz, Sıradan bir önder gibi düşeceksiniz!››
Kalk, ey Tanrı, yargıla yeryüzünü! Çünkü bütün uluslar senindir.

83

Ey Tanrı, susma, Sessiz, hareketsiz kalma!
Bak, düşmanların kargaşa çıkarıyor, Senden nefret edenler boy gösteriyor.
Halkına karşı kurnazlık peşindeler, Koruduğun insanlara dolap çeviriyorlar.
‹‹Gelin, bu ulusun kökünü kazıyalım›› diyorlar, ‹‹İsrailin adı bir daha anılmasın!››
Hepsi sözbirliği etmiş, düzen kuruyor, Sana karşı anlaşmaya vardı:
Edomlular, İsmaililer, Moavlılar, Hacerliler,
Geval, Ammon, Amalek, Filist ve Sur halkı.
Asur da onlara katıldı, Lutoğullarına güç verdiler. |iSela
Onlara Midyana, Kişon Vadisinde Siseraya ve Yavine yaptığını yap:
Onlar Eyn-Dorda yok oldular, Toprak için gübreye döndüler.
Onların soylularına Orev ve Zeeve yaptığını, Beylerine Zevah ve Salmunnaya yaptığını yap.
Onlar: ‹‹Gelin, sahiplenelim Tanrının otlaklarını›› demişlerdi.
Ey Tanrım, savrulan toza, Rüzgarın sürüklediği saman çöpüne çevir onları!
Orman yangını gibi, Dağları tutuşturan alev gibi,
Fırtınanla kovala, Kasırganla dehşete düşür onları!
Utançla kapla yüzlerini, Sana yönelsinler, ya RAB.
Sonsuza dek utanç ve dehşet içinde kalsınlar, Rezil olup yok olsunlar.
Senin adın RAB'dir, Anlasınlar yalnız senin yeryüzüne egemen en yüce Tanrı olduğunu.

84

Ey Her Şeye Egemen RAB, Ne kadar severim konutunu!
Canım senin avlularını özlüyor, İçim çekiyor, Yüreğim, bütün varlığım Sana, yaşayan Tanrıya sevinçle haykırıyor.
Kuşlar bile bir yuva, Kırlangıç, yavrularını koyacak bir yer buldu Senin sunaklarının yanında, Ey Her Şeye Egemen RAB, Kralım ve Tanrım!
Ne mutlu senin evinde oturanlara, Seni sürekli överler! |iSela
Ne mutlu gücünü senden alan insana! Aklı hep Siyonu ziyaret etmekte.
Baka Vadisinden geçerken, Pınar başına çevirirler orayı, İlk yağmurlar orayı berekete boğar.
Gittikçe güçlenir, Siyonda Tanrının huzuruna çıkarlar.
Ya RAB, Her Şeye Egemen Tanrı, duamı dinle, Kulak ver, ey Yakupun Tanrısı! |iSela
Ey Tanrı, kalkanımıza bak, Meshettiğin krala lütfet!
Senin avlularında bir gün, Başka yerdeki bin günden iyidir; Kötülerin çadırında yaşamaktansa, Tanrımın evinin eşiğinde durmayı yeğlerim.
Çünkü RAB Tanrı bir güneş, bir kalkandır. Lütuf ve yücelik sağlar; Dürüstçe yaşayanlardan hiçbir iyiliği esirgemez.
Ey Her Şeye Egemen RAB, Ne mutlu sana güvenen insana!

85

Ya RAB, ülkenden hoşnut kaldın, Yakup soyunu eski gönencine kavuşturdun.
Halkının suçlarını bağışladın, Bütün günahlarını yok saydın. |iSela
Bütün gazabını bir yana koydun, Kızgın öfkenden vazgeçtin.
Ey bizi kurtaran Tanrı, bizi eski halimize getir, Bize karşı öfkeni dindir!
Sonsuza dek mi öfkeleneceksin bize? Kuşaktan kuşağa mı sürdüreceksin öfkeni?
Halkın sende sevinç bulsun diye Bize yeniden yaşam vermeyecek misin?
Ya RAB, sevgini göster bize, Kurtarışını bağışla!
Kulak vereceğim RAB Tanrının ne diyeceğine; Halkına, sadık kullarına esenlik sözü verecek, Yeter ki, bir daha akılsızlık etmesinler.
Evet, O kendisinden korkanları kurtarmak üzeredir, Görkemi ülkemizde yaşasın diye.
Sevgiyle sadakat buluşacak, Doğrulukla esenlik öpüşecek.
Sadakat yerden bitecek, Doğruluk gökten bakacak.
Ve RAB iyi olan neyse, onu verecek, Toprağımızdan ürün fışkıracak.
Doğruluk önüsıra yürüyecek, Adımları için yol yapacak.

86

Kulak ver, ya RAB, yanıtla beni, Çünkü mazlum ve yoksulum.
Koru canımı, çünkü senin sadık kulunum. Ey Tanrım, kurtar sana güvenen kulunu!
Acı bana, ya Rab, Çünkü gün boyu sana yakarıyorum.
Sevindir kulunu, ya Rab, Çünkü dualarımı sana yükseltiyorum.
Sen iyi ve bağışlayıcısın, ya Rab, Sana yakaran herkese bol sevgi gösterirsin.
Kulak ver duama, ya RAB, Yalvarışlarımı dikkate al!
Sıkıntılı günümde sana yakarırım, Çünkü yanıtlarsın beni.
İlahlar arasında senin gibisi yok, ya Rab, Eşsizdir işlerin.
Yarattığın bütün uluslar gelip Sana tapınacaklar, ya Rab, Adını yüceltecekler.
Çünkü sen ulusun, harikalar yaratırsın, Tek Tanrı sensin.
Ya RAB, yolunu bana öğret, Senin gerçeğine göre yürüyeyim, Kararlı kıl beni, yalnız senin adından korkayım.
Ya Rab Tanrım, bütün yüreğimle sana şükredeceğim, Adını sonsuza dek yücelteceğim.
Çünkü bana sevgin büyüktür, Canımı ölüler diyarının derinliklerinden sen kurtardın.
Ey Tanrı, küstahlar bana saldırıyor, Zorbalar sürüsü, sana aldırmayanlar Canımı almak istiyor,
Oysa sen, ya Rab, Sevecen, lütfeden, tez öfkelenmeyen, Sevgisi ve sadakati bol bir Tanrısın.
Yönel bana, acı halime, Kuluna kendi gücünü ver, Kurtar hizmetçinin oğlunu.
İyiliğinin bir belirtisini göster bana; Benden nefret edenler görüp utansın; Çünkü sen, ya RAB, bana yardım ettin, Beni avuttun.

87

RAB Siyonu kutsal dağlar üzerine kurdu.
Siyonun kapılarını Yakup soyunun bütün konutlarından daha çok sever.
Ey Tanrı kenti, senin için ne yüce sözler söylenir: |iSela
‹‹Beni tanıyanlar arasında Rahav ve Babili anacağım, Filisti, Suru, Kûşu da; ‹Bu da Siyonda doğdu› diyeceğim.››
Evet, Siyon için şöyle denecek: ‹‹Şu da orada doğmuş, bu da, Yüceler Yücesi onu sarsılmaz kılacak.››
RAB halkları kaydederken, ‹‹Bu da Siyonda doğmuş›› diye yazacak. |iSela
Okuyucular, kavalcılar, ‹‹Bütün kaynaklarım sendedir!›› diyecek.

88

Ya RAB, beni kurtaran Tanrı, Gece gündüz sana yakarıyorum.
Duam sana erişsin, Kulak ver yakarışıma.
Çünkü sıkıntıya doydum, Canım ölüler diyarına yaklaştı.
Ölüm çukuruna inenler arasında sayılıyorum, Tükenmiş gibiyim;
Ölüler arasına atılmış, Artık anımsamadığın, İlginden yoksun, Mezarda yatan cesetler gibiyim.
Beni çukurun dibine, Karanlıklara, derinliklere attın.
Öfken üzerime çöktü, Dalga dalga kızgınlığınla beni ezdin. |iSela
Yakınlarımı benden uzaklaştırdın, İğrenç kıldın beni gözlerinde. Kapalı kaldım, çıkamıyorum.
Üzüntüden gözlerimin feri sönüyor, Her gün sana yakarıyorum, ya RAB, Ellerimi sana açıyorum.
Harikalarını ölülere mi göstereceksin? Ölüler mi kalkıp seni övecek? |iSela
Sevgin mezarda, Sadakatin yıkım diyarında duyurulur mu?
Karanlıklarda harikaların, Unutulmuşluk diyarında doğruluğun bilinir mi?
Ama ben, ya RAB, yardıma çağırıyorum seni, Sabah duam sana varıyor.
Niçin beni reddediyorsun, ya RAB, Neden yüzünü benden gizliyorsun?
Düşkünüm, gençliğimden beri ölümle burun burunayım, Dehşetlerinin altında tükendim.
Şiddetli gazabın üzerimden geçti, Saçtığın dehşet beni yedi bitirdi.
Bütün gün su gibi kuşattılar beni, Çevremi tümüyle sardılar.
Eşi dostu benden uzaklaştırdın, Tek dostum karanlık kaldı.

89

RABbin sevgisini sonsuza dek ezgilerle öveceğim, Sadakatini bütün kuşaklara bildireceğim.
Sevgin sonsuza dek ayakta kalır diyeceğim, Sadakatini gökler kadar kalıcı kıldın.
Dedin ki, ‹‹Seçtiğim adamla antlaşma yaptım, Kulum Davuta şöyle ant içtim:
‹Soyunu sonsuza dek sürdüreceğim, Tahtını kuşaklar boyunca sürekli kılacağım.› ›› |iSela
Ya RAB, gökler över harikalarını, Kutsallar topluluğunda övülür sadakatin.
Çünkü göklerde RABbe kim eş koşulur? Kim benzer RABbe ilahi varlıklar arasında?
Kutsallar topluluğunda Tanrı korku uyandırır, Çevresindekilerin hepsinden ulu ve müthiştir.
Ya RAB, Her Şeye Egemen Tanrı, Senin gibi güçlü RAB var mı? Sadakatin çevreni sarar.
Sen kudurmuş denizler üzerinde egemenlik sürer, Dalgalar kabardıkça onları dindirirsin.
Sen Rahavı leş ezer gibi ezdin, Güçlü kolunla düşmanlarını dağıttın. düşmanları kastediyor.
Gökler senindir, yeryüzü de senin; Dünyanın ve içindeki her şeyin temelini sen attın.
Kuzeyi, güneyi sen yarattın, Tavor ve Hermon dağları Sana sevincini dile getiriyor.
Kolun güçlüdür, Elin kudretli, sağ elin yüce.
Tahtın adalet ve doğruluk üzerine kurulu, Sevgi ve sadakat önünsıra gider.
Ne mutlu sevinç çığlıkları atmasını bilen halka, ya RAB! Yüzünün ışığında yürürler.
Gün boyu senin adınla sevinir, Doğruluğunla yücelirler.
Çünkü sen onların gücü ve yüceliğisin, Lütfun sayesinde gücümüz artar.
Kalkanımız RABbe, Kralımız İsrailin Kutsalına aittir.
Geçmişte bir görüm aracılığıyla, Sadık kullarına şöyle dedin: ‹‹Bir yiğide yardım ettim, Halkın içinden bir genci yükselttim.
Kulum Davutu buldum, Kutsal yağımla onu meshettim.
Elim ona destek olacak, Kolum güç verecek.
Düşman onu haraca bağlayamayacak, Kötüler onu ezmeyecek.
Düşmanlarını onun önünde kıracağım, Ondan nefret edenleri vuracağım.
Sadakatim, sevgim ona destek olacak, Benim adımla gücü yükselecek.
Sağ elini denizin, Irmakların üzerine egemen kılacağım.
‹Babam sensin› diye seslenecek bana, ‹Tanrım, kurtuluşumun kayası.›
Ben de onu ilk oğlum, Dünyadaki kralların en yücesi kılacağım.
Sonsuza dek ona sevgi göstereceğim, Onunla yaptığım antlaşma hiç bozulmayacak.
Soyunu sonsuza dek, Tahtını gökler durduğu sürece sürdüreceğim.
‹‹Çocukları yasamdan ayrılır, İlkelerime göre yaşamazsa;
Kurallarımı bozar, Buyruklarıma uymazsa,
İsyanlarını sopayla, Suçlarını dayakla cezalandıracağım.
Ama onu sevmekten vazgeçmeyecek, Sadakatime sırt çevirmeyeceğim.
Antlaşmamı bozmayacak, Ağzımdan çıkan sözü değiştirmeyeceğim.
Bir kez kutsallığım üstüne ant içtim, Davuta yalan söylemeyeceğim.
Onun soyu sonsuza dek sürecek, Tahtı karşımda güneş gibi duracak,
Göklerde güvenilir bir tanık olan ay gibi Sonsuza dek kalacak.›› |iSela
Ama sen reddettin, sırt çevirdin, Çok öfkelendin meshettiğin krala.
Kulunla yaptığın antlaşmadan vazgeçtin, Onun tacını yere atıp kirlettin.
Yıktın bütün surlarını, Viran ettin kalelerini.
Yoldan geçen herkes onu yağmaladı, Yüzkarası oldu komşularına.
Hasımlarının sağ elini onun üstüne kaldırdın, Bütün düşmanlarını sevindirdin.
Kılıcının ağzını başka yöne çevirdin, Savaşta ona yan çıkmadın.
Görkemine son verdin, Tahtını yere çaldın.
Gençlik günlerini kısalttın, Onu utanca boğdun. |iSela
Ne zamana dek, ya RAB? Sonsuza dek mi gizleneceksin? Ne zamana dek öfken alev alev yanacak?
Anımsa ömrümün ne çabuk geçtiğini, Ne boş yaratmışsın insanoğlunu!
Var mı yaşayıp da ölümü görmeyen, Ölüler diyarının pençesinden canını kurtaran? |iSela
Ya Rab, nerede o eski sevgin? Davuta göstereceğine ant içtiğin o sadık sevgin!
Anımsa, ya Rab, kullarının nasıl rezil olduğunu, Bütün halkların hakaretini bağrımda nasıl taşıdığımı, Düşmanlarının hakaretini, ya RAB, Meshettiğin kralın attığı adıma edilen hakaretleri.
Sonsuza dek övgüler olsun RAB'be! Amin! Amin!

90

Ya Rab, barınak oldun bize Kuşaklar boyunca.
Dağlar var olmadan, Daha evreni ve dünyayı yaratmadan, Öncesizlikten sonsuzluğa dek Tanrı sensin.
İnsanı toprağa döndürürsün, ‹‹Ey insanoğulları, toprağa dönün!›› diyerek.
Çünkü senin gözünde bin yıl Geçmiş bir gün, dün gibi, Bir gece nöbeti gibidir.
İnsanları bir düş gibi siler, süpürürsün, Sabah biten ot misali:
Sabah filizlenir, büyür, Akşam solar, kurur.
Eriyip bitiyoruz senin öfkenden, Kızgınlığından dehşete düşüyoruz.
Suçlarımızı önüne, Gizli günahlarımızı yüzünün ışığına çıkardın.
Gazabından kısalıyor günlerimiz, Bir soluk gibi tükeniyor yıllarımız.
Ömrümüz yetmiş yıl sürüyor, Bilemedin seksen, o da sağlıklıysak; En güzel yıllar da zahmetle, kederle geçiyor, Çabucak bitiyor, uçup gidiyoruz.
Kim bilir gazabının gücünü? Çünkü öfken sana duyulan korku kadar güçlüdür.
Bu yüzden günlerimizi saymayı bize öğret ki, Bilgelik kazanalım.
Vazgeç, ya RAB! Öfken ne zamana dek sürecek? Acı kullarına!
Sabah bizi sevginle doyur, Ömrümüz boyunca sevinçle haykıralım.
Kaç gün bizi sıkıntıya soktunsa, Kaç yıl çile çektirdinse, O kadar sevindir bizi.
Yaptıkların kullarına, Görkemin onların çocuklarına görünsün.
Tanrımız Rab bizden hoşnut kalsın. Ellerimizin emeğini boşa çıkarma. Evet, ellerimizin emeğini boşa çıkarma.

91

Yüceler Yücesinin barınağında oturan, Her Şeye Gücü Yetenin gölgesinde barınır.
‹‹O benim sığınağım, kalemdir›› derim RAB için, ‹‹Tanrımdır, Ona güvenirim.››
Çünkü O seni avcı tuzağından, Ölümcül hastalıktan kurtarır.
Seni kanatlarının altına alır, Onların altına sığınırsın. Onun sadakati senin kalkanın, siperin olur.
Ne gecenin dehşetinden korkarsın, Ne gündüz uçan oktan, Ne karanlıkta dolaşan hastalıktan, Ne de öğleyin yok eden kırgından.
Yanında bin kişi, Sağında on bin kişi kırılsa bile, Sana dokunmaz.
Sen yalnız kendi gözlerinle seyredecek, Kötülerin cezasını göreceksin.
Sen RABbi kendine sığınak, Yüceler Yücesini konut edindiğin için,
Başına kötülük gelmeyecek, Çadırına felaket yaklaşmayacak.
Çünkü Tanrı meleklerine buyruk verecek, Gideceğin her yerde seni korusunlar diye.
Elleri üzerinde taşıyacaklar seni, Ayağın bir taşa çarpmasın diye.
Aslanın, kobranın üzerine basıp geçeceksin, Genç aslanı, yılanı çiğneyeceksin.
‹‹Beni sevdiği için Onu kurtaracağım›› diyor RAB, ‹‹Beni iyi tanıdığı için Ona kale olacağım.
Bana seslenince onu yanıtlayacağım, Sıkıntıda onun yanında olacağım, Kurtarıp yücelteceğim onu.
Onu uzun ömürle doyuracak, Ona kurtarışımı göstereceğim.››

92

Ya RAB, sana şükretmek, Ey Yüceler Yücesi, adını ilahilerle övmek, Sabah sevgini, Gece sadakatini, On telli sazla, çenk ve lirle duyurmak ne güzel!
Çünkü yaptıklarınla beni sevindirdin, ya RAB, Ellerinin işi karşısında sevinç ilahileri okuyorum.
Yaptıkların ne büyüktür, ya RAB, Düşüncelerin ne derin!
Aptal insan bilemez, Budala akıl erdiremez:
Kötüler mantar gibi bitse, Suçlular pıtrak gibi açsa bile, Bu onların sonsuza dek yok oluşu demektir.
Ama sen sonsuza dek yücesin, ya RAB.
Ya RAB, düşmanların kesinlikle, Evet, kesinlikle yok olacak, Suç işleyen herkes dağılacak.
Beni yaban öküzü kadar güçlü kıldın, Taze zeytinyağını başıma döktün.
Gözlerim düşmanlarımın bozgununu gördü, Kulaklarım bana saldıran kötülerin sonunu duydu.
Doğru insan hurma ağacı gibi serpilecek, Lübnan sediri gibi yükselecek.
RABbin evinde dikilmiş, Tanrımızın avlularında serpilecek.
Böyleleri yaşlanınca da meyve verecek, Taptaze ve yeşil kalacaklar.
‹‹RAB doğrudur! Kayamdır benim! O'nda haksızlık bulunmaz!›› diye duyuracaklar.

93

RAB egemenlik sürüyor, görkeme bürünmüş, Kudret giyinip kuşanmış. Dünya sağlam kurulmuş, sarsılmaz.
Ya RAB, tahtın öteden beri kurulmuş, Varlığın öncesizliğe uzanır.
Denizler gürlüyor, ya RAB, Denizler gümbür gümbür gürlüyor, Denizler dalgalarını çınlatıyor.
Yücelerdeki RAB engin suların gürleyişinden, Denizlerin azgın dalgalarından Daha güçlüdür.
Koşulların hep geçerlidir; Tapınağına kutsallık yaraşır Sonsuza dek, ya RAB.

94

Ya RAB, öç alıcı Tanrı, Saç ışığını, ey öç alıcı Tanrı!
Kalk, ey yeryüzünün yargıcı, Küstahlara hak ettikleri cezayı ver!
Kötüler ne zamana dek, ya RAB, Ne zamana dek sevinip coşacak?
Ağızlarından küstahlık dökülüyor, Suç işleyen herkes övünüyor.
Halkını eziyorlar, ya RAB, Kendi halkına eziyet ediyorlar.
Dulu, garibi boğazlıyor, Öksüzleri öldürüyorlar.
‹‹RAB görmez›› diyorlar, ‹‹Yakupun Tanrısı dikkat etmez.››
Ey halkın içindeki budalalar, dikkat edin; Ey aptallar, ne zaman akıllanacaksınız?
Kulağı yaratan işitmez mi? Göze biçim veren görmez mi?
Ulusları yola getiren yargılamaz mı? İnsanı eğiten bilmez mi?
RAB insanın düşüncelerinin Boş olduğunu bilir.
Ne mutlu, ya RAB, yola getirdiğin, Yasanı öğrettiğin insana!
Kötüler için çukur kazılıncaya dek, Onu sıkıntılı günlerden kurtarıp rahatlatırsın.
Çünkü RAB halkını reddetmez, Kendi halkını terk etmez.
Adalet yine doğruluk üzerine kurulacak, Yüreği temiz olan herkes ona uyacak.
Kötülere karşı beni kim savunacak? Kim benim için suçlulara karşı duracak?
RAB yardımcım olmasaydı, Şimdiye dek sessizlik diyarına göçmüştüm bile.
‹‹Ayağım kayıyor›› dediğimde, Sevgin ayakta tutar beni, ya RAB.
Kaygılar içimi sarınca, Senin avutmaların gönlümü sevindirir.
Yasaya dayanarak haksızlık yapan koltuk sahibi Seninle bağdaşır mı?
Onlar doğruya karşı birleşiyor, Suçsuzu ölüme mahkûm ediyorlar.
Ama RAB bana kale oldu, Tanrım sığındığım kaya oldu.
Tanrımız RAB yaptıkları kötülüğü Kendi başlarına getirecek, Kötülükleri yüzünden köklerini kurutacak, Evet, köklerini kurutacak.

95

Gelin, RABbe sevinçle haykıralım, Bizi kurtaran kayaya sevinç çığlıkları atalım,
Şükranla huzuruna çıkalım, Ona sevinç ilahileri yükseltelim!
Çünkü RAB ulu Tanrıdır, Bütün ilahların üstünde ulu kraldır.
Yerin derinlikleri Onun elindedir, Dağların dorukları da Onun.
Deniz Onundur, çünkü O yarattı, Karaya da Onun elleri biçim verdi.
Gelin, tapınalım, eğilelim, Bizi yaratan RABbin önünde diz çökelim.
Çünkü O Tanrımızdır, Bizse Onun otlağının halkı, Elinin altındaki koyunlarız. Bugün sesini duyarsanız,
Merivada, o gün çölde, Massadafö olduğu gibi, Yüreklerinizi nasırlaştırmayın.
Yaptıklarımı görmelerine karşın, Atalarınız orada beni sınayıp denediler.
Kırk yıl o kuşaktan hep iğrendim, ‹‹Yüreği kötü yola sapan bir halktır›› dedim, ‹‹Yollarımı bilmiyorlar.››
Bu yüzden öfkeyle ant içtim: ‹‹Huzur diyarıma asla girmeyecekler!›› Say.14:26-35; İbr.4:1-7).

96

Yeni bir ezgi söyleyin RABbe! Ey bütün dünya, RABbe ezgiler söyleyin!
Ezgi söyleyin, RABbin adını övün, Her gün duyurun kurtarışını!
Görkemini uluslara, Harikalarını bütün halklara anlatın!
Çünkü RAB uludur, yalnız O övgüye değer, İlahlardan çok Ondan korkulur.
Halkların bütün ilahları bir hiçtir, Oysa gökleri yaratan RABdir.
Yücelik, ululuk Onun huzurundadır, Güç ve güzellik Onun tapınağındadır.
Ey bütün halklar, RABbi övün, RABbin gücünü, yüceliğini övün,
RABbin görkemini adına yaraşır biçimde övün, Sunular getirip avlularına girin!
Kutsal giysiler içinde RABbe tapının! Titreyin Onun önünde, ey bütün yeryüzündekiler!
Uluslara, ‹‹RAB egemenlik sürüyor›› deyin. Dünya sağlam kurulmuş, sarsılmaz. O halkları adaletle yargılar.
Sevinsin gökler, coşsun yeryüzü! Gürlesin deniz içindekilerle birlikte!
Bayram etsin kırlar ve üzerindekiler! O zaman RAB'bin önünde bütün orman ağaçları Sevinçle haykıracak. Çünkü O geliyor! Yeryüzünü yargılamaya geliyor. Dünyayı adaletle, Halkları kendi gerçeğiyle yönetecek.

97

RAB egemenlik sürüyor, coşsun yeryüzü, Bütün kıyı halkları sevinsin!
Bulut ve zifiri karanlık sarmış çevresini, Doğruluk ve adalettir tahtının temeli.
Ateş yürüyor Onun önünde, Düşmanlarını yakıyor çevrede.
Şimşekleri dünyayı aydınlatır, Yeryüzü görüp titrer.
Dağlar balmumu gibi erir, RABbin, bütün yeryüzünün Rabbi önünde.
Gökler Onun doğruluğunu duyurur, Bütün halklar görkemini görür.
Utansın puta tapanlar, Değersiz putlarla övünenler! RABbe tapın, ey bütün ilahlar!
Siyon seviniyor yargılarını duyunca, ya RAB, Yahuda kentleri coşuyor.
Çünkü sensin, ya RAB, bütün yeryüzünün en yücesi, Bütün ilahların üstündesin, çok ulusun.
Ey sizler, RABbi sevenler, kötülükten tiksinin. O sadık kullarının canını korur, Onları kötülerin elinden kurtarır.
Doğrulara ışık, Temiz yüreklilere sevinç saçar.
Ey doğrular, RAB'de sevinç bulun, Kutsallığını anarak O'na şükredin!

98

Yeni bir ezgi söyleyin RABbe. Çünkü harikalar yaptı, Zaferler kazandı sağ eli ve kutsal koluyla.
RAB ulusların gözü önüne serdi kurtarışını, Zaferini bildirdi.
İsrail halkına sevgisini, Sadakatini anımsadı; Tanrımızın zaferini gördü dünyanın dört bucağı.
Sevinç çığlıkları yükseltin RABbe, ey yeryüzündekiler! Sevinç ilahileriyle yeri göğü çınlatın!
Lirle ezgiler sunun RABbe, Lir ve müzik eşliğinde!
Boru ve borazan eşliğinde Sevinç çığlıkları atın Kral olan RABbin önünde.
Gürlesin deniz ve içindekiler, Gürlesin yeryüzü ve üzerindekiler.
El çırpsın ırmaklar, Sevinçle haykırsın dağlar RAB'bin önünde! Çünkü O geliyor Yeryüzünü yönetmeye. Dünyayı adaletle, Halkları doğrulukla yönetecek.

99

RAB egemenlik sürüyor, titresin halklar! Keruvlar arasında tahtına oturmuş, Sarsılsın yeryüzü!
RAB Siyonda uludur, Yücedir O, bütün halklara egemendir.
Övsünler büyük, müthiş adını! O kutsaldır.
Ey adaleti seven güçlü kral, Eşitliği sen sağladın, Yakup soyunda doğru ve adil olanı sen yaptın.
Yüceltin Tanrımız RABbi, Ayaklarının taburesi önünde tapının! O kutsaldır.
Musayla Harun Onun kâhinlerindendi, Samuel de Onu adıyla çağıranlar arasındaydı. RABbe seslenirlerdi, O da yanıtlardı.
Bulut sütunu içinden onlarla konuştu, Uydular Onun buyruklarına, Kendilerine verdiği kurallara.
Ya RAB Tanrımız, yanıt verdin onlara; Bağışlayıcı bir Tanrı oldun, Ama yaptıkları kötülüğü cezasız bırakmadın.
Tanrımız RAB'bi yüceltin, Tapının O'na kutsal dağında! Çünkü Tanrımız RAB kutsaldır.

100

Ey bütün dünya, RABbe sevinç çığlıkları yükseltin!
Ona neşeyle kulluk edin, Sevinç ezgileriyle çıkın huzuruna!
Bilin ki RAB Tanrıdır. Bizi yaratan Odur, biz de Onunuz, Onun halkı, otlağının koyunlarıyız.
Kapılarına şükranla, Avlularına övgüyle girin! Şükredin Ona, adına övgüler sunun!
Çünkü RAB iyidir, Sevgisi sonsuzdur. Sadakati kuşaklar boyunca sürer.

101

Sevgini ve adaletini ezgilerle anacağım, Seni ilahilerle öveceğim, ya RAB.
Dürüst davranmaya özen göstereceğim, Ne zaman geleceksin bana? Temiz bir yaşam süreceğim evimde,
Önümde alçaklığa izin vermeyeceğim. Tiksinirim döneklerin işinden, Etkilemez beni.
Uzak olsun benden sapıklık, Tanımak istemem kötülüğü.
Yok ederim dostunu gizlice çekiştireni, Katlanamam tepeden bakan, gururlu insana.
Gözüm ülkenin sadık insanları üzerinde olacak, Yanımda oturmalarını isterim; Bana dürüst yaşayan kişi hizmet edecek.
Dolap çeviren evimde oturmayacak, Yalan söyleyen gözümün önünde durmayacak.
Her sabah ülkedeki kötüleri yok ederek Bütün haksızları RAB'bin kentinden söküp atacağım.

102

Ya RAB, duamı işit, Yakarışım sana erişsin.
Sıkıntılı günümde yüzünü benden gizleme, Kulak ver sesime, Seslenince yanıt ver bana hemen.
Çünkü günlerim duman gibi yok oluyor, Kemiklerim ateş gibi yanıyor.
Yüreğim kırgın yemiş ot gibi kurudu, Ekmek yemeyi bile unuttum.
Bir deri bir kemiğe döndüm Acı acı inlemekten.
Issız yerlerdeki ishakkuşunu andırıyorum, Viranelerdeki kukumav gibiyim.
Gözüme uyku girmiyor, Damda yalnız kalmış bir kuş gibiyim.
Düşmanlarım bütün gün bana hakaret ediyor, Bana dil uzatanlar adımı lanet için kullanıyor.
Kızıp öfkelendiğin için Külü ekmek gibi yiyor, İçeceğime gözyaşı katıyorum. Beni kaldırıp bir yana attın.
Günlerim akşam uzayan gölge gibi yitmekte, Ot gibi sararmaktayım.
Ama sen, sonsuza dek tahtında oturursun, ya RAB, Ünün kuşaklar boyu sürer.
Kalkıp Siyona sevecenlik göstereceksin, Çünkü onu kayırmanın zamanıdır, beklenen zaman geldi.
Kulların onun taşlarından hoşlanır, Tozunu bile severler.
Uluslar RABbin adından, Yeryüzü kralları görkeminden korkacak.
Çünkü RAB Siyonu yeniden kuracak, Görkem içinde görünecek.
Yoksulların duasına kulak verecek, Yalvarışlarını asla hor görmeyecek.
Bunlar gelecek kuşak için yazılsın, Öyle ki, henüz doğmamış insanlar RABbe övgüler sunsun.
RAB yücelerdeki kutsal katından aşağı baktı, Göklerden yeryüzünü gözetledi,
Tutsakların iniltisini duymak, Ölüm mahkûmlarını kurtarmak için.
Böylece halklar ve krallıklar RABbe tapınmak için toplanınca, Onun adı Siyonda, Övgüsü Yeruşalimde duyurulacak.
RAB gücümü kırdı yaşam yolunda, Ömrümü kısalttı.
‹‹Ey Tanrım, ömrümün ortasında canımı alma!›› dedim. ‹‹Senin yılların kuşaklar boyu sürer!
‹‹Çok önceden attın dünyanın temellerini, Gökler de senin ellerinin yapıtıdır.
Onlar yok olacak, ama sen kalıcısın. Hepsi bir giysi gibi eskiyecek. Onları bir kaftan gibi değiştireceksin, Geçip gidecekler.
Ama sen hep aynısın, Yılların tükenmeyecek.
Gözetiminde yaşayacak kullarının çocukları, Senin önünde duracak soyları.››

103

RABbe övgüler sun, ey gönlüm! Onun kutsal adına övgüler sun, ey bütün varlığım!
RABbe övgüler sun, ey canım! İyiliklerinin hiçbirini unutma!
Bütün suçlarını bağışlayan, Bütün hastalıklarını iyileştiren,
Canını ölüm çukurundan kurtaran, Sana sevgi ve sevecenlik tacı giydiren,
Yaşam boyu seni iyiliklerle doyuran Odur, Bu nedenle gençliğin kartalınki gibi tazelenir.
RAB bütün düşkünlere Hak ve adalet sağlar.
Kendi yöntemlerini Musaya, İşlerini İsraillilere açıkladı.
RAB sevecen ve lütfedendir, Tez öfkelenmez, sevgisi engindir.
Sürekli suçlamaz, Öfkesini sonsuza dek sürdürmez.
Bize günahlarımıza göre davranmaz, Suçlarımızın karşılığını vermez.
Çünkü gökler yeryüzünden ne kadar yüksekse, Kendisinden korkanlara karşı sevgisi de o kadar büyüktür.
Doğu batıdan ne kadar uzaksa, O kadar uzaklaştırdı bizden isyanlarımızı.
Bir baba çocuklarına nasıl sevecen davranırsa, RAB de kendisinden korkanlara öyle sevecen davranır.
Çünkü mayamızı bilir, Toprak olduğumuzu anımsar.
İnsana gelince, ota benzer ömrü, Kır çiçeği gibi serpilir;
Rüzgar üzerine esince yok olur gider, Bulunduğu yer onu tanımaz.
Ama RAB kendisinden korkanları sonsuza dek sever, Antlaşmasına uyan Ve buyruklarına uymayı anımsayan soylarına adil davranır.
RAB tahtını göklere kurmuştur, Onun egemenliği her yeri kapsar.
RABbe övgüler sunun, ey sizler, Onun melekleri, Onun sözünü dinleyen, Söylediklerini yerine getiren güç sahipleri!
RABbe övgüler sunun, ey sizler, Onun bütün göksel orduları, İsteğini yerine getiren kulları!
RAB'be övgüler sunun, Ey O'nun egemen olduğu yerlerdeki bütün yaratıklar! RAB'be övgüler sun, ey gönlüm!

104

RABbe övgüler sun, ey gönlüm! Ya RAB Tanrım, ne ulusun! Görkem ve yücelik kuşanmışsın,
Bir kaftana bürünür gibi ışığa bürünmüşsün. Gökleri bir çadır gibi geren,
Evini yukarıdaki sular üzerine kuran, Bulutları kendine savaş arabası yapan, Rüzgarın kanatları üzerinde gezen,
Rüzgarları kendine haberci, Yıldırımları hizmetkâr eden sensin. eden sensin›› ya da ‹‹Meleklerini rüzgarlar, hizmetkârlarını ateş alevleri yapan sensin››.
Yeryüzünü temeller üzerine kurdun, Asla sarsılmasın diye.
Engini ona bir giysi gibi giydirdin, Sular dağların üzerinde durdu.
Sen kükreyince sular kaçtı, Göğü gürletince hemen çekildi.
Dağları aşıp derelere aktı, Onlar için belirlediğin yerlere doğru.
Bir sınır koydun önlerine, Geçmesinler, gelip yeryüzünü bir daha kaplamasınlar diye.
Vadilerde fışkırttığın pınarlar, Dağların arasından akar.
Bütün kır hayvanlarını suvarır, Yaban eşeklerinin susuzluğunu giderirler.
Kuşlar yanlarında yuva kurar, Dalların arasında ötüşürler.
Gökteki evinden dağları sularsın, Yeryüzü işlerinin meyvesine doyar.
Hayvanlar için ot, İnsanların yararı için bitkiler yetiştirirsin; İnsanlar ekmeğini topraktan çıkarsın diye,
Yüreklerini sevindiren şarabı, Yüzlerini güldüren zeytinyağını, Güçlerini artıran ekmeği hep sen verirsin.
RABbin ağaçları, Kendi diktiği Lübnan sedirleri suya doyar.
Kuşlar orada yuva yapar, Leyleğin evi ise çamlardadır.
Yüksek dağlar dağ keçilerinin uğrağı, Kayalar kaya tavşanlarının sığınağıdır.
Mevsimleri göstersin diye ayı, Batacağı zamanı bilen güneşi yarattın.
Karartırsın ortalığı, gece olur, Başlar kıpırdamaya orman hayvanları.
Genç aslan av peşinde kükrer, Tanrıdan yiyecek ister.
Güneş doğunca İnlerine çekilir, yatarlar.
İnsan işine gider, Akşama dek çalışmak için.
Ya RAB, ne çok eserin var! Hepsini bilgece yaptın; Yeryüzü yarattıklarınla dolu.
İşte uçsuz bucaksız denizler, İçinde kaynaşan sayısız canlılar, Büyük küçük yaratıklar.
Orada gemiler dolaşır, İçinde oynaşsın diye yarattığın Livyatan da orada.
Hepsi seni bekliyor, Yiyeceklerini zamanında veresin diye.
Sen verince onlar toplar, Sen elini açınca onlar iyiliğe doyar.
Yüzünü gizleyince dehşete kapılırlar, Soluklarını kesince ölüp toprak olurlar.
Ruhunu gönderince var olurlar, Yeryüzüne yeni yaşam verirsin.
RABbin görkemi sonsuza dek sürsün! Sevinsin RAB yaptıklarıyla!
O bakınca yeryüzü titrer, O dokununca dağlar tüter.
Ömrümce RABbe ezgiler söyleyecek, Var oldukça Tanrımı ilahilerle öveceğim.
Düşüncem ona hoş görünsün, Sevincim RAB olsun!
Tükensin dünyadaki günahlılar, Yok olsun artık kötüler! RAB'be övgüler sun, ey gönlüm! RAB'be övgüler sunun!

105

RABbe şükredin, Onu adıyla çağırın, Halklara duyurun yaptıklarını!
Onu ezgilerle, ilahilerle övün, Bütün harikalarını anlatın!
Kutsal adıyla övünün, Sevinsin RABbe yönelenler!
RABbe ve Onun gücüne bakın, Durmadan Onun yüzünü arayın!
Ey sizler, kulu İbrahimin soyu, Seçtiği Yakupoğulları, Onun yaptığı harikaları, Olağanüstü işlerini Ve ağzından çıkan yargıları anımsayın!
Tanrımız RAB Odur, Yargıları bütün yeryüzünü kapsar.
O antlaşmasını, Bin kuşak için verdiği sözü, İbrahimle yaptığı antlaşmayı, İshak için içtiği andı sonsuza dek anımsar.
‹‹Hakkınıza düşen mülk olarak Kenan ülkesini size vereceğim›› diyerek, Bunu Yakup için bir kural, İsraille sonsuza dek geçerli bir antlaşma yaptı.
O zaman bir avuç insandılar, Sayıca az ve ülkeye yabancıydılar.
Bir ulustan öbürüne, Bir ülkeden ötekine dolaşıp durdular.
RAB kimsenin onları ezmesine izin vermedi, Onlar için kralları bile payladı:
‹‹Meshettiklerime dokunmayın, Peygamberlerime kötülük etmeyin!›› dedi.
Ülkeye kıtlık gönderdi, Bütün yiyeceklerini yok etti.
Önlerinden bir adam göndermişti, Köle olarak satılan Yusuftu bu.
Zincir vurup incittiler ayaklarını, Demir halka geçirdiler boynuna,
Söyledikleri gerçekleşinceye dek, RABbin sözü onu sınadı.
Kral adam gönderip Yusufu salıverdi, Halklara egemen olan onu özgür kıldı.
Onu kendi sarayının efendisi, Bütün varlığının sorumlusu yaptı;
Önderlerini istediği gibi eğitsin, İleri gelenlerine akıl versin diye.
O zaman İsrail Mısıra gitti, Yakup Ham ülkesine yerleşti.
RAB halkını alabildiğine çoğalttı, Düşmanlarından sayıca artırdı onları.
Sonunda tutumunu değiştirdi düşmanlarının: Halkından tiksindiler, Kullarına kurnazca davrandılar.
Kulu Musayı, Seçtiği Harunu gönderdi aralarına.
Onlar gösterdiler RABbin belirtilerini, Ham ülkesinde şaşılası işlerini.
Karanlık gönderip ülkeyi karanlığa bürüdü RAB, Çünkü Mısırlılar Onun sözlerine karşı gelmişti.
Kana çevirdi sularını, Öldürdü balıklarını.
Ülkede kurbağalar kaynaştı Krallarının odalarına kadar.
RAB buyurunca sinek sürüleri, Sivrisinekler üşüştü ülkenin her yanına.
Dolu yağdırdı yağmur yerine, Şimşekler çaktırdı ülkelerinde.
Bağlarını, incir ağaçlarını vurdu, Parçaladı ülkenin ağaçlarını.
O buyurunca çekirgeler, Sayısız yavrular kaynadı.
Ülkenin bütün bitkilerini yediler, Toprağın ürününü yiyip bitirdiler.
RAB ülkede ilk doğanların hepsini, İlk çocuklarını öldürdü.
İsraillileri ülkeden altın ve gümüşle çıkardı, Oymaklarından tek kişi bile tökezlemedi.
Onlar gidince Mısır sevindi, Çünkü İsrail korkusu çökmüştü Mısırın üzerine.
RAB bulutu bir örtü gibi yaydı üzerlerine, Gece ateş verdi yollarını aydınlatsın diye.
İstediler, bıldırcın gönderdi, Göksel ekmekle doyurdu karınlarını.
Kayayı yardı, sular fışkırdı, Çorak topraklarda bir ırmak gibi aktı.
Çünkü kutsal sözünü, Kulu İbrahime verdiği sözü anımsadı.
Halkını sevinç içinde, Seçtiklerini sevinç çığlıklarıyla ülkeden çıkardı.
Ulusların topraklarını verdi onlara. Halkların emeğini miras aldılar;
Kurallarını yerine getirsinler, Yasalarına uysunlar diye. RAB'be övgüler sunun!

106

Övgüler sunun, RABbe! RABbe şükredin, çünkü O iyidir, Sevgisi sonsuzdur.
RABbin büyük işlerini kim anlatabilir, Kim Ona yeterince övgü sunabilir?
Ne mutlu adalete uyanlara, Sürekli doğru olanı yapanlara!
Ya RAB, halkına lütfettiğinde anımsa beni, Onları kurtardığında ilgilen benimle.
Öyle ki, seçtiklerinin gönencini göreyim, Ulusunun sevincini, Kendi halkının kıvancını paylaşayım.
Atalarımız gibi biz de günah işledik, Suç işledik, kötülük ettik.
Atalarımız Mısırdayken Yaptığın harikaları anlamadı, Çok kez gösterdiğin sevgiyi anımsamadı, Denizde, Kızıldenizde başkaldırdılar.
Buna karşın RAB gücünü göstermek için, Adı uğruna kurtardı onları.
Kızıldenizi azarladı, kurudu deniz, Yürüdüler enginde Onun öncülüğünde, Çölde yürür gibi.
Kendilerinden nefret edenlerin elinden aldı onları, Düşmanlarının pençesinden kurtardı.
Sular yuttu hasımlarını, Hiçbiri kurtulmadı.
O zaman atalarımız Onun sözlerine inandılar, Ezgiler söyleyerek Onu övdüler.
Ne var ki, RABbin yaptıklarını çabucak unuttular, Öğüt vermesini beklemediler.
Özlemle kıvrandılar çölde, Tanrıyı denediler ıssız yerlerde.
Tanrı onlara istediklerini verdi, Ama üzerlerine yıpratıcı bir hastalık gönderdi.
Onlar ordugahlarında Musayı, RABbin kutsal kulu Harunu kıskanınca,
Yer yarıldı ve Datanı yuttu, Aviramla yandaşlarının üzerine kapandı.
Ateş kavurdu onları izleyenleri, Alev yaktı kötüleri.
Bir buzağı heykeli yaptılar Horevde, Dökme bir puta tapındılar.
Tanrının yüceliğini, Ot yiyen öküz putuna değiştirdiler.
Unuttular kendilerini kurtaran Tanrıyı, Mısırda yaptığı büyük işleri,
Ham ülkesinde yarattığı harikaları, Kızıldeniz kıyısında yaptığı müthiş işleri.
Bu yüzden onları yok edeceğini söyledi Tanrı, Ama seçkin kulu Musa Onun önündeki gedikte durarak, Yok edici öfkesinden vazgeçirdi Onu.
Ardından hor gördüler güzelim ülkeyi, Tanrının verdiği söze inanmadılar.
Çadırlarında söylendiler, Dinlemediler RABbin sesini.
Bu yüzden RAB elini kaldırdı Ve çölde onları yere sereceğine, Soylarını ulusların arasına saçacağına, Onları öteki ülkelere dağıtacağına ant içti.
Sonra Baal-Peora bel bağladılar, Ölülere sunulan kurbanları yediler.
Öfkelendirdiler RABbi yaptıklarıyla, Salgın hastalık çıktı aralarında.
Ama Pinehas kalkıp araya girdi, Felaketi önledi.
Bu doğruluk sayıldı ona, Kuşaklar boyu, sonsuza dek sürecek bu.
Yine RABbi öfkelendirdiler Meriva suları yanında, Musanın başına dert açıldı onlar yüzünden;
Çünkü onu sinirlendirdiler, O da düşünmeden konuştu.
RABbin onlara buyurduğu gibi Yok etmediler halkları,
Tersine öteki uluslara karıştılar, Onların törelerini öğrendiler.
Putlarına taptılar, Bu da onlara tuzak oldu.
Oğullarını, kızlarını Cinlere kurban ettiler.
Kenan putlarına kurban olsun diye Oğullarının, kızlarının kanını, Suçsuzların kanını döktüler; Ülke onların kanıyla kirlendi.
Böylece yaptıklarıyla kirli sayıldılar, Vefasız duruma düştüler töreleriyle.
RABbin öfkesi parladı halkına karşı, Tiksindi kendi halkından.
Onları ulusların eline teslim etti. Onlardan nefret edenler onlara egemen oldu.
Düşmanları onları ezdi, Boyun eğdirdi hepsine.
RAB onları birçok kez kurtardı, Ama akılları fikirleri başkaldırmaktaydı Ve alçaltıldılar suçları yüzünden.
RAB yine de ilgilendi sıkıntılarıyla Yakarışlarını duyunca.
Antlaşmasını anımsadı onlar uğruna, Eşsiz sevgisinden ötürü vazgeçti yapacaklarından.
Merhamet koydu onları tutsak alanların yüreğine.
Kurtar bizi, ey Tanrımız RAB, Topla bizi ulusların arasından. Kutsal adına şükredelim, Yüceliğinle övünelim.
Öncesizlikten sonsuza dek, İsrail'in Tanrısı RAB'be övgüler olsun! Bütün halk, ‹‹Amin!›› desin. RAB'be övgüler olsun!

107

RABbe şükredin, çünkü O iyidir, Sevgisi sonsuzdur.
Böyle desin RABbin kurtardıkları, Düşman pençesinden özgür kıldıkları,
Doğudan, batıdan, kuzeyden, güneydenfş, Bütün ülkelerden topladıkları.
Issız çöllerde dolaştılar, Yerleşecekleri kente giden bir yol bulamadılar.
Aç, susuz, Sefil oldular.
O zaman sıkıntı içinde RABbe yakardılar, RAB kurtardı onları dertlerinden.
Yerleşecekleri bir kente varıncaya dek, Onlara doğru yolda öncülük etti.
Şükretsinler RABbe sevgisi için, İnsanlar yararına yaptığı harikalar için.
Çünkü O susamış canın susuzluğunu giderir, Aç canı iyiliklerle doyurur.
Zincire vurulmuş, acıyla kıvranan tutsaklar, Karanlıkta, zifiri karanlıkta oturmuştu.
Çünkü Tanrının buyruklarına karşı çıkmışlardı, Küçümsemişlerdi Yüceler Yücesinin öğüdünü.
Ağır işlerle hayatı onlara zehir etti, Çöktüler, yardım eden olmadı.
O zaman sıkıntı içinde RABbe yakardılar, RAB kurtardı onları dertlerinden;
Çıkardı karanlıktan, zifiri karanlıktan, Kopardı zincirlerini.
Şükretsinler RABbe sevgisi için, İnsanlar yararına yaptığı harikalar için!
Çünkü tunç kapıları kırdı, Demir kapı kollarını parçaladı O.
Cezalarını buldu aptallar, Suçları, isyanları yüzünden.
İğrenir olmuşlardı bütün yemeklerden, Ölümün kapılarına yaklaşmışlardı.
O zaman sıkıntı içinde RABbe yakardılar, RAB kurtardı onları dertlerinden.
Sözünü gönderip iyileştirdi onları, Kurtardı ölüm çukurundan.
Şükretsinler RABbe sevgisi için, İnsanlar yararına yaptığı harikalar için!
Şükran kurbanları sunsunlar Ve sevinç çığlıklarıyla duyursunlar Onun yaptıklarını!
Gemilerle denize açılanlar, Okyanuslarda iş yapanlar,
RABbin işlerini, Derinliklerde yaptığı harikaları gördüler.
Çünkü O buyurunca şiddetli bir fırtına koptu, Dalgalar şaha kalktı.
Göklere yükselip diplere indi gemiler, Sıkıntıdan canları burunlarına geldi gemicilerin,
Sarhoş gibi sallanıp sendelediler, Ustalıkları işe yaramadı.
O zaman sıkıntı içinde RABbe yakardılar, RAB kurtardı onları dertlerinden.
Fırtınayı limanlığa çevirdi, Yatıştı dalgalar;
Rahatlayınca sevindiler, Diledikleri limana götürdü RAB onları.
Şükretsinler RABbe sevgisi için, İnsanlar yararına yaptığı harikalar için!
Yüceltsinler Onu halk topluluğunda, Övgüler sunsunlar ileri gelenlerin toplantısında.
Irmakları çöle çevirir, Pınarları kurak toprağa,
Verimli toprağı çorak alana, Orada yaşayanların kötülüğü yüzünden.
Çölü su birikintisine çevirir, Kuru toprağı pınara.
Açları yerleştirir oraya; Oturacak bir kent kursunlar,
Tarlalar ekip bağlar diksinler, Bol ürün alsınlar diye.
RABbin kutsamasıyla, Çoğaldılar alabildiğine, Eksiltmedi hayvanlarını.
Sonra azaldılar, alçaldılar, Baskı, sıkıntı ve acı yüzünden.
RAB rezalet saçtı soylular üzerine, Yolu izi belirsiz bir çölde dolaştırdı onları.
Ama yoksulu sefaletten kurtardı, Davar sürüsü gibi çoğalttı ailelerini.
Doğru insanlar görüp sevinecek, Kötülerse ağzını kapayacak.
Aklı olan bunları göz önünde tutsun, RAB'bin sevgisini dikkate alsın.

108

Kararlıyım, ey Tanrı, Bütün varlığımla sana ezgiler, ilahiler söyleyeceğim!
Uyan, ey lir, ey çenk, Seheri ben uyandırayım!
Halkların arasında sana şükürler sunayım, ya RAB, Ulusların arasında seni ilahilerle öveyim.
Çünkü sevgin göklere erişir, Sadakatin gökyüzüne ulaşır.
Yüceliğini göster göklerin üstünde, ey Tanrı, Görkemin bütün yeryüzünü kaplasın!
Kurtar bizi sağ elinle, yardım et, Sevdiklerin özgürlüğe kavuşsun diye!
Tanrı şöyle konuştu kutsal yerinde: ‹‹Şekemi sevinçle bölüştürecek, Sukkot Vadisini ölçeceğim.
Gilat benimdir, Manaşşe de benim, Efrayim miğferim, Yahuda asam.
Moav yıkanma leğenim, Edomun üzerine çarığımı fırlatacağım, Filiste zaferle haykıracağım.›› fırlatılması, bir yerin sahiplenilmesi anlamına geliyordu.
Kim beni surlu kente götürecek? Kim bana Edoma kadar yol gösterecek?
Ey Tanrı, sen bizi reddetmedin mi? Ordularımıza öncülük etmiyor musun artık?
Yardım et bize düşmana karşı, Çünkü boştur insan yardımı.
Tanrı'yla zafer kazanırız, O çiğner düşmanlarımızı.

109

Ey övgüler sunduğum Tanrı, Sessiz kalma!
Çünkü kötüler, yalancılar Bana karşı ağzını açtı, Karalıyorlar beni.
Nefret dolu sözlerle beni kuşatıp Yok yere bana savaş açtılar.
Sevgime karşılık bana düşman oldular, Bense dua etmekteyim.
İyiliğime kötülük, Sevgime nefretle karşılık verdiler.
Kötü bir adam koy düşmanın başına, Sağında onu suçlayan biri dursun!
Yargılanınca suçlu çıksın, Duası bile günah sayılsın!
Ömrü kısa olsun, Görevini bir başkası üstlensin!
Çocukları öksüz, Karısı dul kalsın!
Çocukları avare gezip dilensin, Yıkık evlerinden uzakta yiyecek arasın!
Bütün malları tefecinin ağına düşsün, Emeğini yabancılar yağmalasın!
Kimse ona sevgi göstermesin, Öksüzlerine acıyan olmasın!
Soyu kurusun, Bir kuşak sonra adı silinsin!
Atalarının suçları RABbin önünde anılsın, Annesinin günahı silinmesin!
Günahları hep RABbin önünde dursun, RAB anılarını yok etsin yeryüzünden!
Çünkü düşmanım sevgi göstermeyi düşünmedi, Ölesiye baskı yaptı mazluma, yoksula, Yüreği kırık insana.
Sevdiği lanet başına gelsin! Madem kutsamaktan hoşlanmıyor, Uzak olsun ondan kutsamak!
Laneti bir giysi gibi giydi, Su gibi içine, yağ gibi kemiklerine işlesin lanet!
Bir giysi gibi onu örtünsün, Bir kuşak gibi hep onu sarsın! düşmanlarının konuşmasıdır.
Düşmanlarıma, beni kötüleyenlere, RAB böyle karşılık versin!
Ama sen, ey Egemen RAB, Adın uğruna bana ilgi göster; Kurtar beni, iyiliğin, sevgin uğruna!
Çünkü düşkün ve yoksulum, Yüreğim yaralı içimde.
Batan güneş gibi geçip gidiyorum, Çekirge gibi silkilip atılıyorum.
Dizlerim titriyor oruç tutmaktan; Bir deri bir kemiğe döndüm.
Düşmanlarıma yüzkarası oldum; Beni görünce kafalarını sallıyorlar!
Yardım et bana, ya RAB Tanrım; Kurtar beni sevgin uğruna!
Bilsinler bu işte senin elin olduğunu, Bunu senin yaptığını, ya RAB!
Varsın lanet etsin onlar, sen kutsa beni, Bana saldıranlar utanacak, Ben kulunsa sevineceğim.
Rezilliğe bürünsün beni suçlayanlar, Kaftan giyer gibi utançlarıyla örtünsünler!
RABbe çok şükredeceğim, Kalabalığın arasında Ona övgüler dizeceğim;
Çünkü O yoksulun sağında durur, Onu yargılayanlardan kurtarmak için.

110

RAB efendime: ‹‹Ben düşmanlarını ayaklarının altına serinceye dekfü Sağımda otur›› diyor. ‹‹Ayaklarına tabure yapıncaya dek››.
RAB Siyondan uzatacak kudret asanı, Düşmanlarının ortasında egemenlik sür!
Savaşacağın gün Gönüllü gidecek askerlerin. Seherin bağrından doğan çiy gibi Kutsal giysiler içinde Sana gelecek gençlerin.
RAB ant içti, kararından dönmez: ‹‹Melkisedek düzeni uyarınca Sonsuza dek kâhinsin sen!›› dedi.
Rab senin sağındadır, Kralları ezecek öfkelendiği gün.
Ulusları yargılayacak, ortalığı cesetler dolduracak, Dünyanın dört bucağında başları ezecek.
Yol kenarındaki dereden su içecek; Bu yüzden başını dik tutacak.

111

Övgüler sunun RABbe! Doğru insanların toplantısında, Topluluk içinde, Bütün yüreğimle RABbe şükredeceğim.
RABbin işleri büyüktür, Onlardan zevk alanlar hep onları düşünür.
Onun yaptıkları yüce ve görkemlidir, Doğruluğu sonsuza dek sürer.
RAB unutulmayacak harikalar yaptı, O sevecen ve lütfedendir.
Kendisinden korkanları besler, Antlaşmasını sonsuza dek anımsar.
Ulusların topraklarını kendi halkına vermekle Gösterdi onlara işlerinin gücünü.
Yaptığı her işte sadık ve adildir, Bütün koşulları güvenilirdir;
Sonsuza dek sürer, Sadakat ve doğrulukla yapılır.
O halkının kurtuluşunu sağladı, Antlaşmasını sonsuza dek geçerli kıldı. Adı kutsal ve müthiştir.
Bilgeliğin temeli RAB korkusudur, O'nun kurallarını yerine getiren herkes Sağduyu sahibi olur. O'na sonsuza dek övgü sunulur!

112

Övgüler sunun RABbe! Ne mutlu RABden korkan insana, Onun buyruklarından büyük zevk alana!
Soyu yeryüzünde güç kazanacak, Doğruların kuşağı kutsanacak.
Bolluk ve zenginlik eksilmez evinden, Sonsuza dek sürer doğruluğu.
Karanlıkta ışık doğar dürüstler için, Lütfeden, sevecen, doğru insanlar için.
Ne mutlu eli açık olan, ödünç veren, İşlerini adaletle yürüten insana!
Asla sarsılmaz, Sonsuza dek anılır doğru insan.
Kötü haberden korkmaz, Yüreği sarsılmaz, RABbe güvenir.
Gözü pektir, korku nedir bilmez, Sonunda düşmanlarının yenilgisini görür.
Armağanlar dağıttı, yoksullara verdi; Doğruluğu sonsuza dek kalıcıdır, Gücü ve saygınlığı artar.
Kötü kişi bunu görünce kudurur, Dişlerini gıcırdatır, kendi kendini yer, bitirir. Kötülerin dileği boşa çıkar.

113

Övgüler sunun RABbe! Övgüler sunun, ey RABbin kulları, RABbin adına övgüler sunun!
Şimdiden sonsuza dek RABbin adına şükürler olsun!
Güneşin doğduğu yerden battığı yere kadar RABbin adına övgüler sunulmalı!
RAB bütün uluslara egemendir, Görkemi gökleri aşar.
Var mı Tanrımız RAB gibi, Yücelerde oturan,
Göklerde ve yeryüzünde olanlara Bakmak için eğilen?
Düşkünü yerden kaldırır, Yoksulu çöplükten çıkarır;
Soylularla, Halkının soylularıyla birlikte oturtsun diye.
Kısır kadını evde oturtur, Çocuk sahibi mutlu bir anne kılar. RAB'be övgüler sunun!

114

İsrail Mısırdan çıktığında, Yakupun soyu yabancı dil konuşan bir halktan ayrıldığında,
Yahuda Rabbin kutsal yeri oldu, İsrail de Onun krallığı.
Deniz olanı görüp geri çekildi, Şeria Irmağı tersine aktı.
Dağlar koç gibi, Tepeler kuzu gibi sıçradı.
Ey deniz, sana ne oldu da kaçtın? Ey Şeria, neden tersine aktın?
Ey dağlar, niçin koç gibi, Ey tepeler, niçin kuzu gibi sıçradınız?
Titre, ey yeryüzü, Kayayı havuza, Çakmaktaşını pınara çeviren Rab'bin önünde, Yakup'un Tanrısı'nın huzurunda.

115

Bizi değil, ya RAB, bizi değil, Sevgin ve sadakatin uğruna, Kendi adını yücelt!
Niçin uluslar: ‹‹Hani, nerede onların Tanrısı?›› desin.
Bizim Tanrımız göklerdedir, Ne isterse yapar.
Oysa onların putları altın ve gümüşten yapılmış, İnsan elinin eseridir.
Ağızları var, konuşmazlar, Gözleri var, görmezler,
Kulakları var, duymazlar, Burunları var, koku almazlar,
Elleri var, hissetmezler, Ayakları var, yürümezler, Boğazlarından ses çıkmaz.
Onları yapan, onlara güvenen herkes Onlar gibi olacak!
Ey İsrail halkı, RABbe güven, Odur yardımcınız ve kalkanınız!
Ey Harun soyu, RABbe güven, Odur yardımcınız ve kalkanınız!
Ey RABden korkanlar, RABbe güvenin, Odur yardımcınız ve kalkanınız!
RAB bizi anımsayıp kutsayacak, İsrail halkını, Harun soyunu kutsayacak.
Küçük, büyük, Kendisinden korkan herkesi kutsayacak.
RAB sizi, Sizi ve çocuklarınızı çoğaltsın!
Yeri göğü yaratan RAB Sizleri kutsasın.
Göklerin öteleri RABbindir, Ama yeryüzünü insanlara vermiştir.
Ölüler, sessizlik diyarına inenler, RABbe övgüler sunmaz;
Biziz RAB'bi öven, Şimdiden sonsuza dek. RAB'be övgüler sunun!

116

RABbi seviyorum, Çünkü O feryadımı duyar.
Bana kulak verdiği için, Yaşadığım sürece Ona sesleneceğim.
Ölüm iplerine dolaşmıştım, Ölüler diyarının kâbusu yakama yapışmıştı, Sıkıntıya, acıya gömülmüştüm.
O zaman RABbi adıyla çağırdım, ‹‹Aman, ya RAB, kurtar canımı!›› dedim.
RAB lütufkâr ve adildir, Sevecendir Tanrımız.
RAB saf insanları korur, Tükendiğim zaman beni kurtardı.
Ey canım, yine huzura kavuş, Çünkü RAB sana iyilik etti.
Sen, ya RAB, canımı ölümden, Gözlerimi yaştan, Ayaklarımı sürçmekten kurtardın.
Yaşayanların diyarında, RABbin huzurunda yürüyeceğim.
İman ettim, ‹‹Büyük acı çekiyorum›› dediğim zaman bile. bile›› ya da ‹‹İman ettim, bu nedenle konuştum. Büyük acı çekiyorum›› (bkz. 2Ko.4:13).
Şaşkınlık içinde, ‹‹Bütün insanlar yalancı›› dedim.
Ne karşılık verebilirim RABbe, Bana yaptığı onca iyilik için?
Kurtuluş sunusu olarak kadeh kaldırıp RABbi adıyla çağıracağım.
Bütün halkının önünde, RABbe adadıklarımı yerine getireceğim.
RABbin gözünde değerlidir Sadık kullarının ölümü.
Ya RAB, ben gerçekten senin kulunum; Kulun, hizmetçinin oğluyum, Sen çözdün bağlarımı.
Ya RAB, seni adınla çağırıp Şükran kurbanı sunacağım.
RABbe adadıklarımı yerine getireceğim Bütün halkının önünde,
RAB'bin Tapınağı'nın avlularında, Senin orta yerinde, ey Yeruşalim! RAB'be övgüler sunun!

117

Ey bütün uluslar, RABbe övgüler sunun! Ey bütün halklar, Onu yüceltin!
Çünkü bize beslediği sevgi büyüktür, RAB'bin sadakati sonsuza dek sürer. RAB'be övgüler sunun!

118

RABbe şükredin, çünkü O iyidir, Sevgisi sonsuzdur.
‹‹Sonsuzdur sevgisi!›› desin İsrail halkı.
‹‹Sonsuzdur sevgisi!›› desin Harunun soyu.
‹‹Sonsuzdur sevgisi!›› desin RABden korkanlar.
Sıkıntı içinde RABbe seslendim; Yanıtladı, rahata kavuşturdu beni.
RAB benden yana, korkmam; İnsan bana ne yapabilir?
RAB benden yana, benim yardımcım, Benden nefret edenlerin sonuna zaferle bakacağım.
RABbe sığınmak İnsana güvenmekten iyidir.
RABbe sığınmak Soylulara güvenmekten iyidir.
Bütün uluslar beni kuşattı, RABbin adıyla püskürttüm onları.
Kuşattılar, sardılar beni, RABbin adıyla püskürttüm onları.
Arılar gibi sardılar beni, Ama diken ateşi gibi sönüverdiler; RABbin adıyla püskürttüm onları.
İtilip kakıldım, düşmek üzereydim, Ama RAB yardım etti bana. metin ‹‹Beni itip kaktın››.
RAB gücüm ve ezgimdir, O kurtardı beni.
Sevinç ve zafer çığlıkları Çınlıyor doğruların çadırlarında: ‹‹RABbin sağ eli güçlü işler yapar!
RABbin sağ eli üstündür, RABbin sağ eli güçlü işler yapar!››
Ölmeyecek, yaşayacağım, RABbin yaptıklarını duyuracağım.
RAB beni şiddetle yola getirdi, Ama ölüme terk etmedi.
Açın bana adalet kapılarını, Girip RABbe şükredeyim.
İşte budur RABbin kapısı! Doğrular girebilir oradan.
Sana şükrederim, çünkü bana yanıt verdin, Kurtarıcım oldun.
Yapıcıların reddettiği taş, Köşenin baş taşı oldu.
RABbin işidir bu, Gözümüzde harika bir iş!
Bugün RABbin yarattığı gündür, Onun için sevinip coşalım!
Ne olur, ya RAB, kurtar bizi, Ne olur, başarılı kıl bizi!
Kutsansın RABbin adıyla gelen! Kutsuyoruz sizi RABbin evinden.
RAB Tanrıdır, aydınlattı bizi. İplerle bağlayın bayram kurbanını, İlerleyin sunağın boynuzlarına kadar. dallarla bayramı kutlayın››.
Tanrım sensin, şükrederim sana, Tanrım sensin, yüceltirim seni.
RAB'be şükredin, çünkü O iyidir, Sevgisi sonsuzdur.

119

Ne mutlu yolları temiz olanlara, RABbin yasasına göre yaşayanlara! 119. Mezmur akrostiş biçimde yazılmış bir şiirdir.
Ne mutlu Onun öğütlerine uyanlara, Bütün yüreğiyle Ona yönelenlere!
Hiç haksızlık etmezler, Onun yolunda yürürler.
Koyduğun koşullara Dikkatle uyulmasını buyurdun.
Keşke kararlı olsam Senin kurallarına uymakta!
Hiç utanmayacağım, Bütün buyruklarını izledikçe.
Şükredeceğim sana temiz yürekle, Adil hükümlerini öğrendikçe.
Kurallarını yerine getireceğim, Bırakma beni hiçbir zaman!
Genç insan yolunu nasıl temiz tutar? Senin sözünü tutmakla.
Bütün yüreğimle sana yöneliyorum, İzin verme buyruklarından sapmama!
Aklımdan çıkarmam sözünü, Sana karşı günah işlememek için.
Övgüler olsun sana, ya RAB, Bana kurallarını öğret.
Ağzından çıkan bütün hükümleri Dudaklarımla yineliyorum.
Sevinç duyuyorum öğütlerini izlerken, Sanki benim oluyor bütün hazineler.
Koşullarını derin derin düşünüyorum, Yollarını izlerken.
Zevk alıyorum kurallarından, Sözünü unutmayacağım.
Ben kuluna iyilik et ki yaşayayım, Sözüne uyayım.
Gözlerimi aç, Yasandaki harikaları göreyim.
Garibim bu dünyada, Buyruklarını benden gizleme!
İçim tükeniyor, Her an hükümlerini özlemekten.
Buyruklarından sapan Lanetli küstahları azarlarsın.
Uzaklaştır benden küçümsemeleri, hakaretleri, Çünkü öğütlerini tutuyorum.
Önderler toplanıp beni kötüleseler bile, Ben kulun senin kurallarını derin derin düşüneceğim.
Öğütlerin benim zevkimdir, Bana akıl verirler.
Toza toprağa serildim, Sözün uyarınca yaşam ver bana.
Yaptıklarımı açıkladım, beni yanıtladın; Kurallarını öğret bana!
Koşullarını anlamamı sağla ki, Harikalarının üzerinde düşüneyim.
İçim eriyor kederden, Sözün uyarınca güçlendir beni!
Yalan yoldan uzaklaştır, Yasan uyarınca lütfet bana.
Ben sadakat yolunu seçtim, Hükümlerini uygun gördüm.
Öğütlerine dört elle sarıldım, ya RAB, Utandırma beni!
İçime huzur verdiğin için Buyrukların doğrultusunda koşacağım.
Kurallarını nasıl izleyeceğimi öğret bana, ya RAB, Öyle ki, onları sonuna kadar izleyeyim.
Anlamamı sağla, yasana uyayım, Bütün yüreğimle onu yerine getireyim.
Buyrukların doğrultusunda yol göster bana, Çünkü yolundan zevk alırım.
Yüreğimi haksız kazanca değil, Kendi öğütlerine yönelt.
Gözlerimi boş şeylerden çevir, Beni kendi yolunda yaşat.
Senden korkulması için Ben kuluna verdiğin sözü yerine getir.
Korktuğum hakaretten uzak tut beni, Çünkü senin ilkelerin iyidir.
Çok özlüyorum senin koşullarını! Beni doğruluğunun içinde yaşat!
Bana sevgini göster, ya RAB, Sözün uyarınca kurtar beni!
O zaman beni aşağılayanlara Gereken yanıtı verebilirim, Çünkü senin sözüne güvenirim.
Gerçeğini ağzımdan düşürme, Çünkü senin hükümlerine umut bağladım.
Yasana sürekli, Sonsuza dek uyacağım.
Özgürce yürüyeceğim, Çünkü senin koşullarına yöneldim ben.
Kralların önünde senin öğütlerinden söz edecek, Utanç duymayacağım.
Senin buyruklarından zevk alıyor, Onları seviyorum.
Saygı ve sevgi duyuyorum buyruklarına, Derin derin düşünüyorum kurallarını.
Kuluna verdiğin sözü anımsa, Bununla umut verdin bana.
Acı çektiğimde beni avutan budur, Sözün bana yaşam verir.
Çok eğlendiler küstahlar benimle, Yine de yasandan şaşmadım.
Geçmişte verdiğin hükümleri anımsayınca, Avundum, ya RAB.
Çileden çıkıyorum, Yasanı terk eden kötüler yüzünden.
Senin kurallarındır ezgilerimin konusu, Konuk olduğum bu dünyada.
Gece adını anarım, ya RAB, Yasana uyarım.
Tek yaptığım, Senin koşullarına uymak.
Benim payıma düşen sensin, ya RAB, Sözlerini yerine getireceğim, dedim.
Bütün yüreğimle sana yakardım. Lütfet bana, sözün uyarınca.
Tuttuğum yolları düşündüm, Senin öğütlerine göre adım attım.
Buyruklarına uymak için Elimi çabuk tuttum, oyalanmadım.
Kötülerin ipleri beni sardı, Yasanı unutmadım.
Doğru hükümlerin için Gece yarısı kalkıp sana şükrederim.
Dostuyum bütün senden korkanların, Koşullarına uyanların.
Yeryüzü sevginle dolu, ya RAB, Kurallarını öğret bana!
Ya RAB, iyilik ettin kuluna, Sözünü tuttun.
Bana sağduyu ve bilgi ver, Çünkü inanıyorum buyruklarına.
Acı çekmeden önce yoldan sapardım, Ama şimdi sözüne uyuyorum.
Sen iyisin, iyilik edersin; Bana kurallarını öğret.
Küstahlar yalanlarla beni lekeledi, Ama ben bütün yüreğimle senin koşullarına uyarım.
Onların yüreği yağ bağladı, Bense zevk alırım yasandan.
İyi oldu acı çekmem; Çünkü kurallarını öğreniyorum.
Ağzından çıkan yasa benim için Binlerce altın ve gümüşten daha değerlidir.
Senin ellerin beni yarattı, biçimlendirdi. Anlamamı sağla ki buyruklarını öğreneyim.
Senden korkanlar beni görünce sevinsin, Çünkü senin sözüne umut bağladım.
Biliyorum, ya RAB, hükümlerin adildir; Bana acı çektirirken bile sadıksın.
Ben kuluna verdiğin söz uyarınca, Sevgin beni avutsun.
Sevecenlik göster bana, yaşayayım, Çünkü yasandan zevk alıyorum.
Utansın küstahlar beni yalan yere suçladıkları için. Bense senin koşullarını düşünüyorum.
Bana dönsün senden korkanlar, Öğütlerini bilenler.
Yüreğim kusursuz uysun kurallarına, Öyle ki, utanç duymayayım.
İçim tükeniyor senin kurtarışını özlerken, Senin sözüne umut bağladım ben.
Gözümün feri sönüyor söz verdiklerini beklemekten, ‹‹Ne zaman avutacaksın beni?›› diye soruyorum.
Dumandan kararmış tuluma döndüm, Yine de unutmuyorum kurallarını.
Daha ne kadar bekleyecek kulun? Ne zaman yargılayacaksın bana zulmedenleri?
Çukur kazdılar benim için Yasana uymayan küstahlar.
Bütün buyrukların güvenilirdir; Haksız yere zulmediyorlar, yardım et bana!
Nerdeyse sileceklerdi beni yeryüzünden, Ama ben senin koşullarından ayrılmadım.
Koru canımı sevgin uyarınca, Tutayım ağzından çıkan öğütleri.
Ya RAB, sözün Göklerde sonsuza dek duruyor.
Sadakatin kuşaklar boyu sürüyor, Kurduğun yeryüzü sapasağlam duruyor.
Bugün hükümlerin uyarınca ayakta duran her şey Sana kulluk ediyor.
Eğer yasan zevk kaynağım olmasaydı, Çektiğim acılardan yok olurdum.
Koşullarını asla unutmayacağım, Çünkü onlarla bana yaşam verdin.
Kurtar beni, çünkü seninim, Senin koşullarına yöneldim.
Kötüler beni yok etmeyi beklerken, Ben senin öğütlerini inceliyorum.
Kusursuz olan her şeyin bir sonu olduğunu gördüm, Ama senin buyruğun sınır tanımaz.
Ne kadar severim yasanı! Bütün gün düşünürüm onun üzerinde.
Buyrukların beni düşmanlarımdan bilge kılar, Çünkü her zaman aklımdadır onlar.
Bütün öğretmenlerimden daha akıllıyım, Çünkü öğütlerin üzerinde düşünüyorum.
Yaşlılardan daha bilgeyim, Çünkü senin koşullarına uyuyorum.
Sakınırım her kötü yoldan, Senin sözünü tutmak için.
Ayrılmam hükümlerinden, Çünkü bana sen öğrettin.
Ne tatlı geliyor verdiğin sözler damağıma, Baldan tatlı geliyor ağzıma!
Senin koşullarına uymakla bilgelik kazanıyorum, Bu yüzden nefret ediyorum her yanlış yoldan.
Sözün adımlarım için çıra, Yolum için ışıktır.
Adil hükümlerini izleyeceğime ant içtim, Andımı tutacağım.
Çok sıkıntı çektim, ya RAB; Koru hayatımı sözün uyarınca.
Ağzımdan çıkan içten övgüleri Kabul et, ya RAB, Bana hükümlerini öğret.
Hayatım her an tehlikede, Yine de unutmam yasanı.
Kötüler tuzak kurdu bana, Yine de sapmadım senin koşullarından.
Öğütlerin sonsuza dek mirasımdır, Yüreğimin sevincidir onlar.
Kararlıyım Sonuna kadar senin kurallarına uymaya.
Döneklerden tiksinir, Senin yasanı severim.
Sığınağım ve kalkanım sensin, Senin sözüne umut bağlarım.
Ey kötüler, benden uzak durun, Tanrımın buyruklarını yerine getireyim.
Sözün uyarınca destek ol bana, yaşam bulayım; Umudumu boşa çıkarma!
Sıkı tut beni, kurtulayım, Her zaman kurallarını dikkate alayım.
Kurallarından sapan herkesi reddedersin, Çünkü onların hileleri boştur.
Dünyadaki kötüleri cüruf gibi atarsın, Bu yüzden severim senin öğütlerini.
Bedenim ürperiyor dehşetinden, Korkuyorum hükümlerinden.
Adil ve doğru olanı yaptım, Gaddarların eline bırakma beni!
Güven altına al kulunun mutluluğunu, Baskı yapmasın bana küstahlar.
Gözümün feri sönüyor, Beni kurtarmanı, Adil sözünü yerine getirmeni beklemekten.
Kuluna sevgin uyarınca davran, Bana kurallarını öğret.
Ben senin kulunum, bana akıl ver ki, Öğütlerini anlayabileyim.
Ya RAB, harekete geçmenin zamanıdır, Yasanı çiğniyorlar.
Bu yüzden senin buyruklarını, Altından, saf altından daha çok seviyorum;
Koyduğun koşulların hepsini doğru buluyorum, Her yanlış yoldan tiksiniyorum.
Harika öğütlerin var, Bu yüzden onlara candan uyuyorum.
Sözlerinin açıklanışı aydınlık saçar, Saf insanlara akıl verir.
Ağzım açık, soluk soluğayım, Çünkü buyruklarını özlüyorum.
Bana lütufla bak, Adını sevenlere her zaman yaptığın gibi.
Adımlarımı pekiştir verdiğin söz uyarınca, Hiçbir suç bana egemen olmasın.
Kurtar beni insan baskısından, Koşullarına uyabileyim.
Yüzün aydınlık saçsın kulunun üzerine, Kurallarını öğret bana.
Oluk oluk yaş akıyor gözlerimden, Çünkü uymuyorlar yasana.
Sen adilsin, ya RAB, Hükümlerin doğrudur.
Buyurduğun öğütler doğru Ve tam güvenilirdir.
Gayretim beni tüketti, Çünkü düşmanlarım unuttu senin sözlerini.
Sözün çok güvenilirdir, Kulun onu sever.
Önemsiz ve horlanan biriyim ben, Ama koşullarını unutmuyorum.
Adaletin sonsuza dek doğrudur, Yasan gerçektir.
Sıkıntıya, darlığa düştüm, Ama buyrukların benim zevkimdir.
Öğütlerin sonsuza dek doğrudur; Bana akıl ver ki, yaşayayım.
Bütün yüreğimle haykırıyorum, Yanıtla beni, ya RAB! Senin kurallarına uyacağım.
Sana sesleniyorum, Kurtar beni, Öğütlerine uyayım.
Gün doğmadan kalkıp yardım dilerim, Senin sözüne umut bağladım.
Verdiğin söz üzerinde düşüneyim diye, Gece boyunca uyku girmiyor gözüme.
Sevgin uyarınca sesime kulak ver, Hükümlerin uyarınca, ya RAB, yaşam ver bana!
Yaklaşıyor kötülük ardınca koşanlar, Yasandan uzaklaşıyorlar.
Oysa sen yakınsın, ya RAB, Bütün buyrukların gerçektir.
Çoktan beri anladım Öğütlerini sonsuza dek verdiğini.
Çektiğim sıkıntıyı gör, kurtar beni, Çünkü yasanı unutmadım.
Davamı savun, özgür kıl beni, Sözün uyarınca koru canımı.
Kurtuluş kötülerden uzaktır, Çünkü senin kurallarına yönelmiyorlar.
Çok sevecensin, ya RAB, Hükümlerin uyarınca koru canımı.
Bana zulmedenler, düşmanlarım çok, Yine de sapmadım senin öğütlerinden.
Tiksinerek bakıyorum hainlere, Çünkü uymuyorlar senin sözüne.
Bak, ne kadar seviyorum koşullarını, Sevgin uyarınca, ya RAB, koru canımı.
Sözlerinin temeli gerçektir, Doğru hükümlerinin tümü sonsuza dek sürecektir.
Yok yere zulmediyor bana önderler, Oysa yüreğim senin sözünle titrer.
Ganimet bulan biri gibi Verdiğin sözlerde sevinç bulurum.
Tiksinir, iğrenirim yalandan, Ama senin yasanı severim.
Doğru hükümlerin için Seni günde yedi kez överim.
Yasanı sevenler büyük esenlik bulur, Hiçbir şey sendeletmez onları.
Ya RAB, kurtarışına umut bağlar, Buyruklarını yerine getiririm.
Öğütlerine candan uyar, Onları çok severim.
Öğütlerini, koşullarını uygularım, Çünkü bütün davranışlarımı görürsün sen.
Feryadım sana erişsin, ya RAB, Sözün uyarınca akıl ver bana!
Yalvarışım sana ulaşsın; Verdiğin söz uyarınca kurtar beni!
Dudaklarımdan övgüler aksın, Çünkü bana kurallarını öğretiyorsun.
Dilimde sözün ezgilere dönüşsün, Çünkü bütün buyrukların doğrudur.
Elin bana yardıma hazır olsun, Çünkü senin koşullarını seçtim ben.
Kurtarışını özlüyorum, ya RAB, Yasan zevk kaynağımdır.
Beni yaşat ki, sana övgüler sunayım, Hükümlerin bana yardımcı olsun.
Kaybolmuş koyun gibi avare dolaşıyordum; Kulunu ara, Çünkü buyruklarını unutmadım ben.

120

Sıkıntıya düşünce RABbe seslendim; Yanıtladı beni.
Ya RAB, kurtar canımı yalancı dudaklardan, Aldatıcı dillerden! için Yeruşalime çıkarken söylenen ezgi.
Ey aldatıcı dil, RAB ne verecek sana, Daha ne verecek?
Yiğidin sivri oklarıyla Retem çalısından alevli korlar!
Vay bana, Meşekte garip kaldım sanki, Kedar çadırları arasında oturdum.
Fazla kaldım Barıştan nefret edenler arasında.
Ben barış yanlısıyım, Ama söze başladığımda, Onlar savaşa kalkıyor!

121

Gözlerimi dağlara kaldırıyorum, Nereden yardım gelecek?
Yeri göğü yaratan RABden gelecek yardım.
O ayaklarının kaymasına izin vermez, Seni koruyan uyuklamaz.
İsrailin koruyucusu ne uyur ne uyuklar.
Senin koruyucun RABdir, O sağ yanında sana gölgedir.
Gündüz güneş, Gece ay sana zarar vermez.
RAB her kötülükten seni korur, Esirger canını.
Şimdiden sonsuza dek RAB koruyacak gidişini, gelişini.

122

Bana: ‹‹RABbin evine gidelim›› dendikçe Sevinirim.
Ayaklarımız senin kapılarında, Ey Yeruşalim!
Bitişik nizamda kurulmuş bir kenttir Yeruşalim!
Oymaklar çıkar oraya, RABbin oymakları, İsraile verilen öğüt uyarınca, RABbin adına şükretmek için.
Çünkü orada yargı tahtları, Davut soyunun tahtları kurulmuştur.
Esenlik dileyin Yeruşalime: ‹‹Huzur bulsun seni sevenler!
Surlarına esenlik, Saraylarına huzur egemen olsun!››
Kardeşlerim, dostlarım için, ‹‹Esenlik olsun sana!›› derim.
Tanrımız RAB'bin evi için İyilik dilerim sana.

123

Gözlerimi sana kaldırıyorum, Ey göklerde taht kuran!
Nasıl kulların gözleri efendilerinin, Hizmetçinin gözleri hanımının eline bakarsa, Bizim gözlerimiz de RAB Tanrımıza öyle bakar, O bize acıyıncaya dek.
Acı bize, ya RAB, acı; Gördüğümüz hakaret yeter de artar.
Rahat yaşayanların alayları, Küstahların hakareti Canımıza yetti.

124

RAB bizden yana olmasaydı, Desin şimdi İsrail:
RAB bizden yana olmasaydı, İnsanlar bize saldırdığında,
Diri diri yutarlardı bizi, Öfkeleri bize karşı alevlenince.
Sular silip süpürürdü bizleri, Seller geçerdi üzerimizden.
Kabaran sular Aşardı başımızdan.
Övgüler olsun Bizi onların ağzına yem etmeyen RABbe!
Bir kuş gibi Kurtuldu canımız avcının tuzağından, Kırıldı tuzak, kurtulduk.
Yeri göğü yaratan RAB'bin adı yardımcımızdır.

125

RABbe güvenenler Siyon Dağına benzer, Sarsılmaz, sonsuza dek durur.
Dağlar Yeruşalimi nasıl kuşatmışsa, RAB de halkını öyle kuşatmıştır, Şimdiden sonsuza dek.
Kalmayacak kötülerin asası, Doğruların payına düşen toprakta, Yoksa doğrular haksızlığa el uzatabilir.
İyilik et, ya RAB, İyilere, yüreği temiz olanlara.
Ama kendi halkından eğri yollara sapanları, RAB kötü uluslarla birlikte kovacak. İsrail'e esenlik olsun!

126

RAB sürgünleri Siyona geri getirince, Rüya gibi geldi bize. Siyonu eski gönencine kavuşturunca››.
Ağzımız gülüşlerle, Dilimiz sevinç çığlıklarıyla doldu. ‹‹RAB onlar için büyük işler yaptı›› Diye konuşuldu uluslar arasında.
RAB bizim için büyük işler yaptı, Sevinç doldu içimiz.
Ya RAB, eski gönencimize kavuştur bizi, Negevde suya kavuşan vadiler gibi.
Gözyaşları içinde ekenler, Sevinç çığlıklarıyla biçecek;
Ağlayarak tohum çuvalını taşıyıp dolaşan, Sevinç çığlıkları atarak demetlerle dönecek.

127

Evi RAB yapmazsa, Yapıcılar boşuna didinir. Kenti RAB korumazsa, Bekçi boşuna bekler.
Boşuna erken kalkıp Geç yatıyorsunuz. Ey zahmetle kazanılan ekmeği yiyenler, RAB sevdiklerinin rahat uyumasını sağlar.
Çocuklar RABbin verdiği bir armağandır, Rahmin ürünü bir ödüldür.
Yiğidin elinde nasılsa oklar, Öyledir gençlikte doğan çocuklar.
Ne mutlu ok kılıfı onlarla dolu insana! Kent kapısında hasımlarıyla tartışırken Utanç duymayacaklar. kapısında yapılırdı.

128

Ne mutlu RABden korkana, Onun yolunda yürüyene!
Emeğinin ürününü yiyeceksin, Mutlu ve başarılı olacaksın.
Eşin evinde verimli bir asma gibi olacak; Çocukların zeytin filizleri gibi sofranın çevresinde.
İşte RABden korkan kişi Böyle kutsanacak.
RAB seni Siyondan kutsasın! Yeruşalimin gönencini göresin, Bütün yaşamın boyunca!
Çocuklarının çocuklarını göresin! İsrail'e esenlik olsun!

129

Gençliğimden beri bana sık sık saldırdılar; Şimdi söylesin İsrail:
‹‹Gençliğimden beri bana sık sık saldırdılar, Ama yenemediler beni.
Çiftçiler saban sürdüler sırtımda, Upuzun iz bıraktılar.››
Ama RAB adildir, Kesti kötülerin bağlarını.
Siyondan nefret eden herkes Utanç içinde geri çekilsin.
Damlardaki ota, Büyümeden kuruyan ota dönsünler.
Orakçı avucunu, Demetçi kucağını dolduramaz onunla.
Yoldan geçenler de, ‹‹RAB sizi kutsasın, RAB'bin adıyla sizi kutsarız›› demezler.

130

Derinliklerden sana sesleniyorum, ya RAB,
Sesimi işit, ya Rab, Yalvarışıma iyi kulak ver!
Ya RAB, sen suçların hesabını tutsan, Kim ayakta kalabilir, ya Rab?
Ama sen bağışlayıcısın, Öyle ki senden korkulsun.
RABbi gözlüyorum, Canım RABbi gözlüyor, Umut bağlıyorum Onun sözüne.
Sabahı gözleyenlerden, Evet, sabahı gözleyenlerden daha çok, Canım Rabbi gözlüyor.
Ey İsrail, RABbe umut bağla! Çünkü RABde sevgi, Tam kurtuluş vardır.
İsrail'i bütün suçlarından Fidyeyle O kurtaracaktır.

131

Ya RAB, yüreğimde gurur yok, Gözüm yükseklerde değil. Büyük işlerle, Kendimi aşan harika işlerle uğraşmıyorum.
Tersine, ana kucağında sütten kesilmiş çocuk gibi, Kendimi yatıştırıp huzur buldum, Sütten kesilmiş çocuğa döndüm.
Ey İsrail, RAB'be umut bağla Şimdiden sonsuza dek!

132

Ya RAB, Davutun hatırı için, Çektiği bütün zorlukları, Sana nasıl ant içtiğini, Yakupun güçlü Tanrısına adak adadığını anımsa:
‹‹Evime gitmeyeceğim, Yatağıma uzanmayacağım,
Gözlerime uyku girmeyecek, Göz kapaklarım kapanmayacak,
RABbe bir yer, Yakupun güçlü Tanrısına bir konut buluncaya dek.››
Antlaşma Sandığının Efratada olduğunu duyduk, Onu Yaar kırlarında bulduk.
‹‹RABbin konutuna gidelim, Ayağının taburesi önünde tapınalım›› dedik.
Çık, ya RAB, yaşayacağın yere, Gücünü simgeleyen sandıkla birlikte.
Kâhinlerin doğruluğu kuşansın, Sadık kulların sevinç çığlıkları atsın.
Kulun Davutun hatırı için, Meshettiğin krala yüz çevirme.
RAB Davuta kesin ant içti, Andından dönmez: ‹‹Senin soyundan birini tahtına oturtacağım.
Eğer oğulların antlaşmama, Vereceğim öğütlere uyarlarsa, Onların oğulları da sonsuza dek Senin tahtına oturacak.››
Çünkü RAB Siyonu seçti, Onu konut edinmek istedi.
‹‹Sonsuza dek yaşayacağım yer budur›› dedi, ‹‹Burada oturacağım, çünkü bunu kendim istedim.
Çok bereketli kılacağım erzağını, Yiyecekle doyuracağım yoksullarını.
Kurtuluşla donatacağım kâhinlerini; Hep sevinç ezgileri söyleyecek sadık kulları.
Burada Davut soyundan güçlü bir kral çıkaracağım, Meshettiğim kralın soyunu Işık olarak sürdüreceğim.
Düşmanlarını utanca bürüyeceğim, Ama onun başındaki taç parıldayacak.››

133

Ne iyi, ne güzeldir, Birlik içinde kardeşçe yaşamak!
Başa sürülen değerli yağ gibi, Sakaldan, Harunun sakalından Kaftanının yakasına dek inen yağ gibi.
Hermon Dağı'na yağan çiy Siyon dağlarına yağıyor sanki. Çünkü RAB orada bereketi, Sonsuz yaşamı buyurdu.

134

Ey sizler, RABbin bütün kulları, RABbin Tapınağında gece hizmet edenler, Ona övgüler sunun!
Ellerinizi kutsal yere doğru kaldırıp RABbe övgüler sunun!
Yeri göğü yaratan RAB kutsasın sizi Siyon'dan.

135

RABbe övgüler sunun! RABbin adına övgüler sunun, Ey RABbin kulları! Ey sizler, RABbin Tapınağında, Tanrımızın Tapınağının avlularında hizmet edenler, Övgüler sunun!
RABbe övgüler sunun, Çünkü RAB iyidir. Adını ilahilerle övün, Çünkü hoştur bu.
RAB kendine Yakup soyunu, Öz halkı olarak İsraili seçti.
Biliyorum, RAB büyüktür, Rabbimiz bütün ilahlardan üstündür.
RAB ne isterse yapar, Göklerde, yeryüzünde, Denizlerde, bütün derinliklerde.
Yeryüzünün dört bucağından bulutlar yükseltir, Yağmur için şimşek çaktırır, Ambarlarından rüzgar estirir.
İnsanlardan hayvanlara dek Mısırda ilk doğanları öldürdü.
Ey Mısır, senin orta yerinde, Firavunla bütün görevlilerine Belirtiler, şaşılası işler gösterdi.
Birçok ulusu bozguna uğrattı, Güçlü kralları öldürdü:
Amorlu kral Sihonu, Başan Kralı Ogu, Bütün Kenan krallarını.
Topraklarını mülk, Evet, mülk olarak halkı İsraile verdi.
Ya RAB, adın sonsuza dek sürecek, Bütün kuşaklar seni anacak.
RAB halkını haklı çıkarır, Kullarına acır.
Ulusların putları altın ve gümüşten yapılmış, İnsan elinin eseridir.
Ağızları var, konuşmazlar, Gözleri var, görmezler,
Kulakları var, duymazlar, Soluk alıp vermezler.
Onları yapan, onlara güvenen herkes Onlar gibi olacak!
Ey İsrail halkı, RABbe övgüler sun! Ey Harun soyu, RABbe övgüler sun!
Ey Levi soyu, RABbe övgüler sun! RABbe övgüler sunun, ey RABden korkanlar!
Yeruşalim'de oturan RAB'be Siyon'dan övgüler sunulsun! RAB'be övgüler sunun!

136

Şükredin RABbe, çünkü O iyidir, |iSevgisi sonsuzdur;
Şükredin tanrılar Tanrısına, |iSevgisi sonsuzdur;
Şükredin rabler Rabbine, |iSevgisi sonsuzdur;
Büyük harikalar yapan tek varlığa, |iSevgisi sonsuzdur;
Gökleri bilgece yaratana, |iSevgisi sonsuzdur;
Yeri sular üzerine yayana, |iSevgisi sonsuzdur;
Büyük ışıklar yaratana, |iSevgisi sonsuzdur;
Gündüze egemen olsun diye güneşi, |iSevgisi sonsuzdur;
Geceye egemen olsun diye ayı ve yıldızları yaratana, |iSevgisi sonsuzdur;
Mısırda ilk doğanları öldürene, |iSevgisi sonsuzdur;
Güçlü eli, kudretli koluyla |iSevgisi sonsuzdur; İsraili Mısırdan çıkarana, |iSevgisi sonsuzdur;
Kızıldenizi ikiye bölene, |iSevgisi sonsuzdur;
İsraili ortasından geçirene, |iSevgisi sonsuzdur;
Firavunla ordusunu Kızıldenize dökene, |iSevgisi sonsuzdur;
Kendi halkını çölde yürütene, |iSevgisi sonsuzdur;
Büyük kralları vurana, |iSevgisi sonsuzdur;
Güçlü kralları öldürene, |iSevgisi sonsuzdur;
Amorlu kral Sihonu, |iSevgisi sonsuzdur;
Başan Kralı Ogu öldürene, |iSevgisi sonsuzdur;
Topraklarını mülk olarak, |iSevgisi sonsuzdur; Kulu İsraile mülk verene, |iSevgisi sonsuzdur;
Düşkün günlerimizde bizi anımsayana, |iSevgisi sonsuzdur;
Düşmanlarımızdan bizi kurtarana, |iSevgisi sonsuzdur;
Bütün canlılara yiyecek verene, |iSevgisi sonsuzdur;
Şükredin Göklerin Tanrısı'na, |iSevgisi sonsuzdur.

137

Babil ırmakları kıyısında oturup Siyonu andıkça ağladık;
Çevredeki kavaklara Lirlerimizi astık.
Çünkü orada bizi tutsak edenler bizden ezgiler, Bize zulmedenler bizden şenlik istiyor, ‹‹Siyon ezgilerinden birini okuyun bize!›› diyorlardı.
Nasıl okuyabiliriz RABbin ezgisini El toprağında?
Ey Yeruşalim, seni unutursam, Sağ elim kurusun.
Seni anmaz, Yeruşalimi en büyük sevincimden üstün tutmazsam, Dilim damağıma yapışsın!
Yeruşalimin düştüğü gün, ‹‹Yıkın onu, yıkın temellerine kadar!›› Diyen Edomluların tavrını anımsa, ya RAB.
Ey sen, yıkılası Babil kızı, Bize yaptıklarını Sana ödetecek olana ne mutlu!
Ne mutlu senin yavrularını tutup Kayalarda parçalayacak insana!

138

Bütün yüreğimle sana şükrederim, ya RAB, İlahlar önünde seni ilahilerle överim.
Kutsal tapınağına doğru eğilir, Adına şükrederim, Sevgin, sadakatin için. Çünkü adını ve sözünü her şeyden üstün tuttun.
Seslendiğim gün bana yanıt verdin, İçime güç koydun, beni yüreklendirdin.
Şükretsin sana, ya RAB, yeryüzü krallarının tümü, Çünkü ağzından çıkan sözleri işittiler.
Yaptığın işleri ezgilerle övsünler, ya RAB, Çünkü çok yücesin.
RAB yüksekse de, Alçakgönüllüleri gözetir, Küstahları uzaktan tanır.
Sıkıntıya düşersem, canımı korur, Düşmanlarımın öfkesine karşı el kaldırırsın, Sağ elin beni kurtarır.
Ya RAB, her şeyi yaparsın benim için. Sevgin sonsuzdur, ya RAB, Elinin eserini bırakma!

139

Ya RAB, sınayıp tanıdın beni.
Oturup kalkışımı bilirsin, Niyetimi uzaktan anlarsın.
Gittiğim yolu, yattığım yeri inceden inceye elersin, Bütün yaptıklarımdan haberin var.
Daha sözü ağzıma almadan, Söyleyeceğim her şeyi bilirsin, ya RAB.
Beni çepeçevre kuşattın, Elini üzerime koydun.
Kaldıramam böylesi bir bilgiyi, Başa çıkamam, erişemem.
Nereye gidebilirim senin Ruhundan, Nereye kaçabilirim huzurundan?
Göklere çıksam, oradasın, Ölüler diyarına yatak sersem, yine oradasın.
Seherin kanatlarını alıp uçsam, Denizin ötesine konsam,
Orada bile elin yol gösterir bana, Sağ elin tutar beni.
Desem ki, ‹‹Karanlık beni kaplasın, Çevremdeki aydınlık geceye dönsün.››
Karanlık bile karanlık sayılmaz senin için, Gece, gündüz gibi ışıldar, Karanlıkla aydınlık birdir senin için.
İç varlığımı sen yarattın, Annemin rahminde beni sen ördün.
Sana övgüler sunarım, Çünkü müthiş ve harika yaratılmışım. Ne harika işlerin var! Bunu çok iyi bilirim.
Gizli yerde yaratıldığımda, Yerin derinliklerinde örüldüğümde, Bedenim senden gizli değildi.
Henüz döl yatağındayken gözlerin gördü beni; Bana ayrılan günlerin hiçbiri gelmeden, Hepsi senin kitabına yazılmıştı.
Hakkımdaki düşüncelerin ne değerli, ey Tanrı, Sayıları ne çok!
Kum tanelerinden fazladır saymaya kalksam. Uyanıyorum, hâlâ seninleyim.
Ey Tanrı, keşke kötüleri öldürsen! Ey eli kanlı insanlar, uzaklaşın benden!
Çünkü senin için kötü konuşuyorlar, Adını kötüye kullanıyor düşmanların.
Ya RAB, nasıl tiksinmem senden tiksinenlerden? Nasıl iğrenmem sana başkaldıranlardan?
Onlardan tümüyle nefret ediyor, Onları düşman sayıyorum.
Ey Tanrı, yokla beni, tanı yüreğimi, Sına beni, öğren kaygılarımı.
Bak, seni gücendiren bir yönüm var mı, Öncülük et bana sonsuz yaşam yolunda!

140

Ya RAB, kurtar beni kötü insandan, Koru beni zorbadan.
Onlar yüreklerinde kötülük tasarlar, Savaşı sürekli körükler,
Yılan gibi dillerini bilerler, Engerek zehiri var dudaklarının altında. |iSela
Ya RAB, sakın beni kötünün elinden, Koru beni zorbadan; Bana çelme takmayı tasarlıyorlar.
Küstahlar benim için tuzak kurdu, Haydutlar ağ gerdi; Yol kenarına kapan koydular benim için. |iSela
Sana diyorum, ya RAB: ‹‹Tanrım sensin.›› Yalvarışıma kulak ver, ya RAB.
Ey Egemen RAB, güçlü kurtarıcım, Savaş gününde başımı korudun.
Kötülerin dileklerini yerine getirme, ya RAB, Tasarılarını ileri götürme! Yoksa gurura kapılırlar. |iSela
Beni kuşatanların başını, Dudaklarından dökülen fesat kaplasın.
Kızgın korlar yağsın üzerlerine! Ateşe, dipsiz çukurlara atılsınlar, Bir daha kalkamasınlar.
İftiracılara ülkede hayat kalmasın, Felaket zorbaları amansızca avlasın.
Biliyorum, RAB mazlumun davasını savunur, Yoksulları haklı çıkarır.
Kuşkusuz doğrular senin adına şükredecek, Dürüstler senin huzurunda oturacak.

141

Seni çağırıyorum, ya RAB, yardımıma koş! Sana yakarınca sesime kulak ver!
Duam önünde yükselen buhur gibi, El açışım akşam sunusu gibi kabul görsün!
Ya RAB, ağzıma bekçi koy, Dudaklarımın kapısını koru!
Yüreğim kötülüğe eğilim göstermesin, Suç işleyenlerin fesadına bulaşmayayım; Onların nefis yemeklerini tatmayayım.
Doğru insan bana vursa, iyilik sayılır, Azarlasa, başa sürülen yağ gibidir, Başım reddetmez onu. Çünkü duam hep kötülere karşıdır.
Önderleri kayalardan aşağı atılınca, Dinleyecekler tatlı sözlerimi.
Sabanla sürülüp yarılmış toprak gibi, Saçılmış kemiklerimiz ölüler diyarının ağzına.
Ancak gözlerim sende, ey Egemen RAB, Sana sığınıyorum, beni savunmasız bırakma!
Koru beni kurdukları tuzaktan, Suç işleyenlerin kapanlarından.
Ben güvenlik içinde geçip giderken, Kendi ağlarına düşsün kötüler.

142

Yüksek sesle yakarıyorum RABbe, Yüksek sesle RABbe yalvarıyorum.
Önüne döküyorum yakınmalarımı, Önünde anlatıyorum sıkıntılarımı.
Bunalıma düştüğümde, Gideceğim yolu sen bilirsin. Tuzak kurdular yürüdüğüm yola.
Sağıma bak da gör, Kimse saymıyor beni, Sığınacak yerim kalmadı, Kimse aramıyor beni.
Sana haykırıyorum, ya RAB: ‹‹Sığınağım, Yaşadığımız bu dünyada nasibim sensin›› diyorum.
Haykırışıma kulak ver, Çünkü çok çaresizim; Kurtar beni ardıma düşenlerden, Çünkü benden güçlüler.
Çıkar beni zindandan, Adına şükredeyim. O zaman doğrular çevremi saracak, Bana iyilik ettiğin için.

143

Duamı işit, ya RAB, Yalvarışlarıma kulak ver! Sadakatinle, doğruluğunla yanıtla beni!
Kulunla yargıya girme, Çünkü hiçbir canlı senin karşında aklanmaz.
Düşman beni kovalıyor, Ezip yere seriyor. Çoktan ölmüş olanlar gibi, Beni karanlıklarda oturtuyor.
Bu yüzden bunalıma düştüm, Yüreğim perişan.
Geçmiş günleri anıyor, Bütün yaptıklarını derin derin düşünüyor, Ellerinin işine bakıp dalıyorum.
Ellerimi sana açıyorum, Canım kurak toprak gibi sana susamış. |iSela
Çabuk yanıtla beni, ya RAB, Tükeniyorum. Çevirme benden yüzünü, Yoksa ölüm çukuruna inen ölülere dönerim.
Sabahları duyur bana sevgini, Çünkü sana güveniyorum; Bana gideceğim yolu bildir, Çünkü duam sanadır.
Düşmanlarımdan kurtar beni, ya RAB; Sana sığınıyorum.
Bana istemini yapmayı öğret, Çünkü Tanrımsın benim. Senin iyi Ruhun Düz yolda bana öncülük etsin!
Ya RAB, adın uğruna yaşam ver bana, Doğruluğunla kurtar beni sıkıntıdan.
Sevginden ötürü, Öldür düşmanlarımı, Yok et bütün hasımlarımı, Çünkü senin kulunum ben.

144

Ellerime vuruşmayı, Parmaklarıma savaşmayı öğreten Kayam RABbe övgüler olsun!
Odur benim vefalı dostum, kalem, Kurtarıcım, kulem, Kalkanım, Ona sığınırım; Odur halkları bana boyun eğdiren!
Ya RAB, insan ne ki, onu gözetesin, İnsan soyu ne ki, onu düşünesin?
İnsan bir soluğu andırır, Günleri geçici bir gölge gibidir.
Ya RAB, gökleri yar, aşağıya in, Dokun dağlara, tütsünler.
Şimşek çaktır, dağıt düşmanı, Savur oklarını, şaşkına çevir onları.
Yukarıdan elini uzat, kurtar beni; Çıkar derin sulardan, Al eloğlunun elinden.
Onların ağzı yalan saçar, Sağ ellerini kaldırır, yalan yere ant içerler.
Ey Tanrı, sana yeni bir ezgi söyleyeyim, Seni on telli çenkle, ilahilerle öveyim.
Sensin kralları zafere ulaştıran, Kulun Davutu kötülük kılıcından kurtaran.
Kurtar beni, özgür kıl Eloğlunun elinden. Onların ağzı yalan saçar, Sağ ellerini kaldırır, yalan yere ant içerler.
O zaman gençliğinde Sağlıklı yetişen fidan gibi olacak oğullarımız, Sarayın oymalı sütunları gibi olacak kızlarımız.
Her türlü ürünle dolup taşacak ambarlarımız; Binlerce, on binlerce yavrulayacak Çayırlarda davarlarımız.
Semiz olacak sığırlarımız; Surlarımıza gedik açılmayacak, İnsanlarımız sürgün edilmeyecek, Meydanlarımızda feryat duyulmayacak!
Ne mutlu bunlara sahip olan halka! Ne mutlu Tanrısı RAB olan halka!

145

Ey Tanrım, ey Kral, seni yücelteceğim, Adını sonsuza dek öveceğim.
Seni her gün övecek, Adını sonsuza dek yücelteceğim.
RAB büyüktür, yalnız O övgüye yaraşıktır, Akıl ermez büyüklüğüne.
Yaptıkların kuşaktan kuşağa şükranla anılacak, Güçlü işlerin duyurulacak.
Düşüneceğim harika işlerini, İnsanlar büyüklüğünü, yüce görkemini konuşacak.
Yaptığın müthiş işlerin gücünden söz edecekler, Ben de senin büyüklüğünü duyuracağım.
Eşsiz iyiliğinin anılarını kutlayacak, Sevinç ezgileriyle övecekler doğruluğunu.
RAB lütufkâr ve sevecendir, Tez öfkelenmez, sevgisi engindir.
RAB herkese iyi davranır, Sevecenliği bütün yapıtlarını kapsar.
Bütün yapıtların sana şükreder, ya RAB, Sadık kulların sana övgüler sunar.
Krallığının yüceliğini anlatır, Kudretini konuşur;
Herkes senin gücünü, Krallığının yüce görkemini bilsin diye.
Senin krallığın ebedi krallıktır, Egemenliğin kuşaklar boyunca sürer. RAB verdiği bütün sözleri tutar, Her davranışı sadıktır.
RAB her düşene destek olur, İki büklüm olanları doğrultur.
Herkesin umudu sende, Onlara yiyeceklerini zamanında veren sensin.
Elini açar, Bütün canlıları doyurursun dilediklerince.
RAB bütün davranışlarında adil, Yaptığı bütün işlerde sevecendir.
RAB kendisine yakaran, İçtenlikle yakaran herkese yakındır.
Dileğini yerine getirir kendisinden korkanların, Feryatlarını işitir, onları kurtarır.
RAB korur kendisini seven herkesi, Yok eder kötülerin hepsini.
RAB'be övgüler sunsun ağzım! Bütün canlılar O'nun kutsal adına, Sonsuza dek övgüler dizsin.

146

RABbe övgüler sunun! Ey gönlüm, RABbe övgüler sun.
Yaşadıkça RABbe övgüler sunacak, Var oldukça Tanrıma ilahiler söyleyeceğim.
Önderlere, Sizi kurtaramayacak insanlara güvenmeyin.
O son soluğunu verince toprağa döner, O gün tasarıları da biter.
Ne mutlu yardımcısı Yakupun Tanrısı olan insana, Umudu Tanrısı RABde olana!
Yeri göğü, Denizi ve içindeki her şeyi yaratan, Sonsuza dek sadık kalan,
Ezilenlerin hakkını alan, Açlara yiyecek sağlayan Odur. RAB tutsakları özgür kılar,
Körlerin gözünü açar, İki büklüm olanları doğrultur, Doğruları sever.
RAB garipleri korur, Öksüze, dul kadına yardım eder, Kötülerin yolunuysa saptırır.
RAB Tanrın sonsuza dek, ey Siyon, Kuşaklar boyunca egemenlik sürecek. RAB'be övgüler sunun!

147

RABbe övgüler sunun! Ne güzel, ne hoş Tanrımızı ilahilerle övmek! Ona övgü yaraşır.
RAB yeniden kuruyor Yeruşalimi, Bir araya topluyor İsrailin sürgünlerini.
O kırık kalplileri iyileştirir, Yaralarını sarar.
Yıldızların sayısını belirler, Her birini adıyla çağırır.
Rabbimiz büyük ve çok güçlüdür, Sınırsızdır anlayışı.
RAB mazlumlara yardım eder, Kötüleri yere çalar.
RABbe şükran ezgileri okuyun, Tanrımızı lirle, ilahilerle övün.
Odur gökleri bulutlarla kaplayan, Yeryüzüne yağmur sağlayan, Dağlarda ot bitiren.
O yiyecek sağlar hayvanlara, Bağrışan kuzgun yavrularına.
Ne atın gücünden zevk alır, Ne de insanın yiğitliğinden hoşlanır.
RAB kendisinden korkanlardan, Sevgisine umut bağlayanlardan hoşlanır.
RABbi yücelt, ey Yeruşalim! Tanrına övgüler sun, ey Siyon!
Çünkü senin kapılarının kol demirlerine güç katar, İçindeki halkı kutsar.
Sınırlarını esenlik içinde tutar, Seni en iyi buğdayla doyurur.
Yeryüzüne buyruğunu gönderir, Sözü çarçabuk yayılır.
Yapağı gibi kar yağdırır, Kırağıyı kül gibi saçar.
Aşağıya iri iri dolu savurur, Kim dayanabilir soğuğuna?
Buyruk verir, eritir buzları, Rüzgarını estirir, sular akmaya başlar.
Sözünü Yakup soyuna, Kurallarını, ilkelerini İsraile bildirir.
Başka hiçbir ulus için yapmadı bunu, Onlar O'nun ilkelerini bilmezler. RAB'be övgüler sunun!

148

RABbe övgüler sunun! Göklerden RABbe övgüler sunun, Yücelerde Ona övgüler sunun!
Ey bütün melekleri, Ona övgüler sunun, Övgüler sunun Ona, ey bütün göksel orduları!
Ey güneş, ay, Ona övgüler sunun, Övgüler sunun Ona, ey ışıldayan bütün yıldızlar!
Ey göklerin gökleri Ve göklerin üstündeki sular, Ona övgüler sunun!
RABbin adına övgüler sunsunlar, Çünkü O buyruk verince, var oldular;
Bozulmayacak bir kural koyarak, Onları sonsuza dek yerlerine oturttu.
Yeryüzünden RABbe övgüler sunun, Ey deniz canavarları, bütün enginler,
Şimşek, dolu, kar, bulutlar, Onun buyruğuna uyan fırtınalar,
Dağlar, bütün tepeler, Meyve ağaçları, sedir ağaçları,
Yabanıl ve evcil hayvanlar, Sürüngenler, uçan kuşlar,
Yeryüzünün kralları, bütün halklar, Önderler, yeryüzünün bütün yöneticileri,
Delikanlılar, genç kızlar, Yaşlılar, çocuklar!
RABbin adına övgüler sunsunlar, Çünkü yalnız Onun adı yücedir. Onun yüceliği yerin göğün üstündedir.
RAB kendi halkını güçlü kıldı, Bütün sadık kullarına, Kendisine yakın olan halka, İsrailliler'e ün kazandırdı. RAB'be övgüler sunun!

149

RABbe övgüler sunun! RABbe yeni bir ezgi söyleyin, Sadık kullarının toplantısında Onu ezgilerle övün!
İsrail Yaratıcısında sevinç bulsun, Siyon halkı Krallarıyla coşsun!
Dans ederek övgüler sunsunlar Onun adına, Tef ve lir çalarak Onu ilahilerle övsünler!
Çünkü RAB halkından hoşlanır, Alçakgönüllüleri zafer tacıyla süsler.
Bu onurla mutlu olsun sadık kulları, Sevinç ezgileri okusunlar yataklarında!
Ağızlarında Tanrıya yüce övgüler, Ellerinde iki ağızlı kılıçla
Uluslardan öç alsınlar, Halkları cezalandırsınlar,
Krallarını zincire, Soylularını prangaya vursunlar!
Yazılan kararı onlara uygulasınlar! Bütün sadık kulları için onurdur bu. RAB'be övgüler sunun!

150

RABbe övgüler sunun! Kutsal yerde Tanrıya övgüler sunun! Gücünü gösteren göklerde övgüler sunun Ona!
Övgüler sunun Ona güçlü işleri için! Övgüler sunun Ona eşsiz büyüklüğüne yaraşır biçimde!
Boru çalarak Ona övgüler sunun! Çenkle ve lirle Ona övgüler sunun!
Tef ve dansla Ona övgüler sunun! Saz ve neyle Ona övgüler sunun!
Zillerle Ona övgüler sunun! Çınlayan zillerle Ona övgüler sunun!
Bütün canlı varlıklar RAB'be övgüler sunsun! RAB'be övgüler sunun!

Holder of rights
Multilingual Bible Corpus

Citation Suggestion for this Object
TextGrid Repository (2025). Turkish Collection. Psalms (Turkish). Psalms (Turkish). Multilingual Parallel Bible Corpus. Multilingual Bible Corpus. https://hdl.handle.net/21.11113/0000-0016-C032-6